Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Aykaç, cezaevlerinde yapıldığı iddia edilen ve yeni düzenleme ile yönetmelikten çıkartılan "çıplak arama"nın yerine getirilen "detaylı arama" uygulamasına ilişkin TBMM’de milletvekillerine bilgi verdi. Aykaç, "Çırılçıplak arama zaten kesinlikle söz konusu değildi. 70 bin personelin olduğu yerde bazen bir personelimizin yapmış olduğu bir hata veya öngörüsüzlük çok ciddi tartışmalara sebebiyet verebiliyor. Eğitim konusunda çok titiziz. Bunu ülkemizin gündeminden çıkaracağız" ifadesini kullandı.
Cezaevlerinde yapıldığı iddia edilen çıplak arama uygulaması, 12 Kasım’da Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme ile yönetmelikten çıkartılmış ve "çıplak arama" ifadesi yerine "detaylı arama" ifadesi eklenmişti. Cezaevlerine ilişkin raporları görüşmek üzere toplanan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’nda milletvekillerine bilgi veren Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Aykaç, "çıplak arama" eleştirilerine de yanıt verdi. Yeni düzenleme ile ilgili de bilgi sunan Aykaç, şunları söyledi:
"Detaylı arama konusunda önceki toplantılarda konuştuk, sizlerin de önerileri oldu. Ciddi ve samimi bir şekilde bu önerileri dikkate aldık. Burada ben özellikle detaylı arama değişikliğinin sadece bir kavram değişikliğinden ibaret olduğunu düşünmüyorum. Takdir edersiniz, cezaevleri çok kendine özgü alanlar, kendine özgü yapılar dolayısıyla böyle bir aramaya mutlak surette biz ihtiyaç duyuyoruz. Bu sadece cezaevinin düzenini sağlama anlamında değil aynı zamanda oraya dışarıdan ilk defa giren bir hükümlü ya da tutuklunun içerideki insanların can güvenliğini veya işte, başka birtakım haklarını zedelememesi, onlara zarar vermemesi anlamında gerçekten çok gerekli.
"Bazen çok marjinal örneklerle, olaylarla karşılaşıyoruz, buralarda da ifade edemiyoruz. Biz güvenlik bariyerimizi de mümkün mertebe bu marjinal olaylar üzerinden kurmak zorundayız çünkü bir yılda veya beş yılda böyle bir örneği yaşadığınızda ve bu güvenlik zafiyeti olarak ortaya konduğunda bizim bunu izah edebilmemiz mümkün değil fakat biz temel insan hak ve onurunu öncelikli olarak esas almak suretiyle bu düzenlemeleri yapmak zorundayız.
"Detaylı aramayla ilgili yaptığımız ana yönetmelikteki değişiklik de tam da bunu ifade ediyor. Burada metin dikkatli bir şekilde okunduğunda, eski metinle mukayese edildiğinde birtakım noktaları özellikle vurguladık. Dedik ki; genel aramadan bahsettik, normal bir arama. Bu bazen gözle de yapılabilir yani bakarsınız adamın genel durumundan şüphelenmezsiniz, bir şekilde klasik yöntemle arama yapılır, içeriye alırsınız. Baktınız adamda birtakım şüpheler var, bunun başka suretle tespitinin olanaksız olması durumunda detaylı aramadan bahsediyoruz bu, x-ray cihazı olabilir, elle arama yöntemi olabilir yani kaba arama tabir ettiğimiz bedene dokunmadan. Bunu biz bu şekilde formüle etmek zorundaydık. Burada özellikle uygulamacıya yani cezaevi müdürlerine ve personelimize ısrarla söylemek istediğimiz nokta şu, yani detaylı arama son nokta. Detaylı arama yapılıncaya kadar eğer bunu başka türlü bir arama yöntemiyle çözebiliyorsan zaten bu aşamaya işi getirmemek zorundasın.
"Diğer bir husus, arama sırasında hükümlüye tek kullanımlık giyme önlüğü verilmesi. Zaten önceki metinde de aslında çırılçıplak bir arama zaten kesinlikle söz konusu değildi. İşte öncelikle bedenin üst kısmının çıkarılacağı, o kısım arandıktan sonra elbiselerin giydirilip bu kez alt kısma geçirileceği, bunların özel arama odalarında yapılacağı, erkek hükümlü ise erkek tarafından bayan hükümlüyse bayan tarafından yapılacağı zaten çok netti ama biz netice itibarıyla kendine özgür bir toplumuz, bir Avrupa ülkesi değiliz veya işte, bizim kendimize göre o manada belki utanma veya işte ne bileyim, birtakım konulardaki rahatsızlıklarımız onlara uymaz. Bunu özellikle koyduk mutlak surette dedik tek kullanımlık giyimi önlüğü ver hiçbir şekilde bu çıplaklık olgusunu ona yansıtma.
"70 bin personelin olduğu bir yerde bazen bir personelimizin yapmış olduğu bir hata veya öngörüsüzlük çok ciddi tartışmalara sebebiyet verebiliyor. İşlemin mutlak surette tutanağa bağlanacağını hüküm altına aldık sayın başkanım. Yani oradaki kişiye bunun sorumluluğunu yükledik. Şimdi haklı olarak şunu diyeceksiniz. Evet, metin iyi yazılmış olabilir, önemli olan uygulama. Hemfikirim, önceki aşamada da biz gerek bu konuda gerek gündem oluşturabilecek her konuda, eğitim noktasında çok titiziz. Türkiye genelinde 5 tane personel eğitim merkezimiz var. İstanbul’daki eğitim merkezinin başkan yardımcılığı ve başkanlığını da yapan, eğitimin de içinden gelen bir insan olarak bunu söylüyorum. Yani bu konu bizim eğitim başlıklarımızdan bir tanesi olmaya da devam edecek, güçlü bir şekilde. Bunu gerek doğrudan, yüz yüze eğitimler vasıtasıyla gerek video, uygulamalı eğitimler vasıtasıyla inşallah oturtacağız ve ülkemizin gündeminden bunu çıkaracağız."