Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyü'nde, 28 Eylül 2009 tarihinde meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki Ceylan Önkol'un ölüm nedeniyle ilgili 'görevini kötüye kullanmak' suçlamasıyla açılan soruşturmada şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verdi. Savcılığın soruşturma kapsamında, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne olayla ilgili bilgi istediği yazısına, Emniyet Müdürlüğü'nün, Lice ilçesinin PKK'nın yoğun faaliyet gösterdiği yer olarak göstererek, burada birçok askerin yaşamını yitirdiği yönünde hatırlatmalara yer verdi.
Davayla ilgili olarak 18 Mart'ta takipsizlik kararı veren Savcı, takipsizlik gerekçesinde şunları kaydetti:
"Görevi kötüye kullanma suçu TCK 257 maddesinde düzenlenmiş, olup kasta işlenen suçlardandır. Aynı madeninin 2'inci fıkrasında görev gereklerinin yapılmasında ihmal ya da geciktirme göstermesi fiilleri cezalandırılmakta olup suçun oluşması için kamu görevlisinin mevzuat gereği yapmak zorunda olduğu bir görevi bilerek ve isteyerek hiç yapmaması ve bu eylemin kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlaması gerekmektedir. Lice ilçesi ve kırsalında 2012 yılı haziran ayından bu tarafa aralarında ilçe jandarma komutanın da olduğu 7 askeri personelin şehit olduğu, 15 BTÖ mensubunun ölü olarak ele geçirildiği, pek çok terör eylemi meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu kadar yoğun terör olayının yaşandığı bir bölgede bölgenin durumu da gözetilerek Cumhuriyet Savcısı'nın bilgisi dahilinde bir karara varıldığı ve cesedin ölüm ve muayene işleminin olay bölgesine en yakın güvenli yer olan Abalı Jandarma Karakolu'nda yapıldığı, delillerin toplandığı ve Ceylan Önkol'un olay yerinde bulunan 40 milim bomba atar mühimmatının patlaması sonucu öldüğünün anlaşıldığı, Ceylan Önkol'un ölümü ile ilgili dosyanın 2009/757 sırasında kayıtlı olup, halen derdest olduğu şüphelilerin görevlerini ihmal ettiklerini ve müsnet suçun unsurlarının oluştuğuna dair delil bulunmadığı anlaşılmakla; şüphelilerin kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir"
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak ise, Önkol'un taburdan yapılan havan atışı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin, "O saatte havan atışı yapılmadı" açıklamasında bulunmuştu. Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ise, "TSK'nın, sıfatı ve görevi ne olursa olsun suç işleyen personel hakkında hukukun gerektirdiği idari ve adli tüm işlemleri derhal yerine getirdiğinin kamuoyu tarafından örnekleriyle bilindiğini" kaydetmişti.
Önkol'un ölümüne ilişkin incelemeye Cumhuriyet Savcısı 3 gün sonra giderken, Önkol'un ölümü ardından dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Önkol'un yerde bulduğu bomba atara tahra ile vurması sonucu patlamanın meydana geldiğini ve ölümün bu şekilde gerçekleştiğini iddia etmişti. Ceylan Önkol'un ağabeyi Rıfat Önkol, olay yerine gittiklerinde kardeşinin vücudunun paramparça olduğunu belirtmiş, bomba atışının Tapantepe Taburu'ndan yapıldığını söylemişti. Önkol, "Atılan her ne ise kardeşinin direk vücuduna isabet etmiş, mayın ya da her hangi bir patlayıcı işi değil. Yerde bir çukur oluşmamış. Yapılan atışı kendi gözümüzle gördük" diye konuşmuştu.