Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum dün (11 Kasım) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki 2020 yılı bütçesi görüşmelerinde konuştu. Kurum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Boğaziçi’ndeki yetkisinin, Cumhurbaşkanının atayacağı bir Kurul’a verilmesini öngören yasa teklifi için, “Boğaziçi sorununu 16 milyonun değil, 82 milyonun, hatta tüm insanlığın sorunu olarak görüyoruz” dedi. Kanun teklifinin kesinlikle imara açma amacı taşımadığını öne süren Kurum “Bu konu, yerel idarelerin çözeceği bir konu olmanın ötesine geçmiş ve ulusal bir sorun hâline gelmiştir” yorumunda bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Komisyon’da Boğaziçi Kanunu’yla ilgili soruları toplu olarak yanıtladı.
Gazete Duvar'ın haberine göre Boğaziçi ile ilgili kanunun Meclis tarafından yapılacağını belirten Kurum “Boğaziçi meselesi CHP-AK Parti meselesi değildir. Mesele, Boğaziçi’nin gelecek kuşaklara bırakılma meselesidir. Meseleyi yetki alma, verme kanunu olarak kimse görmemelidir. Boğaziçi, ulusal bir sorumluluktur. Hepimizin üzerine düşen görevler vardır. Boğaziçi sorununu 16 milyonun değil, 82 milyonun, hatta tüm insanlığın sorunu olarak görüyoruz” dedi.
18 yıllık kesintisiz iktidarları döneminde millete rağmen hareket etmediklerini söyleyen Bakan Kurum’a CHP Milletvekilleri, “Ama kaybedince aklınıza geldi. 17 yıldır neden yapmadınız? Yerel yönetim değişince mi bu, aklınıza geldi?” diye sordu.
Bu sorulara yanıt vermeyen Kurum, Boğaziçi’nde şu an planlama yetkisinin de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda olmadığını belirterek şöyle devam etti:
“Meclisimizde yapılması düşünülen düzenlemede de Boğaziçi’miz kesinlikle imara açılmamaktadır. Aksine, Boğaziçi’nin tarihî ve doğal dokusunu ve siluetini koruyacak, yeşil alanları artıracak, Boğaz’da kaçak yapılaşmayla mücadele edecek önemli adımların atılacağı bir süreç olarak düzenleme Meclisimizdedir. Bu düzenlemeye ilişkin yetki de yine Meclisimizdedir, Meclisimiz ne isterse onu yapacaktır. Bu konu, yerel idarelerin çözeceği bir konu olmanın ötesine geçmiş ve ulusal bir sorun hâline gelmiştir. Biz, İstanbul’un incisi Boğaziçi’mizi canımızı, yavrularımızı korur gibi koruyacağız ve kıyamete kadar da bu anlayışla şehrimizdeki imar sürecini götürmeye devam edeceğiz.”
Bakan Kurum, yerel yönetimlerin yetkilerinin alındığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Bilakis, biz her zaman belediyelerimizle yürüttüğümüz çalışmaların en önemli paydaşları olarak, yerelde milletimizin temsilcisi olarak belediyelerimizi görüyoruz. Bakanlığımızı da belediyelerimizin merkezdeki çözüm ortağı olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu anlayıştan yola çıkarak yaptığımız tüm ziyaretlerimizde, il, ilçe, hatta belde belediye başkanlarımızla, aynı burada oturuyormuş gibi masa etrafında oturuyor, tüm taleplerini alıyoruz” dedi.
Bakan Kurum, komisyonda ayrıca bakanlığın bütçe sunumunu yaptı. Bakan Kurum, son 1 asırda Türkiye'de 56 büyük deprem meydana geldiğini, 80 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Türkiye'de 1 milyon 330 bin konutu dönüştürerek, 5 milyondan fazla kişinin can ve mal güvenliğini sağladıklarını kaydeden Bakan Kurum, "Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında bugüne kadar yaklaşık 13 milyar lira kaynak kullandık. İller Bankamızla da belediyelerimize 4 milyar lira kredi desteği ve yüzde 50'ye varan oranda finans desteği sağlıyoruz. İllerimizden gelen strateji belgelerinden edindiğimiz sonuçlar; acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konutumuz olduğunu, bu konutları en fazla 5 yıl içinde dönüştürmemizin gerekliliğini ortaya koydu" diye konuştu.
