Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisiyken 2 Ocak 2019'da kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından katledilen Ceren Damar Şenel cinayeti davasında 4. duruşması görüldü. Sanık Hikmet'e indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, cezayı kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan verdi. Ancak kanun maddesindeki tasarlama ve canavarca hisle öldürme fıkrası uygulanmadı.
Duruşmada Hasan İsmail Hikmetin avukatı Vahit Bıçak, Ceren Damar'ın 15 Temmuz'u savunduğunu ileri sürdü. Sanık Hikmet'in Ceren Damar tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını iddia eden Bıçak, bu dosyanın bir kadın cinayeti davası olmadığını söyledi. Sık Sık salondakilerin tepkisi çeken Bıçak, sanık Hikmet'in öldürme kastı olmadığını ve meşru müdafaada bulunduğunu ileri sürdü.
Sanık Hasan İsmail Hikmet, ‘tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan yargılanıyor. 29 Kasım'da görülen ikinci duruşmada savcı, mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma öncesi Damar’ın ailesi ve kadınlar Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaparak adalet talebini yineledi. Şenel'in babası Mustafa Damar, bugün bir kez daha kızları için adalet aramaya geldiklerini söyledi.Pes etmeyeceklerini, adalet arayışlarını sürdüreceklerini aktaran Damar, “Biraz insaf, biraz vicdan, biraz hukuk bekliyoruz. Çok şey mi istiyoruz? Adaleti anlatmak, adaleti konuşmak, bu konulardan bahsetmek çözüm olamaz. En kısa zamanda adaletin tecelli ettirilmesi gerekiyor” diye konuştu. Damar, kızının görevini yaptığı için katledildiğini, bu uğurda canını verdiğini ancak yargılama süresince kızına iftira atıldığını belirterek, “Ceren Damar davası tüm toplumun davası. Bu nedenle dava neticesinde verilecek karar milat olacaktır” ifadelerini kullandı. Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan ve Ceren Damar Şenel'in fotoğraflarını taşıyan kadınlar, “Sessiz Kalmıyoruz” ve “Erkek adalet değil, gerçek adalet” sloganları attı.
Yaklaşık 100 avukatın hazır bulunduğu salon, erken saatlerden itibaren tıklım tıklım doldu.
Duruşmanın başlamasıyla Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonu'nun davaya müdahillik talebi, “suçtan doğrudan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddedildi.
Talebin reddedilmesinin ardından savunma yapan sanık avukatı Vahit Bıçak, “Elbette bugün ele aldığımız olayda sanık bir suç işlemiştir. Konuştuğumuz konu cezanın ne olması gerektiği konusudur. Ceren Damar‘a adalet için, Hasan İsmail Hikmet’e adalet için buradayız. Sanık ne yapmamıştır? Sanık çoklu bir öldürme yapmamıştır. Sanık burada bir katliam yapmamıştır. Çılgın cinayet de yapmamıştır. Seri cinayet de işlememiştir. Çoklu öldürmeler üç başlık altında karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Vahit Bıçak’ın ifadesi sırasında mağdur avukatları tepki gösterdi. Bu tepkiler üzerine sanık avukatı Bıçak, “Sanık neler yapabilirdiyi neler yapmadıyı anlatıyorum. Size bugün hukuk dersi vereceğim. Sanık kantine gidip elindeki silahın mermisini boşaltabilirdi. Sanık katliam işlememiştir. Silahla taramamıştır. Öğretim odasına dalıp karşısına kim çıktıysa ateş etmemiştir” dedi. Bıçak’ın sözleri salonda tepki çekti.
Sanık avukatı Vahit Bıçak savunmasını hukuki tanımlar yaparak sürdürdü. Bıçak, “Olgusal sorun çözülmezse şüpheli sanık hakkında beraat karar verilir” dedi.
Ceren Damar’ın öldürülmesinin yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da seslendirenler arasında yer aldığı bir şarkı bestelendiğini belirten sanık avukatı Bıçak, “Bu dava boyunca besteler yapılmış, şarkılar söylenmiş açıklamalar yapılmış ve Anayasa’nın 138. maddesi ihlal edilmiştir. Bunu devletin üst kademelerindeki kişiler yapmıştır. Biz mahkeme heyetinin baskı altında kalmayacağına inanıyoruz” dedi.
