Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, dernek üyeleri avukatlar Barkın Timtik ve Oya Arslan'ın tutuklu yargılandıkları dava sürüyor.
Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre; dava, 2022 başındaki duruşmada karar aşamasına geldi ancak dosyaya son anda giren "Hollanda/Belçika belgeleri" denilen dijitaller, sürecin uzamasına neden oldu. Hollanda/Belçika belgeleri adı verilen ve DHKP-C'nin yazışmaları olduğu öne sürülen belgeler, ÇHD davasında delil olarak yer alıyor. Ancak bu deliller, şimdiye kadar sanıklar tarafından hiç görülemedi.
5 Ocak'taki duruşmada, karar aşamasına gelen davada, tutuklu avukatlar Hollanda/Belçika belgelerinin dosyaya getirilmesini talep etti.
Yargılamanın yapıldığı İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri bu talebi kabul etti ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazdı.
Bir sonraki duruşmada Emniyet Genel Müdürlüğü, Hollanda/Belçika belgeleri denilen dijitalleri mahkemeye gönderdi.
Ancak dijitallerde, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek'in imzası bulunuyordu.
"FETÖ" yöneticiliği suçundan hüküm giyen Akyürek, ayrıca gazeteci Hrant Dink'in katledilmesiyle ilgili davada resmi belgede sahtecilik suçundan 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Üstelik, şimdi ÇHD davasına bakan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Ali İhsan Horasan, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde, Akyürek'i de yargılamıştı.
Hollanda/Belçika belgelerinin dosyaya girmesinin ardından, mahkeme dijitallerin incelenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine karar verdi.
Belgelerin incelemesi Adli Tıp Kurumu'nda sürüyor. Bu sırada, Selçuk Kozağaçlı adına, deneyimli avukatlar Fikret İlkiz ve Hasan Fehmi Demir, 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe sunarak, Hollanda/Belçika belgelerinin incelenmesi sırasında bazı hususların tespit edilmesini talep etti.
Bu taleple ilgili, geçmişte Ramazan Akyürek'i de yargılayan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri, talebi reddetti. Ret gerekçesinde ise, mahkemenin dijital materyallerin sıhhati konusunda bir tereddüdünün olmadığı ve bu taleplerin kabulü halinde, Hollanda ve Belçika ülkelerinde yapılan operasyonların hukuka uygunluğunu sorgulamaya kadar gideceğine değinildi.
Ayrıca, Akyürek'in FETÖ dosyalarında yargılanması ve ceza alması nedeniyle, onun imzasının bulunduğu dijitallere itibar edilmemesi talebi reddedildi. Akyürek hakkında bu dosyada herhangi bir kumpas soruşturması veya kovuşturması olmadığı belirtilirken, ilgili yazının 'muteber' kabul edileceği ifade edildi ve talebe şu yanıt verildi:
"Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in FETÖ dosyalarında yargılandığı, ceza aldığı gerekçe gösterilerek söz konusu yazıya itibar edilemeyeceği belirtilse de, Ramazan Akyürek'in sanık, Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının mağdur olduğu, mahkeme dosyasına konu olayların kumpas olduğu iddialarını içerir bir soruşturma-kovuşturmanın mevcut olmadığı, bu haliyle ilgili yazının muteber kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, sanık müdafilerinin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir."
Mahkeme, başka bir davada resmi belgede sahtecilik suçundan 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası alan Akyürek imzalı belgeleri muteber kabul etti ancak Hollanda/Belçika belgeleriyle ilgili şüphe uyandıran tek isim o değil.
Belgelerin Türkiye'ye getirilmesi sürecinde görev yapan polisler Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya da resmi belgede sahtecilik suçunu zincirleme biçimde işledikleri gerekçesiyle yargılanıyor. Belgeleri getirenlerden Ferdi Taşkaya, tutuklu yargılandı, Serdar Bayraktutan ise firari.
Taşkaya ve Bayraktutan'ın İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları davanın iddianamesinde, iki eski polisin o davadaki soruşturmanın seyrine nasıl müdahale ettikleri ve ifade için yaptıkları usulsüzlükler anlatılıyor.
İddianamede, eski polis Serdar Bayraktutan'ın, başka bir soruşturmada gözaltına alınan, ÇHD davasında da tanık olan S.A. adlı şüphelinin ifadesi alınırken, baro müdafi listesinde olmayan ve ceza soruşturmasında tecrübesiz olduğu belirtilen bir avukatı çağırdığı belirtiliyor.
Süleyman Taşbaş adlı bu avukat ise, şu anda FETÖ davasında tutuklu bulunuyor. İddianamede, Taşbaş'ın verdiği ifadeye de yer verildi. Taşbaş, ifadeye girmesi konusunda Serdar Bayraktutan'ın talimatıyla hareket ettiğini, ifadeden sonra da avukatlık ücreti dışında bir miktar parayı, Ferdi Taşkaya'dan aldığını belirtiyor.
Bu durum, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin imzasını 'muteber' kabul ettiği Ramazan Akyürek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme suçlarından hüküm giymesine, belgeleri getiren Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya'nın, 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, resmi belgede sahtecilik suçunu zincirleme şekilde işledikleri gerekçesiyle yargılanmasına rağmen, ÇHD davasındaki 'kumpas' iddiasının yok sayıldığı anlamına geliyor.