Bakan Kurum, 8 maddelik 'Kentsel Dönüşüm Eylem Planı' hazırladıklarını; 'Deprem riski altındaki yapıların ve alanların dönüşümü', 'Sel ve heyelan riski altındaki alanların taşınması', 'Tarihi kent merkezleri ve meydanların ihyası' ve 'Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümü' olmak üzere 4 başlık altında çalışmaların incelendiğini kaydetti. Kurum, "2019'da TOKİ'mizle 25 bini İstanbul'da olmak üzere 65 bin bağımsız birimin dönüşümünü bitirmiş olacağız. Özellikle son dönemde Karadeniz'de yaşanan sel ve heyelanlardan sonra kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verdik. Bu kapsamda, 'Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı'nda açıkladığımız üzere riskli alanlarda oturan vatandaşlarımız için 15 bin konutumuzu TOKİ eliyle üreteceğiz. 2019 yılı için kentsel dönüşüm ve sosyal konutlar dahil olmak üzere tüm projeler için yaklaşık 16 milyarlık yatırım yaptık. Bu yılın ilk 10 ayında toplam 31 bin yeni konutun satışını gerçekleştirdik, 42 bin 161 konutu da vatandaşlarımıza teslim ettik" dedi.
Bakan Kurum, dar gelirliler için üretilen projelerin etkisiyle birinci el konut satışında TOKİ'nin payının 2019'da yüzde 11'e yükseltildiğini belirterek, "Halen 317 şantiyemizde, yaklaşık 83 bin konut ve ilave sosyal donatıların inşası devam etmektedir. TOKİ, Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından 5 Mart 2019'da 67 ilde 140 proje ile başlatılan '50 bin sosyal konut' projemizi de yürütüyor. 50 bin konutumuzun 22 bin 380 tanesi için ihale süreçlerimizi tamamladık, inşaat süreçlerini başlattık. Kalan konutlarımızın ihalelerini de en kısa sürede tamamlayarak, inşa süreçlerini başlatacağız. İkinci 50 bin sosyal konut kampanyamızı da 2020 yılı içinde başlatacağız. 2023 yılına kadar hedefimiz, 250 bin sosyal konutu sosyal ve teknik donatılarıyla üretmektir" diye konuştu.
Bakan Kurum, 2019 yılında yapım, proje ve etüt gibi 271 milyon değerindeki 43 işin bitirildiğini, 3 milyar değerindeki 124 işin ise devam ettiğini belirtti. Bugüne kadar yaptıkları denetimlerle 22 milyon kişinin depreme dayanıklı konutlarda güven içinde oturmasını sağladıklarını kaydeden Kurum, şunları söyledi:
"Devam eden inşaatlarımızı da tamamladığımızı düşünürsek eğer nüfusumuzun yaklaşık yüzde 45'ine, 35 milyona ulaşmış olacağız. 'Ülke mekansal strateji planı' çalışmalarına başladık. Şehirlerimizin gelecek 50 yılını, 100 yılını planlıyoruz. 'Mekansal strateji planı'mızı 2020 yılında tamamlayacağız ve kamuoyuyla paylaşacağız. Şehirlerimizin yeşil alan ve donatı ihtiyaçları anlık olarak takip edilebilecek ve gerekli yatırımların yönlendirilmesi sağlanacak. Şehirlerimizin 3 boyutlu dijital ikizlerini oluşturduk. 2020 yılında sistem tüm belediyelerimizin kullanımına açılacak. Böylelikle yapılar izlenecek ve kaçak yapılar dijital olarak takip edilip, önlenebilecek. Yüksek maliyetlere sebep olan mükerrer veri üretiminin önüne geçilecek."
Bakan Kurum, ülkenin her yerinde kaçak yapılaşmayla mücadele edildiğini vurgulayarak, "Ülkemiz genelinde 21 bin 'İmar Barışı'na aykırı kaçak yapı tespit ettik. Bunlardan 3 bin 295 adedinin yıkımını gerçekleştirdik. Ayder'in, Uzungöl'ün, Kapadokya'nın, Salda ve Bodrum'un da olduğu kıyılarımızda, koylarımızda, korunan alanlarımızda toplam 3 bin 956 kaçak yapı tespit ettik. Bu yapıların 1428'i için suç duyurusunda bulunduk, 423'ünü yıktık. Sayısını 2 bin 100'e çıkardığımız imar denetçilerimizle çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz" dedi.