CHP, ASELSAN'daki şüpheli ölümler için komisyon kurulması önergesi verdi

CHP, ASELSAN'daki şüpheli ölümler için komisyon kurulması önergesi verdi

Genel Başkan Yardımcıları Sezgin TanrıkuluVeli Ağbaba, ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen’in 7 Ağustos 2006 tarihindeki ölümünden itibaren günümüze kadar devam eden kuşkulu ölümlerin aydınlatılması için Meclis’te  araştırma komisyonu kurulmasını istedi.  “Her biri Milli Askeri Projelerde görev alan mühendislerimizin ölümleri kamuoyunda derin şüphelere yol açmaktadır” denilerek, “Yabancı İstihbarat servislerinden, derin devlet yapılanmalarına, terör örgütlerine kadar birçok komplo teorisinin ortaya atılmasının sebebi ise ASELSAN mühendislerinin ölümleri hakkında kamuoyunu tatmin edici cevapların adli ve siyasi makamlarca verilmemesinden kaynaklanmaktadır” değerlendirmesi yapıldı.

CHP’nin  Aselsan’daki kuşkulu ölümlere ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesi şöyle:

Askeri Elektronik Sanayi (ASELSAN) Türk Silahlı Kuvvetlerine askeri haberleşme ve elektronik ekipmanın sağlanması amacıyla 1975 yılında kurulmuş, yerli savunma sanayimizin en önemli kuruluşlarından biridir. Savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltan, önemli ekipmanları yurt içi üretimi ile Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere emniyet güçlerine sağlayan ASELSAN, son yıllarda ki çalışmaları ile Türk savunma sanayinin dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yapan değerli bir kuruluşu olmuştur. Ülke savunmasında kullanılan ve kullanılması planlanan birçok özgün projeyi hayata geçiren ASELSAN, Türkiye için stratejik bir sanayi tesisi olmaktadır. Üretim ve Ar-Ge faaliyetleri ile bünyesinde çok sayıda çalışanı barındırmaktadır.

ASELSAN ülke gündemine sadece ürettiği gurur verici “yerli savunma sanayi ekipmanları” ile değil, şüpheli ölümler ile de gelmektedir. 7 Ağustos 2006 tarihinde ASELSAN mühendislerinden Hüseyin BAŞBİLEN, 17 Ocak 2007 tarihinde ASELSAN mühendislerinden Halim ÜNAL, 26 Ocak 2007 tarihinde ise ASELSAN mühendislerinden Evrim YANÇEKEN, 5 Mayıs 2008’de zorunlu askerlik hizmetlerini yerine getiren ASELSAN bağlantılı mühendislerden Zafer OLUK ve 9 Ekim 2007 tarihinde ise Burhaneddin VOLKAN hayatlarını kaybetmişlerdir. 2006-2008 yılları arasındaki mühendislerimizin şüpheli ölümleri kamuoyunun hafızasından silinmemişken, 25 Ocak 2013 tarihinde bir başka ASELSAN mühendisi Hakan ÖKSÜZ trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Son olarak da şüpheli bir ölüm Çankaya Cebeci Mahallesi’nde meydana gelmiştir. Akat sokak 4/2 adresinde meydana gelen olayda, iki gündür işe gitmediği için endişelenerek kontrol etmek için ASELSAN mühendisi Erdem UĞUR’un (28) evine gelen arkadaşları, kapının açılmaması üzerine polis ekiplerine haber vermiş ve olay yerine gelen polis ekipleri, çilingir yardımıyla girdiği evde UĞUR’un cesedi ile karşılaşmıştır. Erdem UĞUR, üzerinde battaniye örtülü halde, ağzına dayanmış büyük tüp hortumuyla yatağında bulunmuştur. Ülkenin stratejik bir sanayi kuruluşunda çalışan mühendislerin şüphe uyandıran ölümleri akıllara birçok soruyu getirmektedir. Mesleki yeterlilikleri açısından yurt dışındaki meslektaşları ile yarışabilecek kadar donanımlı mühendislerimizin ölümleri intihar ve kaza ile açıklanması olayın ayrıntılı araştırmasının yapılmaması ihmalkârlıktır. Her biri Milli Askeri Projelerde görev alan mühendislerimizin ölümleri kamuoyunda derin şüphelere yol açmaktadır.

Türkiye’de yıllar önce yaşanan şüpheli ölümlerin, faili meçhul cinayetlerin dahi aydınlatılamadığı gerçeği ortada iken yakın tarihte yaşanan bu şüpheli ölümlerin üzerinde fazla durulmamıştır. Yabancı İstihbarat servislerinden, derin devlet yapılanmalarına, terör örgütlerine kadar birçok komplo teorisinin ortaya atılmasının sebebi ise ASELSAN mühendislerinin ölümleri hakkında kamuoyunu tatmin edici cevapların adli ve siyasi makamlarca verilmemesinden kaynaklanmaktadır. Trafik kazasında hayatını kaybeden mühendisimiz Hakan ÖKSÜZ’ün daha önceki yıllarda kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğraması, ölen mühendislerimizin ailelerinin isteği sonucu Başbakanlık Teftiş Kurulunun araştırma yapması kamuoyundaki şüphelerin haklılığını göstermektedir.

Kamuoyunun ve öncelikle hayatını kaybeden mühendislerimizin ailelerinin şüphelerinin giderilmesi için, olayların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından incelenmesi ve açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Çünkü olaylar intihar ve kaza ihtimalleri ile basite indirgendiği takdirde, ülke savunmasını ilgilendiren birçok konunun da üstü kapatılacaktır.