Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Depremi Allah bir daha yaşatmasın. Eğer İstanbul'da beklenen, bilim adamlarının söylediği deprem tahakkuk ederse, biz de geç kalmış olursak Türkiye'nin egemenliğiyle ilgili sorunlarla muhatap oluruz. O kadar büyük bir yara açar" dedi.
Güllüce, İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş Adamları Derneğince (İMSİAD) düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmasına, bugün Muharrem ayının 10'uncu günü olduğunu anımsatarak başladı. Muharrem ayının, güzelliklerle kutlandığını ancak şu anda dünyada Müslümanların acılar çektiğini ve Suriyeli sığınmacıların büyük dramlar yaşadığını vurgulayan Güllüce, "İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya çizmeleriyle girdiği bir dünyada yaşıyoruz" ifadelerini kullandı. Yabancılara konut satışıyla ilgili meclis kayıtlarının okunması halinde, AK Parti hükümetinin bu konuda neler çektiğinin anlaşılacağını belirtti.
"Biz neler çektik, ne Türkiye'yi satmadığımız kaldı ne memleketi" diyen Güllüce, yabancıya satış konusunda bir ufuk darlığı olduğunu ancak şu anda iyi noktalara gelindiğini ifade etti. Dünyaya bu ticaretin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Güllüce, "İhracat sayılmalı. Ben yüzde 100 katılıyorum. Niye patates satınca oluyor da daire satınca neden müteahhit ihracat yapmış gibi bakılmasın? Sorun, bir mantalite problemi. Bir zihinsel devrime, değişikliğe ihtiyacımız var" diye konuştu. Konuşmasında 17 Ağustos depremine de değinen Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Depremi Allah bir daha yaşatmasın. Eğer İstanbul'da beklenen, bilim adamlarının söylediği deprem tahakkuk ederse, biz de geç kalmış olursak Türkiye'nin egemenliğiyle ilgili sorunlarla muhatap oluruz. O kadar büyük bir yara açar. Depremi bu kadar ciddiye almak lazım. Bu yüzden Türkiye'deki inşaat sektörünün, onları yöneten kurumların çok dikkatli olması lazım. Daha önce 'İstanbul, 1'inci değil, 2'nci dereceden deprem bölgesi' denilmiş devletçe. Deprem, risk hesapları da ona göre yapılmış. Şuanda statik hesapları yapılmış düzgün bazı binalar bile 1'inci derece deprem bölgesine göre statiği kurtarmıyor."
Bakan Güllüce, kentsel dönüşümü "rantsal dönüşüm" olarak nitelendiren kişilerin, partilerin, belediye başkanlarının da bakanlıktan onay alarak kentsel dönüşüm yapmaya başladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bir partinin belediye başkanı, üç AK Parti milletvekiliyle geldi, 'Biz kentsel dönüşüm yapacağız. İlan eder misiniz?' dedi. 'Bu milletvekilleri niye geldi?' dedim. 'Biz başka partideniz diye' dedi. Bizi sizinle karıştırıyorsunuz. Biz bu vatanın bütün topraklarına hizmet ederiz. Biz televizyona çıktık dedik ki; 'Hangi partiden, zihniyetten olursanız olun, gelin yardımcı olalım. Ülkedeki 7 milyon köhne, riskli binayı ortadan kaldıralım'. Şimdi o da senedi imzaladı, Bakanlar Kurulundan geçti. O kardeşimiz de şuanda yapıyor. Demek ki senin belediye başkanların da rantsal dönüşüm yapıyor. Kendibelediye başkanlarınla bile tezada düşmüş oluyorsun. Bunun rantsal dönüşümü falan yok. Bu memlekette 7 milyon civarı problemli bina var. Bir an evvel bunları yenilememiz lazım." Türkiye'nin gelişmesiyle binaların da değişmesi gerektiğini aktaran Güllüce, "Depremle ilgili çok riskli, çöküntü alanlarımız bir hayli fazla. Hatta çöküntü alanında olmadığını bildiğimiz, gördüğümüz, güzel olan ama statiğine, malzemesine baktığımızda çok kötü olan binalarımız da var. Bu sebeplerden dolayı kentsel dönüşümü önemsiyoruz. Bunda 'rantsal dönüşüm' diyen zihniyet, 3'üncü hava alanına da hızlı trene de termik santrale de otobana da karşı çıkıyor ama kendileri de kaçak bina yapıyor, meslek odası olduğu halde" diye konuştu.
Güllüce, aynı mezarın dahi paylaşıldığı bir ülkenin çocukları olarak, yıllardır hep beraber aynı topraklarda kardeşçe yaşadıklarını vurguladı. Son zamanlarda ise her gün birkaç şehit haberi geldiğini anımsatan Güllüce, "Tam ekonomimiz bir yere gidecekken, Türkiye selamete çıkarken bir budama operasyonuyla daha muhatap oluyoruz. Bize düşen bunlara karşı durmak, ülkemizi ayağa kaldırmaktır. Biz ne kadar ekonomi olarak güçlü olursak bize diş geçirme şansları o kadar az olur. İnşaat sektörü de ülkemizin güçlenmesinin en önemli lokomotiflerinden biridir" diye konuştu.