İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House, Suriye raporunda, IŞİD’in Türkiye’den çelik boru ve petrol rafineri projeleri için parça tedarik etmiş olabileceği iddiasına yer verdi. Raporda, Türkiye’den Suriye’ye yapılan ihracat, 2014’te aylık 135 milyon dolar seviyelerinde seyrederken, Temmuz ayında bir anda 311 milyona çıktığına dikkat çekildi.
Merve Erdil’in Hürriyet’te yer alana haberine göre; Chatham House, Suriye ekonomisiyle ilgili bir araştırma raporu yayınladı. Suriye’nin komşularıyla ekonomik ilişkilerine yönelik detaylı bilgilere yer verilen raporda, Türkiye ile yapılan karşılıklı ticaret de geniş yer buldu.
Türkiye’nin Suriye’ye ihracatının 2014 yılında 1.8 milyar dolar ile savaş öncesi düzeyine döndüğü kaydedilen raporda, geçtiğimiz yılın Temmuz ayındaki ani yükselişe ise dikkat çekildi. Türkiye’den Suriye’ye yapılan ihracatın 2014’te aylık ortalama 135 milyon dolar seviyelerinde olduğu, ancak Temmuz’da 311 milyon dolara sıçradığına dikkat çekildi.
Bu artışın neden kaynaklandığının belli olmadığı vurgulanan raporda, “Ancak artış, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki ilerleyişinin pik yaptığı döneme denk geliyor. Ve söz konusu ilave satışların bir kısmı, IŞİD’in Türkiye’den fazladan yaptığı satın almanın karşılığı olabilir - örneğin çelik borular ve petrol rafineri projeleri için malzemeler gibi” denildi.
Chatham House raporunda, Türkiye ile ticaretin savaş öncesi dönemlere döndüğüne vurgu yapılıyor. 2007’de iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasıyla 2010 yılına kadar Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı ihracatın 1.8 milyar dolara çıktığı kaydedilen raporda, “İkili ticaret 2011’den sonra hızla düştü. 2012 yılında 500 milyon dolar ile Türkiye’nin ihracatı rekor düşüş yaşadı. Aynı yıl Suriye’nin Türkiye’ye ihracatı 67 milyon dolara düştü. Ancak Türkiye’nin ihracatı 2013 yılında toparlanarak 1 milyar dolara çıktı ve 2014’te ise 1.8 milyar dolar ile savaş öncesi rekor düzeyine ulaştı.
Resmi ticaret verileri, Türkiye sınırından yapılan önemli hacimlerdeki kaçakçılığı kapsamıyor, buna IŞİD kontrolündeki bölgelerden bir şekilde Türkiye pazarına giren birkaç yüz milyon dolarlık petrol ve petrol ürünleri dahil” deniliyor.
2012 ve 2013 yıllarında Suriye’nin doğu ve kuzeyinde yeni bir “petrol ekonomisi”nin oluştuğu anlatılan raporda, kabile ve aşiretlerin birçok sahada kuyu operasyonlarını ele geçirdiği belirtiliyor. Bu sahaların daha önce Shell ve Total petrol şirketlerinin faaliyet gösterdiği bölgelerde olduğu kaydedilen raporda, şöyle devam ediliyor:
“Bu operatörler, bölgedeki hakim askeri gruplarla ham petrolün tüccarlara satışı konusunda anlaşmalar yaparken, söz konusu tüccarlar ise satın aldıkları petrolü Türkiye sınırına yakın Manbij, Resulayn ve Tel Abyad’daki ticaret ve rafineri merkezlerine taşıdı. Muhalif gruplar ve onların yerel savaş ağaları (warlord) bu bölgelerde basit rafineri kümeleri oluşturarak, gereken boru, silindir ve depolar için Türk çelik imalat tesislerine sipariş verdi.”