p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px Helvetica} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px Helvetica; min-height: 22.0px} p.p3 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px 'Helvetica Neue'; color: #1d2129} p.p4 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px 'Helvetica Neue'; color: #1d2129; -webkit-text-stroke: #1d2129} p.p5 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px 'Helvetica Neue'; color: #1d2129; -webkit-text-stroke: #1d2129; min-height: 22.0px} p.p6 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #1d2129; min-height: 22.0px} p.p7 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 18.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #1d2129} span.s1 {font-kerning: none} span.s2 {font: 18.0px Helvetica; font-kerning: none; color: #000000; -webkit-text-stroke: 0px #000000}
Star ve Sabah gazeteleri dün, avukat Selçuk Kozağaçlı’ya ilişkin olarak yayımladıkları habere ilişkin olarak, kanun hükmünde kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) açıklama yaptı. “Star Gazetesi ve Sabah Gazetesi'nde eş zamanlı bir biçimde servis edilen haberler göstermiştir ki; (KHK zorbalığı ile kapatılan derneğimiz Genel Başkanı) Av. Selçuk Kozağaçlı'nın tutuklanmasına yönelik bir planın hayata geçirilmesi için düğmeye basılmıştır” ifadeleri kullanılan açıklamada “Yine haber içeriğinden anlaşılmaktadır ki, bütün bu ucube yollara başvurulmasının gerisinde, Selçuk Kozağaçlı'nın Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın avukatlığını yürütüyor olması yatmaktadır” dendi.
Gazetelerin yayımladığı haberde; “Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya her ikisinin de cezaevinde ölmesini amaçlayan terör örgütü DHKP-C’nin, ‘Bütün tıbbi müdahale taleplerini reddedin’ mesajını getirdiği öğrenildi” ifadelerine yer verilmişti.
ÇHD tarafından “Nuriye ve Semih’in binlerece avukatı var” başlıklı açıklamanın devamı şöyle:
Öncelikle, bu tür tehditlerle, kriminalize etme çabaları ile daha önce de karşılaştığımızı belirtir, zerre kadar kaygı duymadığımızı belirtmek isteriz. Aksine bugün Selçuk Kozağaçlı şahsında cisimleşmiş avukatlık pratiğimizin, üzerine bu derece pespaye kalem oynatılacak denli korku yaratması karşısında kıvanç duyduğumuz da bilinsin isteriz. Bununla birlikte, olası bir hukuksuz tutuklama yaşanmadan önce, bazı önemli hususlara ilişkin yanıtı aslında zaten belli iki temel soruyu kamuoyu ile paylaşmayı bir borç biliriz:
1- Haber, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına atıf yapmaktadır. Tarafımızca ilgili başvuru 28.06.2017 tarihinde yapılmış olup, süreç tüm etkinliği ile devam etmektedir. Bizlerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin belirlemiş olduğu usul hukuku gereği sessizliğini koruyup, her türlü hukuki yorum ve değerlendirmeyi kamuoyu karşısında yapmaktan kaçındığımız bir dönemde, ilgili gazeteciye, gerek AİHM ara kararları, gerekse Türkiye'nin savunmasından doğrudan pasajları gazetesine taşıyacak bilgileri kim servis etmiştir?
2- Selçuk Kozağaçlı ve diğer ÇHD'li avukatlar Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın KHK zorbalığı karşısında direnişe geçtikleri ilk günden bu yana, henüz açlık grevi dahi başlamadan, avukatlıklarını yürütmektedir. Üstelik bu avukatlık, salt bir destekçilik düzeyinde değil ama doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Noterliğince düzenlenmiş bir vekalet ilişkisine dayanmaktadır. Doğaldır ki, Derneğimiz'in geleneği olduğu üzere, hukuki tüm başvurular ile birlikte, müvekkillerimiz en başından bu yana bir gün dahi eylem alanında yalnız bırakılmamıştır. Peki Selçuk Kozağaçlı'nın hedef gösterilmesi için, özellikle 13.07.2017 tarihinin seçilmesinin gerisinde hangi nedenler yatmaktadır? Neden dün değil, bir ay önce değil ama bugün? Bu zamana kadar sistematikleştirilen hak ihlallerinin tespitine sadece bir durak kaldığı için mi? Yoksa akıl bulandırmak için mi?
Bu soruların yanıtı, tarafımızca çok iyi bilinmektedir. Hukukun yerlerde süründüğü bir ülkede avukatlık mesleğini sürdürmeye çalışan kişiler olarak, bu sorulara burada yanıt vermek, AİHM sürecini anlatmayı gerektireceğinden şuan için soruları sadece ortaya atmak ile sınırlı kalıyoruz. Zira bugün bitmemiş bir hukuk sürecinden söz etmek, bir hukuksuzluk haline gelecek olup, bizi hedef gösterenlerle, bu anlamda aynılaşmamakta sonuna kadar kararlıyız. Ancak yarın herşeyi, tüm belgeleri ile ortaya koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Buradan, Selçuk Kozağaçlı'yı krimanize ederek, tutuklama planları yapanlara da sesleniyoruz. Niyetiniz; Nuriye ve Semih'i avukatsız bırakmazsa, boşa kürek çekiyorsunuz. Nuriye ve Semih'in binlerce avukatı var. Kısacası, amacınızın boşa çıkacağını biz şimdiden söyleyelim, gerisi sizin kendi takdiriniz olsun.