CHP, 16 Nisan referandumunun iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuru çalışmalarını parti içindeki tartışmalar arasında sürdürüyor. CHP'deki takvime göre başvuru haziran ayı başında AİHM’de olacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) "son dakika" kararı ile "mühürsüz pusula ve zarflardaki oyları geçerli saymasına" ilişkin olarak "AİHM'in bugüne kadarki içtihatları lehimize değil. Ancak 16 Nisan referandumunda AİHM'in içtihatlarını değiştirecek ihlaller oldu" dedi.
16 Nisan’ın ardından özellikle CHP ve hayır kampanyası yürüten kesimlerde başlayan tartışmalar, başta mühürsüz oyların geçerli sayılması olmak üzere referanduma ilişkin itirazları gölgede bıraktı. CHP, ilk olarak gittiği Danıştay’dan bir sonuç alamazken, Anayasa Mahkemesi’nin de kendisini yetkisiz ilan edeceği görüşü nedeniyle “Türkiye’deki yargı mecralarından sonuç almanın imkânı yok” görüşü oluştu ve AYM sürecini atlayıp doğrudan AİHM’ye başvurma kararı aldı.
Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün haberine göre, CHP’nin bu kararına karşın yargı yoluyla sonuç alınamayacağını savunup siyaseten başka yöntemler aranması gerektiğini söyleyenler de oldu. Özellikle kampanyada hayır ve eveti savunanlar arasındaki eşitsizlik ve YSK’nın yasaya rağmen mühürsüz oyları geçerli kabul etmesi nedenleriyle, "2019’da sağlıklı seçim olur mu" soruları da sıkça dile getirildi. Bu sorunun varlığı, CHP’de de kabul ediliyor. CHP, özellikle YSK ile ilgili güvensizlik nedeniyle öncelikle AİHM yolunu deneme kararı aldı. AİHM’den sonuç alınamaması durumunda CHP, seçmenlerdeki “Oy verdik ama oyumuza sahip çıkılamıyor” şikâyetlerini giderecek çözümler üzerinde durmak için yeni yöntem arayışlarına gidilmesini de konuşuyor.
AİHM’e başvuru hazırlığı, CHP adına Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan tarafından yürütülüyor. AİHM’in bugüne kadar seçimlerle ilgili "iyi haber" niteliğinde içtihadının bulunmayışı, CHP’deki hazırlıkların en önemli sorunu oldu. Bu çerçevede, öncelikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) hangi maddesinin ihlali gerekçesiyle başvurulması gerektiği konusunda bir görüş belirlenmesi yoluna gidildi. Yapılan değerlendirmelerin ardından AİHM’ye, Sözleşmenin EK-1 Protokol 3. maddesi çerçevesinden başvurulması benimsendi.
Madde, “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde makul aralıklarla gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler” hükmünü taşıyor. Referandum kampanyasındaki evet tarafındaki iktidarın eşitsiz uygulamalarıyla 16 Nisan’daki mühürsüz oy kararıyla ortaya çıkan "yasayı çiğneme" uygulamalarının tamamı CHP’nin başvurusunda yer alacak. AGİT’in seçimlerin adil olmadığına ilişkin ön raporu da CHP için önemli bir dayanak noktası oluşturacak. CHP’nin serbest seçim hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvuru metni yazımı sürüyor.
CHP, AİHM’ye başvuru için uluslararası hukuk çerçevesinde uzman desteği de aldı. Geçmişte AİHM’de yargıçlık yapan eski CHP milletvekili Rıza Türmen ve geçmişte Dışişleri Bakanlığı’nda hukukçu olarak çalışan Türkiye Barolar Birliği Bilim Danışma Kurulu üyesi avukat Münci Özmen, CHP’nin AİHM başvurusu için görüş aldığı isimler arasında yer aldı.
Başvuru hazırlıklarını yürüten Bülent Tezcan, metin yazımını 25 Mayıs tarihine kadar tamamlamayı planladıklarını, AİHM’ye başvuruyu da en geç haziran ayı başında yapacaklarını söyledi. Tezcan başvurudan beklentilerini de şöyle ifade etti:
“AİHM’nin seçimlere ilişkin bugüne kadarki içtihatlarının bizim lehimize olmadığının farkındayız. Ancak 16 Nisan referandumunda yaşananlar bugüne kadar yapılan seçimlere benzemeyen şeylerdi. Herkesin gözünün önünde kampanya sürecinde serbest seçim hakkının ihlaline dair yaşananlar var. Ama onun da ötesinde açık bir tam kanunsuzluk var. Mühürlü oylar meselesi. Dolayısıyla 16 Nisan referandumunda AİHM’nin içtihatlarını değiştirecek nitelikte olaylar yaşandı. Biz, başvurumuzun kabul edilebilir bulunarak AİHM’nin içtihat değişikliğine gidip esastan inceleyeceğine inanıyoruz.”