AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Osmaniye’de yaptığı açıklamalarda muhalefet partisinden seçilen belediyeleri hedef aldı. Yerel yönetimlerde 1994 yılının milat olduğunu savunan Özhaseki, “94 öncesine baktığımız zaman genellikle sol belediyelerde şunu gördük. Militan bir kadro asla yerli ve milli değiller, hizmeti asla düşünmezler. Onların derdi sapkın ideolojilere hizmet etmektir. Su akmazmış umurlarında değil. Çöp dağları birikir patlar insanlar ölür umurlarında bile olmaz” dedi.
Özhaseki’nin CHP’li belediyelere yönelik açıklamalarına tepki gösteren CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yaptığı yazılı açıklamada, “Özhaseki’nin son açıklamalarını ibretle takip ettik. Aslında neresinden tutsanız elinizde kalan bu siyaset tarzını muhatap alıp, akla ziyan açıklamalara yanıt vermek istemeyiz. Ama meydanı boş sanıp hakaret ve iftira savuranlara da sessiz kalacak değiliz” ifadelerini kullandı.
AKP'li Özhaseki yerine öncelikle AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Torun, “Sayın Erdoğan, son yerel seçimlerdeki çöküşünüzün nedenlerini uzakta arayıp derin analizler yapmayın. Milletin neden sizden kaçtığını görmek istiyorsanız, Özhaseki’nin açıklamalarında kendini gösteren çürümüş siyasetinize bakın” dedi.
AKP çevrelerince yapılan açıklamaların “yolun sonunu gösterdiğini” ve “iktidarın son çırpınışları” olduğunu belirten Torun’un açıklamaları şu ifadelerle sürdü:
Sarıldığınız bu kirli siyasetin ipiyle, düştüğünüz çukurdan çıkamazsınız. Özhaseki, milletin oylarıyla seçilen belediyelere yönelik “sapkın”, “militan”, “örgüt üyesi” ifadelerinde bulunacak kadar kendini kaybetmiştir. Özhaseki’nin, “Ankara’yı CHP kazanırsa faturaları militanlar getirecek” açıklaması siyasi tarihimize kara leke olarak durmaktadır. Testinin içinde ne varsa dışına da o dökülürmüş. İktidar bir militan, bir sapkın ideoloji arıyorsa önce aynaya bakmalıdır. Kazanamadığı belediyelere militan, kendinden olmayana örgüt üyesi demek, en hafif tabiriyle had bilmezlik, utanmazlıktır.
Özhaseki, iktidarın belediyeleri engellemediğini söyleyerek, milletin aklıyla alay etmeye devam etmiştir. Vatandaşlarımızın belediyelerimize gönderdiği bağışlara el koymak, aşevi hesaplarını dahi bloke etmek engellemek değil midir? Belediyelerin yetkilerini masa başı kanunlarla merkezi yönetime aktarmak, belediyelerimizin taşınmazlarına bizzat Cumhurbaşkanı kararıyla el koymak, belediye gelirlerini kesmek engellemek değil midir? Bir belediye başkanına elini arkadan bağladı diye soruşturma açmak, onun önünü açmak mıdır? Belediyelerimizin kredilerini onaylamamak, pandemi sürecinde yardım dağıtmalarının bile önün kesmek, onlara destek olmak mıdır? “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni engellemiyoruz” diyen Özhaseki, belediyemizin vatandaşa ucuza ekmek sağlamak için yeni büfeler kurmasını bir yıl engelleyen siz değil misiniz? Yeni metro inşaatları için borçlanma teklifini 6 aydır bekleten siz değil misiniz?
Özhaseki, belediyelerden işten çıkarmalarla ilgili de aklınca bizi eleştirmeye çalışmış. Bizim belediyelerimiz, liyakatsiz torpillilerden, işe gelmeden maaş alan bankamatikçilerden, kamu kurumlarında partizanlık yapanlardan başka kimseyi işten çıkarmamıştır. Bu lafı edenler, önce genel başkanlarının İstanbul’a belediye başkanı olduğunda kaç kişiyi işten attığına bakmalıdır. Özhaseki ayrıca yerli ve millilikten söz etmiş. Biz, Tank ve Palet Fabrikası’nı Katarlılara peşkeş çekenlerden, vatan toprağı Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranlardan, milli paramızla değil dolarla ihale verenlerden, tüm kurumlarımızı FETÖ’ye teslim edenlerden yerlilik ve millilik dersi alacak değiliz.
Bu yalan siyasetine zaten itibar etmeyen vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz: Bu zihniyeti kendi haline bırakın. Konuşsunlar ki, AKP’ye oy veren vatandaşlarımız da testinin içinde ne olduğunu, kendi ağızlarından duysun.