T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto etmek isterken polis şiddetine maruz kalan öğrencilerle ilgili Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği'nin ortak imzaladığı dosyada, eylem esnasında kullanılan biber gazının amacının "öğrencileri sakinleştirmek" olduğu yazıldı. Tartışmalara yol açan bu açıklama ile ilgili Can Dündar tarafından ismi saklı tutulan, uzun yıllar Çevik Kuvvet müdürlüğü yapmış bir Emniyet Müdürü konuştu. Eski Emniyet Müdürü, dosya hakkındaki eleştirilere hak verirken "Olaya bir de bizim tarafımızdan bakın" diyerek Çevik Kuvvet'in işleyişine dair bilgiler verdi. Koşulların kötü olduğu Çevik Kuvvet'in amirler için teşkilatın sürgün yeri olduğunu söylerken, müdahale esnasında polislerin taktıkları gaz maskeleri yüzünden birbirlerini duymadıklarını ve "Müdahalenin gidişatının Allah’a emanet olduğunu" söyledi.
Can Dündar'ın Milliyet gazetesindeki Ada köşesinde yayımlanan yazısı (30 Aralık 2010) şöyle:
Çevik Kuvvet neden copluyor?Sık sık polis şiddetini izliyoruz, eleştiriyoruz. Ancak polisin basın-halkla ilişkiler birimi yok; sanki duvara konuşuyoruz.Uzun yıllar Çevik Kuvvet müdürlüğü yapmış bir Emniyet Müdürü aradı. Farklı dilden konuştu. Eleştirilere hak verdi:“Ama olaya bir de bizim tarafımızdan bakın” dedi. İşte anlattıkları:
İlk sorumlu vali “İzlediğiniz görüntülerde sorumluluğunun yarısı bizim. En başta da, eyleme izin verme pozisyonunda olan valinin... Gösteri talebi gelince vali önce ‘Beni tayin eden hükümet acaba buna nasıl bakar? Bana nasıl yansır’ diye düşünür. Eğer protesto, valiyi tayin edenleri kızdıracaksa, en masum yürüyüş bile ‘Devletin bekasına aykırı’ diye damgalanabilir. “Vali, kendini koruma kaygısıyla veya emniyet müdürünün yönlendirmesiyle ‘Bu yürüyüş yaptırılmayacak’ derse emniyet amirleri de pozisyonlarını korumak için sertleşir. Artık göstericiler ne kadar zorlarsa zorlasın, polis direnmek zorundadır. Çünkü bir görevli devlete karşı vatandaşı kollarsa ceza alır; ama vatandaş aleyhine devleti korumuşsanız, kimse ‘Niye yaptın’ diye sormaz.”
Çevik Kuvvet sürgün yeri“Eyleme müdahale eden Çevik Kuvvet polisi yeni memurdur. Bu dezavantaj değil, avantajdır. Çünkü sivilden yeni kopmuş, temiz çocuklardır. İyi yönlendirilirlerse emre uyarlar.Ama şimdi biraz değişse de hâlâ Çevik Kuvvet, amirler için teşkilatın sürgün yeridir. Emniyet Müdürü, kızdığı adamı oraya sürer. Adamını bulan kaçar. İnsan ilişkileri zayıf, koşullar ağırdır. İş cazibesi, sosyal ortamı yoktur. Mesela diğer birimlerde komiserin otosu varken Çevik Kuvvet’te emniyet amirinin bile otosu olmaz.O yüzden amirler Çevik Kuvvet’te çalışmak istemez. Uzun kalan yoktur. Sık amir değişikliği ve isteksizlik profesyonelleşmeyi önler.Emniyet Genel Müdürü dahil tüm yöneticiler Çevik Kuvvet olmadan şehri yönetemeyeceklerini bilir, bu kuvveti hovardaca kullanır, ama hiç değer vermezler.”
Donatım yetersizliği“Kalabalıktır Çevik Kuvvet. Sıradan olayda bile 50-100 kişi görev yapar. Bazen 3-5 bin kişiyi sevk edersiniz. Buna mukabil sadece amirlerin telsizi vardır. Kargaşada amir, talimatını personeline duyuramaz. Ufacık bir sertleşmede grupta kitle psikolojisi, poliste de belki şuuraltı devreye girer; çatışma başlar. O anda ip kopar, liderlik kaybolur. Çünkü personelle aranızda iletişim yoktur. Hemen yanıbaşlarında da olsanız yanlış yapıyorlarsa onları durduramazsınız. Başlarında kask vardır, ortam gürültülüdür. ‘Durun’ diye bağırsanız da duyulmaz.Daha komiği; gaz kullandığınızda gaz maskesi takarsınız, ama maske varken telsizle konuşamazsınız. Yani gaz sıkıldığında telsiz iletişimi tamamen kesilir. Müdahalenin gidişatı artık Allah’a emanettir. Bu, kulaklıklı telsiz sistemiyle önlenebilir.”
Terörize ediyoruzAmir, iki önemli saptamayla bitirdi sözünü:1. Demokrasi düdüklü tenceredir. Sibobu kapatırsak, basınç tencereyi patlatır. Batı’da olduğu gibi gösteri alanları yaratıp toplumsal tepkiye zemin yaratmak lazım.2. Terörün amacı, insanları terörize etmektir. Ama biz, terörü engellemek için aşırı tedbir alıp terörün yapmak istediğini yapıyoruz; yani ortamı terörize ediyoruz. Bu gösterileri engellemek şöyle dursun, kolaylaştırmalıyız.”Böyle düşünen polisler de var. Keşke yönetimde olsalar.