Basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Faik Öztrak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) eleştirilerde bulundu. "Aslında YSK’nın bir tane üyesi var, o da sarayın kibirli kişisi" diyen Öztrak, "YSK’daki diğerlerinin hepsi yedek" ifadesini kullandı.
Öztrak, 31 Mart günü ‘AKP’liye benzeyen seçmenlere’ İBB adayı için oy kullanmamaları üzere pusula verilmediğini iddia eden AKP'nin adayı Binali Yıldırım'a tepki gösterdi. "Çalınan minare o kadar büyük ki kılıf uydurmak zor oluyor" diyen Öztrak, beklenen YSK'nın gerekçeli kararı için de, "Bakalım 200 sayfalık gerekçeli karar bu minareye kılıf olmaya yetecek mi!" dedi.
"AKP’liye benzeyen seçmenlere İBB adayı için oy kullanmamaları amacıyla pusula verilmediğini öne süren Yıldırım, bu durumu o gün gelen şikâyetlerle tespit ettiklerini söylemişti.
Öztrak’ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Ülkemizde demokrasinin prensipleri aşındırılmaktadır. Hukukun üstünlüğü yok edilmekte kuvvetler ayrılığı işlevsizleştirilmektedir. Yozlaşmanın olumsuz etkilerini sosyal, siyasal yaşantıdan ekonomimize kadar her alanda görmekteyiz. Bunun son örneği sandık darbesidir. Demokratik meşrutiyetin son kilit taşı olan sandık, darbeyle çökertilmiştir. Milletin sandıkta söylediği söz masa başı oyunlarıyla gasp edilmiştir. YSK 6 Mayıs’ta milletin iradesini elinden almıştır.
Saray iktidarı, siyasi bir kararla YSK eliyle yerleşik seçim hukukunu alt üst etmiştir. Seçimlerin sonucunu YSK değil, millet belirler. Ancak 31 Mart’ta milletin dediğini değil, siyasi iktidarın vesayeti altındaki YSK’nın dediği olmuştur. Sandıkta milletin oyunu çalamayanlar, masa başında milletin iradesini çalmıştır.
Sandık darbesinin üzerinden 14 gün geçti, YSK’nın gerekçeli kararı şu ana kadar açıklanmadı. AKP Genel Başkanı hafta sonu YSK’nın gerekçeli kararının bugün açıklanacağını söylemişti. Bugün de basında 200 sayfalık gerekçeli kararın tamamlandığına yönelik haberler yer alıyor. Bu kararı yazan kim? Saray. Şimdi göndermiş 200 sayfalık gerekçeli kararı YSK’ya. Yedi tane bu karara evet diyen üyenin bunu imzalaması bekleniyor. Aslında YSK’nın bir tane üyesi var, o da sarayın kibirli kişisi. YSK’daki diğerlerinin hepsi yedek. Yazılan gerekçede kuzuyu kapan kurdun kuzuyu suçlaması hikâyesinden başka bir şey olmayacaktır.
Her gün ayrı bir iddia, yalan ve iftira tedavüle sokuluyor. En son AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı, yıllarca bu memleketin en önemli makamlarını işgal etmiş kişinin iddiaları aslında komedi sınırlarını aştı. Trajik bir hal aldı. Ak Parti’ye oy verecek olanlara büyükşehir belediye pusulasının verilmediğini söylüyor. Bu iddia başta AK Partili kardeşlerimiz olmak üzere tüm İstanbulluların aklıyla alay etmektedir. Baktığınızda en fazla oyun büyükşehir için kullanıldığını görüyorsunuz. Bu siyaset erbabına Allah akıl fikir versin demekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Ama görüyorsunuz, çalınan minare o kadar büyük ki kılıf uydurmak çok zor oluyor. Bakalım 200 sayfalık gerekçeli karar bu minareye kılıf olmaya yetecek mi!
Biz YSK’nın gerekçeli kararında şu hususların mutlaka açıklıkla yer almasını bekliyoruz; AKP YSK’ya verdiği iptal dilekçesinde pek çok şey iddia etti. Ama oy çalındığını hiç söylemedi. YSK da açıklamış olduğu kısa kararında çalma çırpmadan hiç söz etmedi. Ancak AKP’nin Genel Başkanı ve onun İstanbul adayı ağzından ‘Oylar çalındı’yı hiç düşürmüyorlar. Bu oylar çalındıysa açıklasınlar. Bu oyları kim çaldı? Bu oyların çalınmasına sandıktaki Ak Parti temsilcileri nasıl göz yumdu? Ayrıca gerekçeli kararının ekinde Saray’ın kibirli adamının baştan beri söylediği kamera görüntülerinin de yer almasını bekliyoruz. Ama yok bu iddianın görüntülerini gerekçeli kararda görmezsek o zaman bu iftiracılar çıkmalı ve bu milletten özür dilemeliler.
Erdoğan sürekli bazı sandıklarda oy sayın cetvellerinin mühürsüz ve imzasız veya eksik olduğunu iddia ediyor. Bu husus da YSK’nın kısa kararında yer almıyor. Aslında AKP’nin daha önceki itirazlarıyla imzasız ve boş sayım cetveli olan oylar yeniden sayılmıştı. Sonuç? Sonuç değişmedi. YSK gerekçeli kararında bunu bir iptal gerekçesi olarak görecekse o zaman ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının neye yaradığını da mutlaka açıklamalıdır. AKP ıslak imzalı tutanaklara sandık başında itiraz etmemiştir. Yine ıslak imzalı tutanaklar ilçe seçim kurullarında birleştirilirken bir itiraz veya şikâyette de bulunmamışlardır. Eğer bu bir iptal gerekçesi olacaksa oy sayım cetvellerindeki eksikliklerin seçim sonucuna nasıl etki ettiğini YSK mutlaka açıklamalıdır. Sandığa sandık başından sahip çıkılır. YSK’nın şimdiye kadar geçmiş kararları da bu yöndedir. YSK kısa kararında seçimin iptali gerekçesi olarak sadece bazı sandık oluşumunda memur başkan ve üyelerinin yokluğunu usulsüzlük olarak göstermiştir. Ancak aynı YSK, kanunun açık hükümlerine rağmen sandık kurullarında oluşun benzer usulsüzlükleri geçmişte oyları iptal etmek için yeterli bir gerekçe olarak görmemiştir. Bunun gerekçesi de seçmen iradesinin her şeyden üstün olduğudur."