Eski CHP Diyarbakır Milletvekili Değer, Elçi cinayetini sordu; bölgedeki 30 kamera incelendi mi?

Eski CHP Diyarbakır Milletvekili Değer, Elçi cinayetini sordu; bölgedeki 30 kamera incelendi mi?

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 1 hafta geçti. Elçi cinayeti için İçişleri Bakanlığı tarafından müfettişler görevlendirilirken 22. Dönem CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer, Suriçi’nde Dört Ayaklı Minare etrafında bulunan 30 mobesse kamerasını gündeme getirdi. Değer, görüntülerde çatışma izine rastlanmadığını belirtirken bölgedeki kameraların incelenip incelenmediğini sordu.

28 Kasım’da Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada çıkan olaylarda öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüne dair CHP eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer  T24'e açıklamada bulundu. 

Olay sırasında kaçan şahısların polis tarafından kolayca vurulabileceğini ve engellenebileceğini söyleyen Değer, şöyle konuştu: 

"Her bir polisin silahı 14 mermi almaktadır. Kaçan iki örgüt üyesi üzerine ateş etmeleri durumunda en az 50 mermi ateşe ettikleri ve hatta mermileri bittiğinde de şarjör değişikliği yaptıkları görüntülerle sabittir.  Fakat polis memurları ile kaçan iki örgüt üyesinin aralarındaki mesafeye bakıldığında, elle dahi yakalanabilecekleri, çelme veya tekme atarak da, dengesi bozularak da yakalanabileceği görülmektedir. İlgili Polis memurlarınca neden bu davranış sergilenmemiştir? Akla gelebilecek diğer bir soru da, olay yerindeki verilere göre ilgili polisler, bu kaçan iki örgüt üyesine kuru sıkı tabanca ile mi ateş etmişlerdir?

Bu kaçan iki örgüt üyesine ateş edilmesi durumunda bu iki kişi kuvvetle muhtemel yaralı veya ölü de olabilir. Eğer bu iki kişi ölü ve/veya yaralı da olsa örgütün elinde olduklarından, olayın bu yönünü ancak polislerin ateş etme durumunu aydınlatır. Olayın akışına baktığımızda; Kaçan 2 örgüt üyesinin 4 ayaklı minarenin arka ayağı önünde ayakta duran Tahir Elçi’nin yanından veya yakın olabilecek bir mesafeden hızla geçerek kaçtıkları, caminin arkasındaki diğer örgüt üyelerinin bulunduğu sokağa yöneldikleri,  Tahir Elçi olayın ilk anında balıkçılar başında meydana gelen ateş edilen yöne eğilerek baktığı ve kendilerine doğru yaklaşanlara, yanından geçip giderken, gidiş yönlerine doğru başını çevirdiği ve kaçanları gözleriyle izlerken başının arkasının polislere dönük olduğu olayın akışından görülmektedir."

Elçi'nin ölüm saatinin de bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini vurgulayan Mesut Değer, "Zira arkadan gelen  kurşunun kafatasının arkasından girerek, sol gözünden yani önden çıktığı ve Tahir Elçi’nin yerde yattığı yöne, başından akan kanın akışına göre değerlendirdiğimizde, arkasından yani polislerin bulunduğu yerden gelen kurşun ile vurulduğu tahmin edilmektedir.  Elçi’nin kafatasında izlediği yön şekli, merminin giriş ve çıkış yönü, ölüm saati zaman dilimi bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Otopsi raporlarına göre, Tahir Elçi’nin uzak mesafeden atış ve büyük silah ile vurulduğu söylenmektedir. Uzak atış; 1.30 metre uzaklıktan yapılan atış sayılır. Büyük silah; Glock tabancada büyük silah sayılmaktadır.  Otopsi raporunda yer alan “uzak mesafeden atış ve büyük silah” ibareleri bu bilgi ışığında değerlendirilmelidir" diye konuştu. 

Bölgedeki kameraların incelemesinden elde edilen verilerin paylaşılması gerektiğini vurgulayan eski CHP'li milletvekili Mesut Değer, "Sokak içerisindeki Kilisenin kamera kaydı incelenmiş midir? İncelendi ise yine verilerden edinilen bilgiler nelerdir? Tahir Elçi’nin yanında bulunan silah kullanılmış mıdır ve kullanılmışsa ne tür olaylarda kullanılmıştır?" diye sordu.