Sözcü'den Veli Toprak'ın haberine göre; Meclis Adalet Komisyonu üyesi Zeynel Emre, TBMM Başkanlığı'na verdiği kanun teklifi, Hayvanları Koruma Kanunu'nun cezalara ilişkin 28'inci maddesinde değişiklik önerdi. Teklife göre, kanunda, sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanları, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürenler ile “Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek” suçunu işleyenler, 2 yıldan 5 yıla kadar hapse mahkum edilecek. Mevcut düzenlemede, bu iki suç için para cezası uygulanıyor. Emre, para cezalarının miktarının da artırılması istedi.
CHP'li Emre kanun teklifinin gerekçesinde, hayvanlara yönelik şiddetin, sosyo-ekonomik temelde çözümlere dayandırılması gerektiğini işaret ederek, cezaların artırılmasındaki amacı, ‘farkındalık' ve ‘caydırıcılığın' artırılması olarak belirtti. Teklifin gerekçesinde şöyle denildi:
“Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nin (HAKİM) hayvanlara yönelik hak ihlallerine dair hazırladığı ve sadece bu yılın Ocak ayını kapsayan rapora göre; en az 48 bin 348 yaşam hakkı gaspı, 47 işkence vakası, 29 bin 804 özgürlüğü kısıtlama, 2 cinsel şiddet, belediye çalışanları ve kamu görevlileri eliyle yaşanan 4 ihlal vakası yaşandı. Bu ihlallerin bazıları, özellikle sosyal medya aracılığıyla artık kamuoyunun da gündeminde gelmektedir. Yakın zamanlarda kamuoyunda infial uyandıran olaylardan biri hatırlanacağı üzere Ankara'nın Batıkent semtinde yaşanmış; üç kişi, mahalledeki köpekleri toplu olarak zehirlerken, köpeklerden 13'ü kurtarılamamıştı. Hayvanlara yönelik şiddete ilişkin kamuoyuna yansıyan en yakın zamanlı olay ise geçen ay (Haziran 2020) içinde yaşanmış ve İstanbul'da bir sokak köpeğine, bir ay boyunca tekel bayi işleten kişi tarafından işkence ve tecavüz edildiği ortaya çıkmıştı.
Hayvanlara yönelik şiddet olaylarına her geçen gün yenileri eklenirken, konuyla ilgili sorumluluk sahibi makamlar, tam bir aymazlık içindedir. Hayvan hakları kapsamında örgütlü sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Meclis'te grubu bulunan muhalefet partilerinin hayvanlara yönelik şiddetin bir nebze olsun önüne geçilmesi amacıyla yasalarda gerekli düzenleme yapılması girişimi ve çağrılarına, iktidar kanadında kulaklar tıkanmış durumdadır. Bu nedenle de hayvanlara yönelik şiddeti caydırıcı nitelikte önlemler alınamamakta, hatta var olan yaptırımlar (ağırlıkla para cezası) da gittikçe etkisini yitirmektedir.
Özellikle güçlünün güçsüze yönelik şiddeti çerçevesinde değerlendirilebilecek hayvanlara yönelik şiddet gibi belli bağlamlarda sosyo-kültürel kökleri olan sorunların çözümünün yasal düzenlemelerle sınırlı kalmaması gereği bir gerçek olmakla beraber, bu yöndeki adımlar kamu otoritesinin tutumunun bilinç seviyesine çıkarılması ve belli ölçülerde caydırıcılık yaratılması açısından tartışılmaz önemdedir. Bu nedenlerle sıklıkla dile getirildiği üzere; hayvanlara yönelik şiddetin önüne geçilmesi için yasa düzeyinde atılacak ilk adımlardan biri, hayvanlara şiddet uygulayanlara hapis cezası öngörülmesi ile suçun vasfına göre hükmedilen para cezalarının artırılmasıdır.”