CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İçişleri Bakanlığı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yaptığı YSK çağrısıyla ilgili konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslenen Altay, "Reisine şirin görüneceğim, CHP'yle cebelleşeceğim diye saçma sapan kamuoyu duyurularıyla kendini daha fazla rezil etme. Kimseden özür dileyecek halimiz yok. Kimseyi töhmet altında bırakmadık. Sen Türkiye'nin yarısını töhmet altında bıraktın özür dilenecekse de sen dileyeceksin" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ile birlikte TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamada “Bizdeki seçmen bilgileri YSK’nın elinde yok, her seçmeni biliyoruz” sözleriyle başlayan seçmen listesi tartışmalarına yanıt verdi.
“Bay Kemal konuşuyor beylerde bir panik, bir telaş” diyerek konuşmasına başlayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, şunları söyledi:
“Recep Tayyip Erdoğan, Bay Kemal paranoyası yaşıyor. Darbe paranoyası bitti, darbeden beslendi şimdi Bay Kemal paranoyası yaşıyor. Avanesinde de bir Bay Kemal paniği, telaşı var. Sanıyorum Erdoğan’dan azar işittikçe de bakanlar boy boy çıkıp Bay Kemal’e laf yetiştirmeye çalışıyorlar. Biz esasen bundan son derece memnunuz. Yaptığımız etkili ve aynı zamanda yapıcı muhalefetin hükümete olumlu adımlar da zaman zaman attırabildiğini böylece görmüş oluyoruz. En son 3600’de olduğu gibi. Şimdi umarım dilerim ki bu tartışma Yüksek Seçim Kurulu’nu ama daha ziyade İçişleri Bakanlığı’nın sorumluğundaki MERNİS’i yeniden bir ele alınmasına, elden geçirilmesine vesile olur.
Bu işin partimizdeki mimarı Onursal Adıgüzel’le beraber söylüyoruz. Evet YSK’da olmayan bilgiler CHP’de var kardeşim var. Kaç Suriyeli seçmen var diye sorun YSK’ya bu bilgileri alamazsınız ama CHP’de var. Suriyeliler de bu ara maşallah TOKİ’ler de Suriyelilere dağıtılmaya başlanmış. Biz ayrımcılık yapmıyoruz ama benim vatandaşımın başını sokacak yeri yokken, Suriyelileri TOKİ üzerinden Türkiye’de konut sahibi yapmak doğru, ahlaki, adil değil. Vatandaşa saygısızlık.”
“Sayın Soylu’nun kamuoyuna açıkladığı, CHP’ye kendince ayar veren, tehdit eden açıklamasının ikinci maddesinde, ‘Eğer bahsettiğiniz konu YSK’nın her yıl siyasi partilere verdiği bilgilerin partilerce tasnifi ise kamuoyunu yanılttığınız ve kurumları töhmet altında bıraktığınız için hemen özür dileyin’ demiş. Biz YSK’yı töhmet altında bırakmıyoruz. YSK kendine kanunla çizilmiş görevleri yapar, eksik yapar onları arkadaşım söyleyecek. İçişleri Bakanlığı yani MERNİS işi doğru yapamadığı için YSK tüm verileri oradan otomatik aldığı için de YSK’nın hatalarının da büyük çoğunluğunun sorumlusu İçişleri Bakanlığı’dır. Suçişleri diyoruz ya biz orasıdır, dolayısıyla Soylu’dur. Aslında Soylu bu tebliği ile kendi kusur ve ayıplarını örtmenin telaşına düşmüştür. Şimdi Soylu’ya 5 tane töhmet söyleyeceğim.
Sen, ‘mafyadan ayda 10 bin dolar alan milletvekili var’ diyerek mevcut ve eski tüm parlamenter milletvekillerimizi yani yaklaşık 4 bin kişiyi töhmet altında bıraktın. Önce bu ayıbını temizle.
Sen, ‘İstanbul belediyesinde 450 terörist var’ diyerek, İBB emekçilerinin tamamını töhmet altında bıraktın bu ayıbını temizle.
Sen, ‘299 belediye meclis üyesi adayı terörist’ diyerek Türkiye’deki bütün belediye meclis üyelerini ve il genel meclis üyelerini töhmet altında bıraktın. Önce bu ayıbını temizle.
Ve adres kayıt sistemi sende, nüfus hizmetleri sendeyken 2008’den beri seçmen kütükleri adres kayıt sistemine göre düzenlenir iken, YSK’nın bunca hata yapmasına senden çıkan veriler de önemli bir sebep oluşturduğu için İçişleri Bakanlığı’nı töhmet altında bıraktın. Önce bu ayıbını temizle.
Sezgin Baran Korkmaz’ı yurt dışına kaçırmak suretiyle koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini töhmet altında bıraktın. Önce bu ayıbını da temizlersen iyi olur Süleyman Bey.
Yoksa reisine şirin görüneceğim, CHP’yle cebelleşeceğim diye saçma sapan kamuoyu duyurularıyla kendini daha fazla rezil etme. Kimseden özür dileyecek halimiz yok. Özür dilenecek iş yapmıyoruz. Kimseyi töhmet altında bırakmadık. Sen Türkiye’nin yarısını töhmet altında bıraktın özür dilenecekse de sen dileyeceksin.”