Öldürülen Ceren Damar Şenel’in ve sanığın telefonunun incelenmediğini belirten sanık avukatı Bıçak, “Sanığın telefonun incelenmesine ilişkin rapor bulunmamaktadır. Maktulün cep telefonu hafızası, görüşmeler, fotoğraf arşivine hiçbir şekilde ulaşamamıştır. Sanıkla maktul arasındaki ilişki için bu kayıtlara bakılır. Somut olayımızda iki tarafa da bu yapılmamıştır. Maktulenin telefonu açılırsa ne olacak merak ediyoruz. Devlet sırrı gibi korunuyor” dedi. Bıçak gelen tepkilere ise “Karşımızda hukuken katil yoktur sanık vardır” diye karşılık verdi.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugünkü celsesinde mahkemenin kararını açıklaması beklenirken, sanık Hasan İsmail Hikmet'in avukatı Vahit Bıçak’ın savunması tepki topladı.
Sanık avukat Vahit Bıçak, Ceren Damar Şenel’in ve sanığın telefonunun incelenmediğini belirtti ve “Sanığın telefonun incelenmesine ilişkin rapor bulunmamaktadır. Maktulün cep telefonu hafızası, görüşmeler, fotoğraf arşivine hiçbir şekilde ulaşamamıştır. Sanıkla maktul arasındaki ilişki için bu kayıtlara bakılır. Somut olayımızda iki tarafa da bu yapılmamıştır. Maktulenin telefonu açılırsa ne olacak merak ediyoruz. Devlet sırrı gibi korunuyor” dedi. Bıçak, gelen tepkiler üzerine, "Karşımızda hukuken katil yoktur sanık vardır" ifadelerini kullandı.
Daha önceki duruşmalardaki savunmaları da tepki çeken Bıçak, "Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz sonrası emriyle başlatılan birlik çağrısına rağmen Ceren Damar 15 Temmuz lehine tweet attı" dedi.
Sanığın annesinin polis olduğunu ifade eden Bıçak, sanığın ailesini, Ceren Damar ve eşinin FETÖ'den suçladığını savundu. Bıçak cinayete ilişkin ise "Ceren Damar'ın taciz ve tecavüzleri ile sanığı ne denli bunalttığının göstergesidir. Sanık elinde bıçak ve silah olmasına rağmen başka kimseye zarar vermemiştir" dedi.
Öldürülen Ceren Damar Şenel’in eşi Levent Şenel’e olay günü telefon ederek, “Beni ihbar eden öğrenciyi kopya çekerken yakaladım” dediğinin kanıtlar arasında yer aldığını söyleyen avukat Vahit Bıçak’a tepkiler devam etti. Bıçak’ın, “sonradan atanan danışman hocası şimdi öğrencisinin hapse atılması için mücadele ediyor” sözleri üzerine Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar, “Seni de attıracağız” dedi. Baba Damar’ın bu sözleri üzerine sanık avukatı Vahit Bıçak, “Beni göndermeye FETÖ’cülerin gücü yetmedi. Seninki de yetmez. 98 yılından bu yana FETÖ’cülerle mücadele ediyorum” dedi.
Duruşmayı uzatmak yönünde çabalarının olmadığını söyleyen sanık avukatı Bıçak, “Biz sanığın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Bu sözlerin üzerine Bıçak, sanık Hikmet’in mahkemede söylediği, “Kimse bu durumda olmak istemez. Acının tarifi yok” sözlerini hatırlattı ve “Asıl insanlık dersini sanık vermiştir” dedi.
Öğretim üyesi Nesibe Kurt’un mahkemedeki ifadesinde, “Odaya girdiğimde Ceren yaşıyordu” beyanını hatırlatan avukat Bıçak, “Yanlış müdahale yapıldığını düşünüyoruz. Ölüm olayının böyle gerçekleşmiş olduğunu düşünüyoruz” dedi. Bu sözlerin üzerine mağdur avukatları itirazda bulundu. İtirazlara Bıçak, “Ben hayatımı gençlere adamış bir insanım” ifadeleriyle yanıt verdi. Sanık avukatının sanığa hitaben, “Efendi çocuk”, “Yazık”, “Terbiyesizlik saygısızlık yapmıyor” gibi ifadelerine de salondan tepkiler geldi.
