Ceylanpınar cinayetinde tutuklu sanıkların avukatı gözaltına alındı

Ceylanpınar cinayetinde tutuklu sanıkların avukatı gözaltına alındı

Ceylanpınar’da 2 polisin öldürülmesi davasında, soruşturmayı yürüten polisler ve açılan davaya bakan hâkimin tutuklanmasının ardından sanıkların avukatı Hüseyin Akay da Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındı.

'Çözüm sürecini bitiren cinayetler olarak anılan', Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polisin evinde öldürülmesiyle ilgili davada tutuklu bulunan sanıkların avukatı Hüseyin Akay önceki gün gözaltına alındı. 

Meclis'teki önerge sırasında konuşan HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir de , “Eğer bugün biz bu karanlık olayı aydınlığa çıkarmayı başarırsak, darbe mekaniğinin bütün işleyen aksanlarını ve uzantılarını da açığa çıkarmanın kapısını aralamış oluruz” demişti.

 

Evine baskın yapıldı

 

Hüseyin Akay, evine ve ofisine yapılan polis baskını sonrası gözaltına alındı. Sorgulanmak üzere Urfa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne götürüldü.  

 

Cemaat soruşturmasından alındı

 

Ceylanpınar cinayetlerini PKK’nın gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Bu cinayetlerin araştırılması için verilen Araştırma Önergesi ise Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmedi.

Davada, bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan sanıkların avukatlığını yapan Hüseyin Akay’ın gözaltına alınma gerekçesi ise hakkında “FETÖ/PDY soruşturması” açılması.

Gözaltındaki Akay ile görüşen Av. Mustafa Vefa, Akay’ın soruşturma kapsamında 2012 yılında yapılan hâkim ve savcı sınavıyla ilgili gözaltına alındığını paylaştı.

İşlenen polis cinayetleri ile ilgili başlatılan soruşturmayı yürüten ilçede görevli polislerinden 29’u ile cinayetleri dair açılan davada yargılanan sanıklar hakkında tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hâkimi de aynı soruşturma kapsamında geçtiğimiz haftalarda tutuklanmıştı.

 

2012’de girdiği sınav soruşturuluyor

 

Cumhuriyet’ten Ayşe Yıldırım, avukat Akay’ın ‘FETÖ’ operasyonlarıyla bağlantılı olarak gözaltına alınmasının kuşku yarattığını yazdı. Yıldırım yazısında ayrıca Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe’nin, gözaltı kararının 2012 yılında yapılan hâkim ve savcılık sınavıyla ilgili olduğunu öğrendiklerini söylediğini aktardı. Ancak, Hüseyin Akay’ın 2012’de girdiği sınavı kazanmasına karşın mülakatta elendiği öğrenildi. Yakınları Akay’ın elenmesi üzerine sınavlara itiraz ettiği, 2012’den önce ve sonra da sınavlara girmesine karşın her defasında mülakatı geçemediğini anlattı.

2 polisin öldürülmesinden bir gün sonra gözaltına alınan ve daha sonra bir ihbar mektubu gerekçe gösterilerek olayın failleri oldukları iddiasıyla tutuklanan Sedat A, Mehmet Naci Y. ve Ömer K’nin dosyasında da ilginç ayrıntılar var. Araçlarına gelen haciz nedeniyle durdurulan, karakola götürülen, gece saatlerinde aniden bir ‘ihbar mektubu’ gerekçe gösterilerek mahkemeye sevk edilip tutuklanan sanıklar hem karakolda hem cezaevinde ağır işkencelerden geçirildi. Dosyaya konan gizlilik kararı nedeniyle ise avukatlar davayı doğru düzgün soruşturamadı. Polisleri öldürdükleri iddiasıyla tutuklanan sanıkların dosyasına bakan ve önceki gün gözaltına alınan Avukat Hüseyin Akay sanıkların tutuklanmasına neden olan mektuptan bahsetmişti. Mektupta sanık Mehmet N.’nin babasının çilingir olduçğunu kapıda zorlanma olmadığını, kapıyı sanığın babasının açtığını ileri sürmüştü. Avukat Akay ise, ihbar mektubundaki ‘çilingir’ konusunun bu ihbarın bir kurgu olduğunu gösterdiğini söylemişti Zira, müvekkilin babasının çilingir olmadığını söylemişti.

Ceylanpınar olayından bir ay sonra konuşan KCK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan ise hükümetin PKK’ya yönelik operasyonların nedeni olarak Ceylanpınar’da öldürülen iki polisi göstermesini ‘sahtekarlık’ olarak yorumlamıştı:

“Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi bizim merkezi bir kararımızla yapılmış bir eylem filan değildir. Hatta resmi bir birimimizin yaptığı bir eylem bile değildir. Kendine ‘Apocu Fedailer’ diyen bir grup tarafından yapılmış bir eylemdir. Biz de zaten bunu böyle açıkladık. Hemen buna sarıldılar.”

Cinayetin ardından yürütülen soruşturma kapsamında yedisi tutuklu 13 sanık hakkında, ‘devletin birliği ve ülke bütünlüğü bozma’ ve ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme’ suçlarından müebbet hapis cezasıyla dava açılmıştı