CHP'den Trump'ın mektubuna tepki: Buna hak ettiği yanıt verilmediği sürece Trump’ın küstahlığı daha da artacaktır

CHP'den Trump'ın mektubuna tepki: Buna hak ettiği yanıt verilmediği sürece Trump’ın küstahlığı daha da artacaktır

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubu sert ifadelerle eleştirdi. Mektup için ‘kağıt parçası’ nitelemesinde bulunan ve kullanılan üslubu ‘hadsiz’ ve ‘küstah’ olarak ifade eden Öztrak, “Bu müsvedde sahibine derhal iade edilmelidir. ABD Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı tarafından değil, yardımcısı Fuat Oktay tarafından kabul edilmelidir. Bu görüşmede Türkiye’ye gönderilen mektup müsveddesi ABD Başkan Yardımcısı eliyle Oval Ofis’e geri götürülmelidir” dedi.

TIKLAYIN - Trump'tan Erdoğan'a mektup: Aptallık etme, gel anlaşalım, seni sonra arayacağım

Faik Öztrak’ın açıklamaları şöyle:

Semih Yalçın’a başsağlığı

CHP ailesi olarak gençliğinde hayatını kaybeden Turan İlteber Yalçın’a Allahtan rahmet kederli ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.

Bugün yine CHP ailesi olarak geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz iki büyüğümüzü Ali Topuz ve Orhan Birgit’i toprağa veriyoruz. Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diyoruz. Sayın Topuz ve Birgit’in bu partiye verdiği hizmetler unutulmayacaktır.

Trump’ın mektubuna tepki

Dün gece 219 yıllık Türk-Amerikan ilişkilerinde bugüne kadar hiç görmediğimiz bir rezalette karşı karşıya kaldık. Trump’ın 9 Ekim 2019’da Erdoğan’a gönderdiği bu kağıt parçası doğrudan Beyaz Saray tarafından da sızdırıldı.

Beyaz sarat antetli ve Trump imzalı bu kağıt parçasında diplomatik teamüllerin dışında hiçbir devlet başkanına yakışmayacak küstahça ifadeler ve hakaretler var. Bu kağıt parçasının muhatabı AKP Genel Başkanı Erdoğan değildir, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle bir hadsizliği küstahlığı hiçbir zaman kabul etmemiştir, bugün de etmemelidir. Trump bu hadsiz üslubu kullanma cesaretini nereden almaktadır?

Bu kağıt parçasında üç husus dikkat çekmektedir.

Birincisi Trump’ın ‘Ver’ demesi üzerine Saray’ın adalet ve siyaseti karıştırarak Papaz Brunson’ı Oval Ofis’e göndermesidir.

İkincisi Saray’ın ekonomiyi borca batırarak dolarkolik hale getirmesi ve döviz rezervlerinin tüketilmesi neticesinde ekonominin tehditlere karşı savunmasız kalmasıdır. Önce borç verenler şimdi emir vermeye kalkmaktadırlar.

Üçüncüsü Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlığı’na soyunmuş olmasıdır. Bu görevi veren dış güçler şimdi Erdoğan’a PKK’nın Suriye’deki başı ile pazarlık masasına otur demektedirler. Bu kağıt parçasının ekinde Suriye’deki terör örgütünün bir de ABD Başkanı’na yazdığı bir paçavranın yer aldığı anlaşılmaktadır. Buradan ABD başkanının Suriye’deki teröristlerle mektup arkadaşlığı yazdığı da anlaşılmaktadır. Umarız ki Erdoğan Trump’ın bu müsveddenin ekinde yer alan paçavrayı ciddiye alıp okumamıştır.

Bu olan bitenler 1952 yılından beri mevcut olan müttefiklik hukuka hiçbir şekilde sığmamaktadır. Buna hak ettiği yanıt verilmediği sürece Trump’ın küstahlığı daha da artacaktır. Bu mektuptan dört gün sonra Erdoğan’ın çıkıp bunu nükte olarak görmek istiyorum deyip tahvile yeltenmesi çok ağrımıza gitmiştir. Bunu kabul edemeyiz, bu zırva tahvil kabul götürmez. Bu rezalete Barış Pınarı Harekatı ile cevap verdik dendiği görülmektedir. Bu açıkça milletimizi kandırmaktır. Harekat 9 Ekim’de saat 16:00’da başlamıştır. ABD saat 09:00’dur yani mesai yeni başlamıştır. Yani bu kağıt parçası harekat başlandıktan sonra yazılmış ve gönderilmiştir. Dolayısıyla da bu müsvedde ortada durmaktadır, henüz gerekli cevap verilmemiştir.

Bu müsvedde sahibine derhal iade edilmelidir. ABD Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı tarafından değil, yardımcısı Fuat Oktay tarafından kabul edilmelidir. Bu görüşmede Türkiye’ye gönderilen mektup müsveddesi ABD Başkan Yardımcısı eliyle Oval Ofis’e geri götürülmelidir.

Bu kağıt parçası ortadayken ve Ak Parti Genel Başkanı’nın ifade ettiği üzere kendisine ve ailesine vize yasağı getirilmişken, Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen ABD’ye Türkiye’yi temsilen adım atmaması gerekir. CHP olarak emperyalizme karşı dünyanın en onurlu savaşını vermiş, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partiyiz. Türkiye Cumhuriye’nin hakkını hukukunu şanını korumak için ne yapıldıysa hep yanında olduk. Kimsenin kuşkusu olmasın bu millet kimsenin hadsizliğine pabuç bırakmayacak güce sahiptir.