Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisiyken 2 Ocak 2019'da kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından katledilen Ceren Damar Şenel cinayeti davasında 3. duruşma görüldü. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada karar çıkması beklenirken, duruşma 21 Şubat'a ertelendi. Sanığın annesi ve dedesinin sözleri tepki çekti.
Sanık Hasan İsmail Hikmet, ‘tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan yargılanıyor. 29 Kasım'da görülen ikinci duruşmada savcı, mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 8 yıla kadar hapis cezası istendi.
Davanın karar duruşmasına tutuklu sanık Hasan İsmail Hikmet, taraf avukatları, Ceren Damar Şenel'in aile yakınları, bazı milletvekilleri ve çok sayıda izleyici katıldı.
Dava, taleplerin alınmasıyla başladı. Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonu ve Ankara İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği, davaya katılma talebinde bulundu. Sanık avukatı Vahit Bıçak, katılma taleplerine ilişkin, "CMK'ya göre suçtan doğrudan zarar görenlerin davaya katılma hakkı vardır. Dolaylı zarar görenin davaya katılma hakkı yoktur. Elinizdeki dosya bir kadın cinayeti değildir, kadının cinsiyetinden dolayı işlenmiş bir suç değildir. Maktulle fail arasında bir takım konular mevcuttur, o konular nedeniyle işlenmiştir. Ordu'da geçtiğimiz hafta bir hadise oldu. Burada fail mağduru hiç tanımıyordu. Cinsel kimliğinden dolayı öldürürse kadın cinayeti budur. Dolayısıyla burada bir kadın cinayeti yoktur. Tamamen kamuoyunu manipüle etme gayreti vardır. Katılma talebinin reddini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Duruşmada sanığın annesi tanık olarak dinlendi. Sanık avukatı Vahit Bıçak'ın "Oğlunuz beyanında bir bayan tarafından cinsel tacize uğradığını iddia etti. Çocuğunuz yalan söyler mi?" sorusuna anne, "Ceren, ikinci kez öğretmen olarak tahsil edildiğinde o konudan bana bahsetti. Bana, 'anne zaten evlendi, ben de uzak duracağım' dedi. Ben de ona eğitmenle öğrencisi arasında böyle bir şey olamayacağını, bunun profesyonellikle alakasının olmadığını, uzak durması gerektiğini, kesinlikle selam dahi vermemesi gerektiğini söyledim" iddialarında bulundu.
Mahkeme, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonu ve Ankara İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği'nin katılma talebini reddetti. Daha sonra sanık Hikmet'in annesi Hatice Elçi Hikmet tanık olarak dinlendi. Olay gününü ve sonrasını gözyaşları içinde anlatan tanık Hikmet, şunları kaydetti:
"Oğlum ilk benimle telefondan görüştü. Bana, 'Okulda bir olay meydana geldi. Çok üzgünüm gelip beni alır mısınız?' dedi. Ben önce ne dediğini anlamadım. Sonra 'Kendimi intihar edeceğim' dedi. Çılgına döndüm ve okulda ne olduğunu sorduğumda 'Okulda çok kötü bir olay oldu, hatırlamıyorum' cevabını verdi. Bunun üzerine evden çıktım, eşimi aradım ve onu da yolda taksiyle aldım. Oğlumdan da sabit bir yerde kalmasını istedim. Oğlumla buluştuğumda çok telaşlıydı. Onu sakinleştirmeye çalıştım. Eşime 'Üstünde ne kadar malzeme varsa telefonu bana verin, diğer malzemeleri sen al' dedim. Malzemelerden kastım bir adet bıçak ve bir adet silahtır. Eşimden silahı temizlemesini istedim. Telefon bendeydi, silah ve bıçak eşimdeydi. İvedilikle taksiye bindik ve oğlumu emniyete teslim ettik. Daha sonra polis, 'Çocuğunuza çamaşır getirin' dedi. Bunun üzerine eve gittim ben de. O ara telefon benim üzerimde olduğu için benimle gidip geldi. Emniyette 'Telefonu alacak mısınız?' diye sorduğumda 'Sonra alırız' dedi ve gece 02.00'de aldılar."