Ankara Barosu’nun sınav sorularını öğrencilere önceden verdiğini iddia eden sanık avukatı Vahit Bıçak, “Babası dişinden tırnağından artırarak çocuğu okutuyor ve hakim savcı olmasını istiyor. Anadolu ailesi, okulda yaşadıklarını çocuk çok rahat anlatamıyor. Uğradığı taciz ve tecavüzü de ailesine anlatamamış” dedi.
Sanık avukatı Bıçak’ın sanık hakkındaki olumlu ifadelere tepki gösteren baba Mustafa Damar, “Damat al o zaman” dedi. Babanın bu sözü üzerine Vahit Bıçak, “Siz almışsınız zaten” yanıtını verdi. Bunun üzerine salonda yuhalamalar duyuldu. Beyanının kesildiğini söyleyen avukat Bıçak, “Benim bu davayı sarılmamla baskı çok arttı. Kızının katili üzerinden bir babanın rant sağlamaya çalıştığını gördükçe böyle bir baba olamaz dedim. Dava sonunda şikayetçi olacağım” diye konuştu.
“Katılanlar bu çocuktan affetmeyi öğrensinler. Kendi acılarına da iyi gelir” diyen sanık avukatı Vahit Bıçak dijital delillerin toplanmadığını söyledi. Damar ve Sanık Hikmet’in telefonlarının incelenmesi gerektiğini söyleyen Bıçak, “Müvekkilim en başından beri ne anlattıysa gelen deliller bunu doğrulamıştır. Katil ruhlu olan insanlar bu çocuk cezaevinde çürüsün diyebilir. Maktul ‘Anneni ben FETÖ’den attırdım’ deyince şartelleri atmış. Atmasa iyiydi. Tabii kötü bir hadise. Gelecekte bu çocuk hukuk mesleğini icra etmeyi düşünüyor. Bu çocuğa merhamet etmek gerekir” diye konuştu. Sözleri boyunca Bıçak’a tepkiler sürdü.
Sanık Hikmet’in öldürme kastının olmadığını söyleyen avukat Bıçak, meşru müdafaa şartlarının oluştuğunu savundu. Sanığı odaya maktulün çağırdığını söyleyen avukat Bıçak’a, “Silahla mı geziyormuş” sözleriyle tepki gösterenler oldu. Bunun üzerine Vahit Bıçak, “Herkes silahla geziyor” yanıtını verdi ve yine duruşma salonundan tepki çekti.
Sanığın tutuksuz yargılanması gerektiğini ifade eden sanık avukatı Bıçak, Damar’ın kamu görevini yapmadığını savunarak ağırlaştırıcı bir husus olamayacağını belirtti. Bıçak, “Tecavüz etmek kamu görevinde sınırın aşılmasıdır. Öğrencisinin annesi hakkında ihbarda bulunarak görevinden ihraç ettirmek kamu görevi değildir” dedi.
Vahit Bıçak, beş profesörün davayı bırakması için kendine telkinde bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Bize gelen giden olmadı” yanıtını verdi.
Vahit Bıçak Damar’ın ardından ağıt yakıldığını hatırlattı. Bunun üzerine baba Damar, “Seni arkandan da ağıt yakacağız” dedi. Bunun üzerine sanık avukatı Bıçak, “Benimle ilgili ölüm tehdidinde bulundu. Katil ruhlu adam. Bu babaya söylenecek çok şey var. Herkes hak ettiği şekilde yaşıyor. Öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunmuştur” dedi.
Bu ifadelerin ardından Vahit Bıçak savunmasını sonlandırdı.
Duruşma devam ettiği sırada bir kadın epilepsi krizi geçirdi. Kadına yapılan müdahale sırasında duruşma durdu.
Mahkeme kararını gizli olarak açıklayacağını belirterek duruşma salonunu boşalttırdı. Kararını açıklayan heyeti sanık Hikmet'i ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, cezayı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan verdi. Ancak kanun maddesindeki tasarlama ve canavarca hisle öldürme fıkrası uygulanmadı.