Burdur E tipi Cezaevî'nde hükümlü olarak bulunduğu 5 Temmuz 2000'de mahkûmlara yönelik operasyon sırasında kepçe ve dozerlerle cezaevi duvarlarının yıkılması sırasında sağ kolunu kaybeden Veli Saçılık, devlete karşı açtığı tazminat davasını kaybetti. Kararda Saçılık'a tazminat ödenmemesine karar verildi.
Gökçer Tahincioğlu’nun Milliyet gazetesinden haberine göre; Burdur Cezaevi’ne yönelik müdahale sırasında duvarı yıkmaya çalışan dozer kepçesinin darbesiyle kolu kopan, kopan kolu saatler sonra bir köpeğin ağzında bulunan Veli Saçılık, devlete karşı açtığı tazminat davasını kaybetti.
Danıştay açtığı ilk davada haklı bulunan ve 150 bin TL tazminat ödenen Saçılık’ın isyana aktif olarak katıldığı sırada dozer kepçesinin darbesiyle kolunu kaybettiğine ve bu durumun kendi kusurundan kaynaklandığına hükmetti.
Olay sırasında cezaevinde bulunmasına neden olan ceza davasından beraat eden, cezaevi isyanı davasında, yargılama lehine seyrederken dosyanın zamanaşımına girmesi sonucu hakkında karar verilemeyen, bu süreçte İçişleri Bakanlığı bünyesinde memur olarak da çalışmaya başlayan Saçılık’ın “haksız” bulunmasına dozer operatörü ile cezaevindeki bir hükümlünün “isyana katılmıştı” beyanları gerekçe gösterildi. Ancak kararda atıf yapılan hükümlünün sonraki ifadelerinde kendisinin işkence gördüğünü belirterek Saçılık’tan hiç söz etmediği, dozer operatörünün de sanığı de sanığı olduğu davadaki savunmasının dikkate alındığı ortaya çıktı. Diğer cezaevi operasyonlarına da emsal olacak davada dozer operatörünün beraat etmesi, kopan kola bedel ödenmemesine gerekçe gösterildi.
Danıştay 10. Daire’nin kararında 5 Temmuz 2000’deki olayın duruşmaya çıkmak istemeyen mahkumlara yönelik operasyon düzenlendiği sırada gerçekleştiği, İtfaiye Müdürlüğü’nde görevli Dursun Akın’ın “bayanlar koğuşundaki direnişçileri yakalamak için iş makinesi ile açılan delikten bir kişi elinde bulunan tuğlayı benim aracın camına savurmak için sağ kolunu çıkarmıştı ki kepçenin ani hareketi olduğunda dışarıya uzanan kol duvar ile kepçenin sağı arasına sıkıştı” şeklinde ifade verdiği kaydedildi.
Kararda, terör hükümlüsü Yılmaz Babatümgöz’ün de “Bu arada Veli Saçılık elinde bulunan tuğlayı attı, zafer işareti yaptı, o anda kepçe ters istikamette harekete geçti. Zafer işareti yapan koluna çarptı” dediği belirtildi.
Saçılık’ın direnişi aktif olarak sürdürdüğü sırada yaralandığının savunulduğu kararda, iş makinesi operatörünün de beraat ettiği, güvenlik güçleri hakkındaki kovuşturmanın takipsizlikle sonuçlandığı kaydedildi.
Kararda, “Davacının uğradığı zararın kendi kişisel kusurundan kaynaklandığı sonucuna ulaşılmaktadır” denildi. Böylece temyiz itirazı reddedildi ve karar kesinleşti. Saçılık’ın karar düzeltme talebinde bulunma ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurma yolları bulunuyor. Ancak karar değişmezse, Saçılık, aldığı ve büyük bölümünü tedavide kullandığı tazminatı faiziyle geri ödemek zorunda kalacak. Faiziyle 300 bin lirayı bulacağı belirtilen tazminatı Saçılık geri ödeyemezse, icralarla karşı karşıya kalacak.