CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan, zamanaşımına uğraması tehlikesi bulunan Cemil Kırbayır dosyasına ilişkin Yargıtay'a çağrıda bulunarak "İşkence ve zalimane muamele, her türlü kötü muamele zamanaşımından aridir. O dosya ile ilgili yol yürünemediği sürece yani kayıp olan kişinin cesedi, kemikleri vakanın tam olarak aydınlatılması ile alakalı ele geçirilip bununla ilgili bir soruşturma başlatılamadığı sürece zamanaşımı her gün yeniden başlar. Yani asla zamanaşımına uğramaz" açıklamasını yaptı.
CHP'li Aydoğan, 13 Eylül 1980’de Ardahan’ın Okçu köyündeki evinden gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Cemil Kırbayır dosyasına ilişkin açıklama yaptı.
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berfo Anne’ye söz vermişti; Cemil Kırbayır dosyası zamanaşımına uğrayabilir
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kırbayır'ın annesi Berfo Anne'ye dosyanın sonuçlandırılacağını söylediğini hatırlatan Aydoğan, "Buradan başka yerlere varmak istemiyorum. Bizim kanaatimizce hukukun bağımsız ve tarafsız bırakılması, yargının bağımsız ve tarafsız çalışıyor olması zaten bütün bu dosyaların sonuçlandırılabilmesi açısından yeterlidir" ifadelerini kullandı.
Aydoğan Cemil Kırbayır dosyası ile ilgili şunları ifade etti: “Bugün hem bir hukukçu hem bir vicdan sahibi insan, birey ve bu ülkenin yurttaşı olarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyuyorum. Hukukçu olarak söyleyeceğim şudur ki; insanlığa karşı işlenmiş bir suçlar yani işkence ve zalimane muamele ile işlenmiş olan suçlarda zaman aşımı söz konusu değildir. Bunu hukuk fakültesi birinci sınıftaki öğrencilere bile sorsanız size bunu net olarak söyleyebilirler. Önümüzde bir olay var. Yıllardır aydınlatılamayan bir dosya var. Cemil Kırbayır dosyası. Hani hepimiz ekranlardan anımsıyoruz. Rahmetli Berfo Ana vardı. Berfo Ana'ya bütün insan hakları savunucuları gibi Sayın Cumhurbaşkanımız da oğlu ile ilgili dosyayı sonuçlandırılacağını ve akıbetini kendisine bildireceği söylemişti. Buradan başka yerlere varmak istemiyorum. Bizim kanaatimizce hukukun bağımsız ve tarafsız bırakılması, yargının bağımsız ve tarafsız çalışıyor olması zaten bütün bu dosyaların sonuçlandırılabilmesi açısından yeterlidir. Ama Cemil Kırbayır dosyasında süreç pek böyle gelişmedi. Cemil Kırbayır 12 Eylül 1980'de evinden alındı. Ardahan da köyünden alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Uzunca süre ne olduğu bilinemedi. Berfo Ana, Cumartesi Anneleri ile beraber defalarca ve defalarca ekranlarda, çeşitli alanlarda hepimizin önünde çocuğunun kemiklerini, ne olduğunu, kendisine dirisi verilemiyor ise bile ölüsünün verilmesini hepimizden talep etti. Yani bütün insan hakları savunucularından, bütün vicdan sahibi insanlardan, bütün hukukçulardan ve bütün siyasetçilerden talep etti.”
Aydoğan Cemil Kırbayır dosyasının sürecini özetleyerek şunları söyledi “Süreç içerisinde 2011 yılında Sayın Cumhurbaşkanı Berfo Ana ile olan bir karşılaşmasında bu konuyla ilgileneceğini söyledi ve o dönemde Meclis'te bir komisyon oluşturuldu. İnsan Hakları Komisyonu'ndan bir alt komisyon oluşturuldu ve üç yüz elli sayfalık bir inceleme sonucunda Meclis'teki komisyonda Cemil Kırbayır'ın işkence ile öldürüldüğünü, kendisine ulaşılamadığını, ölüm sebebinin işkence olduğunu sabitleyen bir komisyon raporu ortaya çıktı. Bu komisyon raporuna dayanarak Kars Cumhuriyet Savcılığı'na bir başvuru yaptı Meclis bu konunun araştırılması yönünde. Fakat ortaya çıktı ki aslında bir dosya açılmış ve 2002 yılında bu dosya kapatılmış. Takipsizlik kararı verilmiş. Bu aileye daha sonra tebliği 2014 yılında tebliğ edildikten sonra Cemil Kırbayır'ın ailesi Ardahan Ağır ceza Mahkemesi’ne başvurarak takipsizlik kararının kaldırılmasını istedi. Bunlar bir ailenin başvuruları ve hak arama hürriyeti açısından normal olan süreçler. Burada olağanüstü anormal olan bu dosyanın bugüne kadar aydınlatılmamış olmasıdır”
CHP’nin hukukçu Milletvekillerinden olan Turan Aydoğan “9 yıl boyunca Ardahan'da bu dosya ile ilgili her türlü muamele bekledikten sonra Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma başvurusu yapması isteğiyle beraber Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'ne gönderildi. Şimdi eğer burada kanun yararına başvuru denilen olay bu dosyanın zaman aşımına uğratıldığı iddiasıysa ben tekrar tekrar hukuk fakültesi öğrencilerine anlatır gibi buradan anlatıyorum; işkence ve zalimane muamele, her türlü kötü muamele zaman aşımından aridir. O dosya ile ilgili yol yürünemediği sürece yani kayıp olan kişinin cesedi, kemikleri vakanın tam olarak aydınlatılması ile alakalı ele geçirilip bununla ilgili bir soruşturma başlatılamadığı sürece zamanaşımı her gün yeniden başlar. Yani asla zamanaşımına uğramaz. Dünyanın bütün hukuk sistemlerinde de zamanaşımı tarifi böyledir. Bizim iç hukukumuzda da zamanaşımı tarifi böyledir.” dedi.
Aydoğan hukuk dünyasına seslenerek; “Buradan yüksek yargıya, Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'ne bir hukukçu, vicdan sahibi bir insan olarak çağrıda bulunuyorum; Berfo Ana dahil olmak üzere bu ülkede herkesin kendisini can güvenliği ve hukuk güvenliği altında hissedebilmesi için, hepimizin ortak olarak can güvenliğimizi ve hukuk güvenliğimizi teminat altına alan, özellikle işkenceye karşı, kötü muameleye karşı işlenmiş olan suçlardan kaynaklı zamanaşımının işlemeyeceği ve bu işin esastan itibaren soruşturulup sonuçlandırılması gerektiği yönünde bir karar verilmesi gerekir. Aksi halde Türkiye'de hukuk güvenliği açısından tartışma son bulmayacaktır ve vicdanlar sürekli kanamaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.