Gazeteci Zeynep Kuray'ın flaşbelleğinde bulunan yayımlanmamış çeviri taslağındaki ifadeler 301. madde kapsamında tutanak altına alındı.
PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK soruşturmasında gazetecilere açılan davanın iddianamesinden çarpıcı bir detay daha ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında tutuklanan Birgün gazetesi ve Fırat Haber Ajansı muhabiri gazeteci Zeynep Kuray’ın flaşbelleğinde bulunan, annesinin eşi çevirmen Ali Berktay’a ait henüz çıkmamış çeviri kitabının taslağı iddianameye girdi. Savcı Adnan Çimen, kitap taslağında yer alan bazı ifadeleri ‘Türklere ve Türklüğe hakaret’ diye değerlendirerek, tutanak altına aldı.
İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre, gazeteci Zeynep Kuray geçen aralık ayında gazetecilere yönelik KCK operasyonu kapsamında tutuklanmış ve 43 gazeteciyle birlikte Kuray hakkında dava açılmıştı. Kuray’ın evinde alınıp el konulan bir flaşbellekteki iki dosya delil sayılıp iddianameye taşındı. Bunlardan biri Kuray’ın kaleme aldığı bir haberdi.
Diğer dosya ise ‘Turban et Stanbouline’ adlı bir çeviri taslağıydı. Bu, Kuray’ın annesinin eşi olan çevirmen Ali Berktay’ın, 2013 yılının ilk üç ayında çıkması planlanan çevirisinin taslağıydı. Fransa’da 2009 yılında Jean François Solnon tarafından ‘Le Turban et la Stambouline’ adıyla yayımlanan bu kitapta, 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Batı ve Osmanlı ilişkileri kültürel bakımdan inceleniyordu. Berktay, ‘Sarık ve İstanbulin’ (1900’lerin başında giyilen bir tür kıyafet) adıyla Türkçeye kazandırmak istediği kitabın ham çevirisini flaşbelleğe kaydetmişti. Flaşbelleği de baskından kısa süre önce Kuray’a ödünç vermişti. Berktay, baskın günü polislere bellek içerisinde kendi çeviri taslağının da bulunduğunu söylemişti.
Savcı Adnan Çimen, taslağın 3. bölümünü oluşturan, ‘Köpekten Beter mi Yoksa İyi İnsanlar mı?’ başlıklı 11 sayfalık yazıya iddianamede yer verdi. Bu bölümde, kim olduğu bilinmeyen bir yazar 1526’da “Türkler her yaptıklarında köpeklerden daha beterdiler” diyordu. Bir papalık temsilcisinin, Erasmus’un ve Luther’in Türkler aleyhindeki görüşlerine yer veriliyordu. Bu alıntıları aktaran savcı Adnan Çimen, “Türklere ve Türklüğe hakaret içeren metin olduğu tespit edilmiş olup; inceleme tutanağı dosya ekinde sunulmuştur” diye yazdı.
Bugüne kadar, aralarında ünlü romancı Amin Maalouf’un Semerkant kitabının da olduğu, 50’yi aşkın kitabı Fransızca ve Türkçe’e kazandıran Ali Berktay, şunları söyledi: “Kitap, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Batı’yla Osmanlı’nın birbirine bakışını ve imgelerinin nasıl değiştiğini anlatıyor. Karşılıklı küfürleşmeden sonra nasıl hayranlık ve saygı duyulduğunu anlatıyor. Üçüncü bölüm 1500’ler, çatışmanın had safhada olduğu bir dönem. Türklerin de ettiği hakaretler var. Fransızlarda bu sorun olmadı. Neresinden tutacağımı bilmiyorum. Türklüğe hakaret maddelerinin artık geride kalmış olması gerekirdi. Bilhassa Orhan Pamuk ’tan, Hrant Dink’ten sonra... Kitap çıktıktan sonra böyle bir dava açılır mı? Bilemiyorum. Katiyen açılmaması gerekir. Ama burası, Türkiye. Çıkmamış kitaplara dava açılmadı mı? Zeynep tutuklandığı andan itibaren bunun kocaman bir saçmalık olduğu inancındayım. İddianame, Zeynep’in gazetecilik dışında hiçbir şeyle uğraşmadığının kanıtıdır.”