Erdoğdu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'a yapılması düşünülen 3’üncü havalimanının ihalesinin 3 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirildiğini anımsatarak, finansal kentsel ve çevresel etkileri açısından halkı yakından ilgilendiren bu projenin başlangıcından itibaren hiçbir sürecinin şeffaf olarak götürülmediğini belirtti. Projeye ilişkin başta Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmak üzere ihale şartnamesi, sözleşme gibi belgelerin kamuoyundan ve hatta ana muhalefet partisinden gizlendiğini ileri süren Erdoğdu, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yaptığı açıklamaların eksik ve kamuoyunu yanlış yönlendirici nitelikte olduğunu savundu.
Ana muhalefet partisi olarak projeye ilişkin ulaşılabilir belgeleri incelediklerini belirten Erdoğdu, projenin, ÇED Yönetmeliği'ne göre, "ÇED Olumlu Raporu" kararı alınmadan ihale edildiğini söyledi. ÇED raporunda projenin çevreye pekçok olumsuz etkisi belirtilmesine rağmen idari işleme konu projenin yürürlüğe sokulduğunu ve bu idari işlemin anayasanın 56. maddesine aykırılık teşkil ettiğini iddia eden Erdoğdu, şöyle devam etti: "Proje kapsamında 6 bin 172 hektarlık orman arazisi vardır. Bu orman arazisi projeyle birlikte tahrip olacaktır. Proje İstanbul'un doğal ve içme suyu kaynaklarının bulunduğu alandadır. Çevre düzeni planında havalimanı yapımı düzenlenmeyen alanda havalimanı yapımı için ihale açılması yasaya aykırıdır."
Erdoğdu, konuya ilişkin Mart 2013 ve Nisan 2013 tarihli iki ÇED raporu arasında önemli farklılıklar bulunduğuna işaret ederek, ilk raporda göl ve gölet olarak belirtilen alanların ikinci raporda su birikintisi olarak gösterildiğini ifade etti. Mart tarihli raporda proje alanında 2 milyon 513 bin 341 ağaç bulunduğu, bu ağaçların 657 bin 950'sinin kesilmesinin zaruri olduğu ve kalan 1 milyon 855 bin 391 ağacın ise taşınabileceğinin belirtildiğini kaydeden Erdoğdu, Nisan tarihli raporda ise buna ilişkin bilgi yer almadığını iddia etti.