'Çevreci Metin Münir, birdenbire neden termik santralcı kesildiniz?'

'Çevreci Metin Münir, birdenbire neden termik santralcı kesildiniz?'

Işıl Özgentürk 

(Cumhuriyet, 3 Nisan 2012)
 
Doğrusu Metin Bey, siz bir doğa âşığı olarak Milliyet gazetesi sayfalarında, kuşlardan, böceklerden, çiçek açan ağaçlardan öyle çok söz ediyorsunuz ki, ben Sinop Gerze’de Efes Bilsen, McDonald’s ve Cola-Cola’nın Türkiye’deki sahipleri Anadolu Grubu’nun dünyanın en güzel köşelerinden birinde yapmak istediği termik santralı savunmanızı çok yadırgadım.
 
Üstelik dürüst gazetecilik yaptığınız için bu termik santralın ithal kömürle işleyeceğini de yazmışsınız. Ve diyorsunuz ki, bu Sinop ve çevresine bir canlılık, bir iş hacmi yaratacak. Ben bu konuda oldukça bilgiliyim, durum şöyle: Termik santralın yapımı sırasında 2 bin 500 işçi çalışacak; yakınlardaki bir termik santral yapımında ucuz olduğu için Çinli işçilerin çalıştırıldığını da ekleyelim. Santral bittikten sonra ise sadece 650 kişi için bir iş hacmi oluşacak. Bunlar Anadolu Grubu’nun bana verdiği bilgiler, size ne tür bilgiler geldiğinden elbette haberdar değilim.
 
Siz ilginç konulara değinen ve değindiğiniz konular üstünde çalışan, boşa konuşmayan bir köşe yazarı olduğunuz için ben bu yazıyı yazıyorum.
 
Son teknolojilerden söz ediliyor; böyle bir şey yok. Kömür yanan bacalara ne kadar filtre takarsanız takın, o bacadan karbondioksit gazı çevreye yayılıyor. Zaten Karadeniz halkında yaygın bir kanı var: “Bizim buralarda doğum oranı düşük olduğundan devlet bizi gözden çıkardı.” Çünkü karbondioksit gazı ileri derecede astıma ve akciğer kanserine yol açıyor. Zaten bölgede Çernobil’den sonra kanser grip vakası gibi bir şey olmuş.
 
Siz kuşları seviyorsunuz, eminim kuşların göç yollarını anlatan muhteşem bir belgesel olan “Kanatlı Uygarlık” filmini de izlemişsinizdir. Evet Rusya’dan yola çıkan göçmen kuşlar Karadeniz’i geçip Sinop ve Gerze bölgesinde soluklanırlar, bu bir şenliktir; işte yapılacak bu termik santral bu şenliği yok edecek. Bu şenlik sadece bizim değil, tüm dünyanın şenliği, bir mucizesi. Bu belgeseli izlemedinizse izlemenizi tavsiye ederim; çünkü doğa sadece kendimize ait bir bahçe değil, dünyanın bir kültür mirasıdır.
 
Çok şey var anlatılacak, sadece Gerze’de değil; Hattat Holding de Amasra’nın Bartın bölgesinde bir değil, iki termik santral yapmaya çalışıyor. Siz araştırmacı bir gazetecisiniz, biraz araştırın; neden bu bölgeler rüzgârı, güneşi ve dalgası uygunken, termik santrallarla doldurulmak isteniyor. Ben size söyleyeyim: İnsanların vergilerini doğru dürüst ödedikleri ve hükümetlerden hesap sordukları ülkelerde artık termik santral yapılmıyor. Şimdiye kadar yapılmış olan da devreden çıkarılıyor. Peki, bu teknoloji ve kömür atıkları hangi ülkelere gidecek? İşte soru burada; çünkü hiç kimse kömür atıklarını istemiyor, öyleyse bir yol bulunmalı, bu azgelişmiş ülkelere teknolojik olarak kakalanmalı ve kömür tozları oralarda birikmeli. O topraklar tarıma elverişiymiş, denizler klorlanıp balıkların yumurta bıraktığı yerler ölü bir cehenneme dönüşecekmiş, gelişmiş ülkeler için ne gam!
 
Her zaman şunu düşünmüşümdür: Yurtsever bir burjuva sınıfı bizde neden yok? Ne yazık ki, bizim sermaye gruplarımız hâlâ devletle göbek bağlarını kesemediler. Bu nedenle bu güzel ülke tarımda ve hayvancılıkta geriledi, su kaynakları tükeniyor ve hükümetin elinde satacak fazlaca bir şey kalmadı. Sizin de dikkatinizi çekerim, yakında bor madenlerinin satışına başlanacak.
 
Ben diyorum ki: Gelin hep birlikte bunları gündeme getirelim, Satacaklar... Bor’u da satacaklar tıpkı altın madenlerini sattıkları gibi. Hiç olmazsa ileride bugünlerin gazetelerini okuyanlar, vay canına vaziyeti açıkça yazan birkaç yazar varmış desinler.
 
Metin Bey, daha detaylı bilgileri Işıl Özgentürk’ün Al Gözüm Seyreyle başlıklı 04.03 ve 06.03.2012 tarihli yazılarında bulabilirsiniz. Kolay gelsin.
 
Not: Bu arada doğalgaza ve elektriğe gelen zam halkımıza kutlu olsun; sökülün paraları; sokağa çıkmazsanız işte böyle olur. Daha da gelecek, yalaka ekonomistler sürekli yalan söylüyor. Ülkede çok ciddi bir kriz var. Benden söylemesi.