Ceyda Nur Eroğlu'nun avukatı: Müvekkilim çaresiz bir şekilde cezaevinde doğumu bekliyor, vücudunda enfeksiyonlar oluştu

Ceyda Nur Eroğlu'nun avukatı: Müvekkilim çaresiz bir şekilde cezaevinde doğumu bekliyor, vücudunda enfeksiyonlar oluştu

35 haftalık gebe olan ve doğumuna sayılı günler kalan öğretmen Ceyda Nur Eroğlu’nun avukatı Furkan Özel, “Müvekkilim çaresiz bir şekilde cezaevinde doğumu bekliyor” açıklamasını yaptı.

Özel, Gazete Duvar’dan Zafer Kıraç’ın sorularını yanıtladı.  “Hapishanede doğum öncesi ve doğum sonrası her türlü bakım ve tedavi için özel bir yer ayrılmak zorunda. Peki, mahpus şu anda bu koşullara uygun bir yerde kalıyor mu?” sorusuna Özel, “Hayır, kesinlikle müvekkil için özel bir hazırlık yapılmadığı gibi özel bir yer de ayrılmadı. Hatta aksine cezaevinin çok eski olması nedeni ile son zamanlarda fazlaca şikayet almasından dolayı cezaevinde geniş çaplı bir tadilat başlatıldı. Bu nedenle mahpusların sürekli olarak yerleri değiştiriliyor. Bunların içinde tabi ki 40 haftalık hamile müvekkilim Ceyda Nur Eroğlu da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra diğer mahpuslarla birlikte toplu yaşam alanlarını kullanmaya devam ediyor. Nitekim hijyensiz ortamdan ve toplu kullanım alanlarından dolayı müvekkilin vücudunda enfeksiyonlar oluştu. Bu durum hamileliğin gidişatını olumsuz etkilemekte olup, doktor raporlarıyla sabittir. Ayrıca cezaevi, doğum sonrası için bir hazırlık yapmamasının yanı sıra müvekkilin kendi çabalarıyla hazırlık yapmasına dahi izin verilmiyor. Müvekkil geçtiğimiz haftalarda cezaevinde doğum yapmaktan korktuğu için ailesinden bebek kıyafeti ve bebek bezi istedi. Ancak bu eşyalar cezaevi yönetimince uygun bulunmadığı için içeri alınmadı. Yani doğum öncesi ve sonrasına dair hiçbir hazırlık yapılmadığı gibi bizim hazırlık yapmamıza da izin verilmiyor.” yanıtını verdi.

Özel şu ifadeleri kullandı:

"Cezaevinin müvekkil için aldığı tek tedbir acil bir durumda ambulans çağırma düşüncesi"

Cezaevi yönetimiyle haricen görüşmemiz neticesinde, cezaevinin hastaneye yakın olması ve acil durumlarda hemen ambulans çağrıldığı yönünde tarafımıza bilgi verildi. Yani görüldüğü üzere cezaevinin müvekkil için aldığı tek tedbir acil bir durumda ambulans çağırma düşüncesidir. Müvekkil için başkaca hiçbir tedbir alınmamıştır. Müvekkilim çaresiz bir şekilde cezaevinde doğumunu bekliyor ve ambulansın vaktinde gelmesini umut ediyor.

"Doğacak bebeğinin sağlığı için Yargıtay’ın gecikmeden karar vermesini umut ediyorum"

Müvekkil Ceyda Nur Eroğlu’nun dosyası Yargıtay’da olması nedeniyle şu aşamada Yargıtay karar verecektir. Yargıtay’dan yalnızca müvekkilin tahliyesi için talepte bulunmamıza rağmen, Yargıtay ilgili ceza dairesi müvekkilin dosyasını inceleme aşamasına getirmiştir. İnceleme aşaması Yargıtay’daki son karar aşamasıdır. Yani buradan anladığımız kadarıyla ilgili ceza dairesi müvekkilin dosyası hakkında karar aşamasında. Yargıtay ilgili ceza dairesinin, müvekkil hakkında verilen hukuka aykırı kararı bozacağı kanaatindeyim. Ancak İlgili kanun maddeleri ve emsal Yargıtay kararları doğrultusunda Yargıtay’ın kararı ne olursa olsun kararın akabinde müvekkilin derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Böylesine aciliyeti olan bir durumda müvekkilin ve doğacak bebeğinin sağlığı için Yargıtay’ın gecikmeden karar vermesini umut ediyorum.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da konuya ilişkin olarak şu düşünceleri kaydetti:

“Ceyda Nur Eroğlu çok zor durumda, Edirne Cezaevi’nde. 39 haftalık hamile. Her an doğum yapabilir. OHAL Dönemi boyunca yüzlerce kadın cezaevlerinde hamile olarak aylarını geçirdi. Kimisi bebeğini düşürdü kimisi son anda hastaneye yetiştirildi. Ve doğum sonrası alelacele cezaevine geri götürüldü. İşte Ceyda Nur Eroğlu da şu an bu seçenekleri yaşama adaylarından birisi. Hakkında kesinleşmiş hüküm olanlar hamilelik sürecinde ve bebeği 18 aya olana kadar infaz erteleme alabilirken hükmü kesinleşmemiş kadınlar cezaevindeler. Yargıtay’ın günler içinde bir an evvel karar vermesi ve yeni bir annenin de cezaevinde doğum tehlikesi yaşamaması gerekiyor. Bir bebek daha cezaevi kayıtlarına girmemeli. Ve o bebeklere uygun olmayan ortamlarda bulunmamalı. Lohusalık süresinde de bu zulmü yaşaması büyük bir vicdansızlık olacaktır. Adalet Bakanı’nı insanlığa davet ediyorum.”