Tanık Hikmet'e eşine söylediği "Silahı temizle" ifadesi soruldu. Hikmet, "Silahı temizleme ifadesinden kastım, mekanik aksanında bulunan boş kovanın çıkartılması, silahın tekrardan atışa hazır hale getirilmesi ve emniyetli şekilde boş kovanın atılmasıdır" dedi.
Sanık avukatı Vahit Bıçak, "Çocuğunuza nasıl bir eğitim verdiniz?" dediginde tanık olarak dinlenen anne Hikmet, "Ben Türkiye'nin ilk keskin nişancısıyım. Sevgimizle yetiştirdik. Bu hale hangi sözle geldi? Çocuğum 5 ay konuşmadı, anlatmadı" dedi.
Anne Hikmet'in ağlaması üzerine salondan "Şov yapmayın" denildi.
Sanık avukatı Vahit Bıçak'ın "Oğlunuz beyanında bir bayan tarafından cinsel tacize uğradığını iddia etti. Çocuğunuz yalan söyler mi?" şeklindeki sorusuna Hikmet, "Oğlum asla yalan söylemez. Çocuğumun her
Damar ailesinin avukatı Çetın Arslan, "cep telefonunuzu 20 yıldır kullandığınızı belirttiniz. Emniyette iki kere yanlış numara vermişsiniz. Arabayı okuldan kaçta aldiniz? Savcının arama talimatına rağmen arabayı almanıza kim izin verdi" dediginde anne Hikmet, "Bir buçuk iki saat sonra" dedi. "Arabanın anahtarını kim verdi?" sorusuna yönelik ise Hikmet, "Üzerindeydi" cevabını verdi
Arslan, telefonun tutanağa göre sanığın üzerinden çıktığını belirtmesine karşın Hikmet, telefonu kendisinin teslim ettiğini iddia etti. Anne Hikmet, Taurus AVM önünde oğlunun elinden tabanca ve silah almalarına karşın olayı anlatmadığını belirtildiğinde, Damar ailesinin avukatları ilk ifadede annenin, hocamı yaraladım beyanını hatırlattı.
Bunun uzerine anne, cinayeti emniyette öğrendiğini savundu. Anne oğlunun telefonundan alınan sinyalin sürekli değişmesini, telefonun kendisinde olmasından kaynaklandığını savundu. Anne oğlunun kopya çektiğini de bilmediğini belirtti.
Bunun üzerine, Vahit Bıçak, "Türkiye'de kopya çekmeyen öğrenci mi var" dediğinde salonda sesler yükseldi.
Anne çocuğun bıçakla gezdiğini bilmediğini, daha önce bir gazetede oğlunu yarı polis gibi yetiştirdiğini belirtmesine karşın atış talimi yaptırmadığını söyledi. Anne intihar mektubunu okuduktan sonra teslim ettiğini belirtti.
Ceren Damar in babası Mustafa Damar, "çok iyi bir çocuk yetiştirdiği belirtiliyor. 2015 yılında halen davası devam ediyor. Gülşah isimli bir kişi rezil rüsva edilmiş ve Türkiye'yi terk etmiştir. Bunu biliyor muydu? 2011 yılında kocasını bıçakladı" dediğinde anne soruları yanıtlamadı. Anne oğlunun iddia ettiği gözaltında işkenceyi de bilmediğini ifade etti.
Sanığın dedesi İsmail Elçi torununun bir ilişkisi olduğunu bildiğini belirterek, "Ehl'i keyf'i keyiflendirir kahvenin kaynaması, eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması" dedi. Bunun üzerine salonda gerginlik çıktı. Damar ailesinin avukatları dede hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtti.
Sanığın yakın arkadaşları ise bir ilişki olduğunu iddia etti. Fakat iki tanık ilişki tarihlerini farklı farklı anlattı. Tanıklardan birisi sanığın cinayetten 2 yıl önce ilişkisi olduğunu söylediğini belirtmesine karşın diğer tanık bir ay önce ilişkisi olduğunu söylediğini ifade etti.
Mahkeme heyetinin verdiği 30 dakikalık aranın ardından duruşmanın 21 Şubat’a ertelenmesine karar verildi.