CHP: AKP iktidarı artık yıpranmıştır ve AB ile ilişkilerimizi ülkemizin çıkarlarını gözetecek biçimde yönetmede ciddi bir zafiyet içindedir

CHP: AKP iktidarı artık yıpranmıştır ve AB ile ilişkilerimizi ülkemizin çıkarlarını gözetecek biçimde yönetmede ciddi bir zafiyet içindedir

T24 Haber MerkeziCHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, 25 Mart 2021’de gerçekleşen AB Liderler Zirvesi hakkında yazılı açıklama yaptı. “AB bildirisinde Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılması açısından dikkat çekilen konuların, iktidarın son zamanlarda dış politika alanında attığı geri adımların takdir edildiğine işaret ettiği düşünülmektedir” diyen Çeviköz, “Bununla beraber, bu politikaların 'tek taraflı' ve 'uluslararası hukukun ihlali' olarak nitelenmesi, iktidarın ülkemizin haklı ve hukuki tezlerini Avrupa başkentlerinde yeterince savunamadığına ve ikna edici bir şekilde anlatamadığına işaret etmektedir” görüşünü dile getirdi.

İktidarın son yıllarda izlediği politikaların AB ülkeleri ile ilişkilerde olumsuz algılara yol açtığı bellidir. CHP olarak, sorunların barışçı yollardan, diyalog, müzakere ve diplomasi yöntemiyle çözümünü önemsiyoruz” denilen Çeviköz'ün açıklamasında, AKP iktidarı şöyle eleştirildi:

"AKP iktidarı artık yıpranmıştır ve AB ile ilişkilerimizi ülkemizin çıkarlarını gözetecek biçimde yönetmede ciddi bir zafiyet içindedir. Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin yeniden karşılıklı saygı ve ortak yararlara dayalı şekilde, üyelik müzakerelerinin canlandırılmasını da içeren bir dönüşüme ihtiyacı vardır. CHP olarak, bu dönüşümün sağlanması amacıyla gerekli atılımları yapacak, yurttaşlarımızın hak ettiği şekilde AB ile ilişkilerimizin çağdaş ve uygar bir seviyede sürdürülmesi için çalışmaya devam edeceğiz."

TIKLAYIN - Dışişleri Bakanlığı: AB Zirvesi sonuç bildirgesi olumlu, ama tek yönlü bakış açısıyla kaleme alındığı görüldü

Çeviköz'ün açıklaması aynen şöyle:

"25 Mart 2021 tarihinde Brüksel’de gerçekleşen AB Devlet Liderleri Zirvesi’nin ilk günü sonunda yayımlanan Zirve bildirisi dikkatle incelenmiştir. Bildiride AB'nin Türkiye ile ilişkilerinin Doğu Akdeniz başlığı altında bir dış politika konusu olarak ele alınmaya devam ettiği görülmektedir. Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin uzun zamandan beri fiilen durmuş olmasının yarattığı bu durum üzüntüyle karşılanmaktadır.

AB, Doğu Akdeniz'de istikrar ve güvenliği olduğu gibi Türkiye ile karşılıklı yarara dayalı bir işbirliği ortamının gelişmesini de stratejik çıkarları açısından önemsemektedir. Bu bağlamda, iktidar tarafından Doğu Akdeniz'de sondaj faaliyetlerine son verilmesini, Türkiye ile Yunanistan arasında istişarelerin başlamasını ve Kıbrıs meselesinin BM nezaretinde görüşmelerde ele alınacak olmasını Doğu Akdeniz'de gerilimin azaltılması açısından memnuniyetle karşıladığını belirtmektedir. Türkiye'nin sondaj faaliyetlerinin yasal olmadığının belirtilmesi ise dikkati çeken ve kabul edilmesi mümkün olmayan bir görüştür.

Bildiride, mevcut durumun ve Türkiye'nin yapıcı tutumunun sürdürülmesi halinde, Türkiye ile kademeli, orantılı ve geri döndürülebilir bir şekilde işbirliğine hazır olunduğu vurgulanmakta, bu bağlamda AB Komisyonu'nun Türkiye ile Gümrük Birliği'nin uygulanmasında karşılaşılan zorlukların giderilmesi ve Gümrük Birliği'nin reformu için bir görev oluşturulması maksadıyla AB Konseyi'nin çalışmaya başlaması çağrısında bulunulmaktadır. Aynı şekilde, Türkiye ile kamu sağlığı, iklim, terörle mücadele ve bölgesel konularda AB'nin yüksek düzey diyaloğa hazır olduğu da belirtilmektedir.

AB bildirisinde Doğu Akdeniz'de gerginliğin azaltılması açısından dikkat çekilen konuların, iktidarın son zamanlarda dış politika alanında attığı geri adımların takdir edildiğine işaret ettiği düşünülmektedir. Bununla beraber, bu politikaların "tek taraflı" ve "uluslararası hukukun ihlali" olarak nitelenmesi, iktidarın ülkemizin haklı ve hukuki tezlerini Avrupa başkentlerinde yeterince savunamadığına ve ikna edici bir şekilde anlatamadığına işaret etmektedir.

Bildiride, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili durumun endişe kaynağı olarak görüldüğü, siyasi partilerin ve basının hedef alınmasının ve insan hakları alanında kaydedilen gerilemelerin Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti ve kadın hakları konusundaki yükümlülüklerine ters düştüğü, bu konularla ilgili diyaloğun AB-Türkiye ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olmaya devam edeceği belirtilmektedir. İktidarın son yıllarda izlediği politikaların AB ülkeleri ile ilişkilerde olumsuz algılara yol açtığı bellidir. CHP olarak, sorunların barışçı yollardan, diyalog, müzakere ve diplomasi yöntemiyle çözümünü önemsiyoruz.

AKP iktidarı artık yıpranmıştır ve AB ile ilişkilerimizi ülkemizin çıkarlarını gözetecek biçimde yönetmede ciddi bir zafiyet içindedir. Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin yeniden karşılıklı saygı ve ortak yararlara dayalı şekilde, üyelik müzakerelerinin canlandırılmasını da içeren bir dönüşüme ihtiyacı vardır. CHP olarak, bu dönüşümün sağlanması amacıyla gerekli atılımları yapacak, yurttaşlarımızın hakettiği şekilde AB ile ilişkilerimizin çağdaş ve uygar bir seviyede sürdürülmesi için çalışmaya devam edeceğiz."