Temmuz 2015'te, Ceylanpınar’da 2 polisin şüpheli bir biçimde öldürüldüğü ve “müzakereleri sona erdiren olay” olarak anılan cinayetleri araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi Meclis’te kabul edilmedi. HDP’nin önerisi, AKP ve MHP tarafından reddedildi.
22 Temmuz 2015’te Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polisin öldürülmesiyle ilgili Halkların Demokratik Partisi’nin araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) oylarıyla reddedildi.
Meclis Genel Kurulu’nda partisinin grup önerisi üzerine söz alan HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir, iki polisin öldürüldüğü saldırının bir provokasyon olduğunu belirterek, siyasi partilerin bu karanlık olayı ortaya çıkarması halinde, darbe mekanizmasının da araçlarının ortaya çıkarılmış olacağına inandığını ifade etti.
Baydemir, “Bir tuzak kurulmuş ve bu tuzak harfi harfine uygulanmış. Büyük bir kumpasla karşı karşıya bulunduğumuzu görüyoruz” diye konuştu.
Aynı evde ikamet eden üçüncü polisin hala ifadesinin alınmadığını söyleyen Baydemir, en büyük karanlık perdelerden birinin de bu husus olduğunu belirtti, şöyle konuştu:
“Bu dosyada iki temel dayanak var. Bunlardan biri ihbarcı. İhbarcının kendisi kayıp. İhbarcının abisi darbe girişiminden tutuklandı. İhbarcının diğer abisi aranıyor. Eğer gerçekten çatışma ve çatışmadan kaynaklı ölümlerin, gerçeklerin üstü örtülsün istemiyorsak çatışmayı başlatan kıvılcım olan, fitili ateşleyen bu vakayı aydınlatmak durumundayız.”
Baydemir’in konuşması üzerine CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Türkiye’nin geçmişinden gelen bütün karanlık olayları aydınlatacak bir cesarete sahip olunması gerektiğini dile getirdi.
Ancak HDP’li Baydemir’in önerisi AK Parti ve MHP tarafından kabul edilmedi.
22 Temmuz 2015’te Suruç katliamından kısa süre sonra polisler Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar evlerinde başlarından vurulmuş halde bulunmuştu.
Cinayetleri önce HPG’nin (Halk Savunma Güçleri) üstlendiği açıklanmış, ardından PKK’den yapılan açıklamada, polislerin PKK’nin resmi birimlerince öldürülmediği duyurulmuştu.
Kürt illerinde başlatılan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla gündemden düşen cinayetler hala gizemini korurken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cinayetler bu kez Gülen Cemaati ilişkisi ile gündeme geldi.
Darbe girişimi sonrası ise sanıklar hakkında tutuklama kararı veren Hâkim Nurettin Bulut, darbe soruşturması kapsamında tutuklandı.
“Çözüm sürecini bitiren olay” olarak anılan cinayetlerin ardından operasyon başlatan polis, ertesi gün taziyeden dönen 5 kişinin içinde olduğu bir aracı durdurdu.
Polis, araçta haciz olduğunu belirterek içindekileri sorgu için bekletmeye başladı. Telsizle yapılan sorgunun uzaması üzerine araçta bulunanlar kendi istekleriyle emniyete gitti. İşlemler sürerken 5 kişi emniyetin bahçesinde beklemeye başladı. Haciz işlemi için emniyete götürülen 5 kişi, 2 polisin hayatını kaybetmesiyle ilgili soruşturmaya dahil edildi.
İddiaya göre polise gelen bir ihbar telefonunda, araçta bulunanların isimleri verilerek, polisleri öldürdükleri söyleniyordu.
Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen grup, sorguya alındı. Polislerin öldürüldüğü evin kapısını, babası çilingir olan M.N.Y.’nin açtığı öne sürüldü. Ancak M.N.Y’nin babasının çilingir olmadığı ortaya çıktı.
Davayla ilgili gözaltına alınan 9 kişiden 7’si tutuklandı. Dosyaya da gizlilik kararı konuldu.