CHP Ekonomi Masası heyeti, Trabzon'da bir otelde düzenlenen toplantıda, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları, sanayi kuruluşları ve esnaf temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan Öztrak, “Türkiye’nin en büyük açığı, herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı olmaması. Siyasette işler çok çözülemez noktaya geldiğinde iki tarafı bir araya getirecek çözebilecek cumhurbaşkanı makamı maalesef kalmadı” dedi.
Öztrak, 2020 yılında dünyanın küresel bir salgınla karşı karşıya kalındığını belirterek, "Kovid-19 salgını tüm dünyayı ve bizi de önemli ölçüde vurdu. Baktığınız zaman bu salgınla birlikte Türkiye ekonomisi çok ciddi bir buhran içine girdi. Aslında son 3 yılın ortalama büyüme oranlarına baktığınızda 2017'den itibaren ortalama büyüme hızlarının sürekli aşağı doğru gittiğini görürüz." ifadelerini kullandı.
Bir ekonominin başarısının ne kadar kişiye iş verdiğiyle ölçüldüğünü savunan Öztrak, "Eğer bir ekonomi vatandaşlarına iş sağlayamıyorsa o ekonomiyi yönetenler başarılı değildir. Sağlıyorsa başarılıdır" dedi.
Öztrak, şunları kaydetti:
"Dünyada en yüksek faize sahip 7'nci ülkeyiz. Buna karşılık yüzde 17,5 enflasyon ile en büyük enflasyona sahip 14'ncü ülkeyiz. Yani faizi artırmışız, gelebileceğimiz yere kadar gelmişiz, ekonomide enflasyonu da düşürememişiz. Neden, çünkü Merkez Bankasına güven yok, hükümete güven yok. Merkez Bankası başkanını 9 ayda bir değiştirirseniz. Bu dünyada anlaşılır bir şey değil. Merkez Bankaları tüm dünyada istikrar müesseseleridir. Merkez Bankası ile uğraşmak şu anda da devam ediyor. Merkez Bankasında alt, üst, orta ne kadar yönetici varsa hepsini gönderiyorlar. Neye güvenip gönderiyorlar. Dünya yeni bir dalgaya hazırlanıyor. Küresel sıkıntıların daha da artma ihtimali var. Bugün dünyanın her yerinde Uluslararası Para Fonu diyor ki sosyal huzursuzluk bekliyorum. Bütün bunlarla karşı karşıyayken, hiç umurunuzda değil birtakım şeylerle Merkez Bankasının bütün yönetimini değiştiriyoruz. Bu Merkez Bankası ile siz bu mücadeleyi nasıl yapacaksınız. Bir gecede 100'e yakın yöneticiyi görevden alabiliyorsunuz. Bu tablo bu kriz aslında hepimizin cebini boşalttı. Bundan önceki Merkez Bankası Başkanı 128 milyar dolar nerede diye araştırdığı için 18 Mart'ta görevden alındı. Türkiye, parası kendi ligindeki ülkeler arasında en fazla değer kaybeden ülke. Bu kararlar bizim paramızı pul etti. Kredi geri ödememe risk primleri aldı başını gidiyor. Dünyada Brezilya'dan sonra en yüksek risk primi bizde. Türk ekonomisinde ciddi bir ısınmanın olduğu buradan anlaşılıyor. Bunun sonucunda Türkiye'ye istediğimiz nitelikli yabancı sermaye gelmiyor. Bırakın gelmemesini gayrimenkulü hariç tuttuğunuz zaman Türkiye'den sermaye çıkıyor, kaçıyor."
Türkiye'nin önemli bir genç nüfus potansiyeline sahip olduğuna değinen Öztrak, "Aslında Türkiye'nin çok önemli bir potansiyeli var. Bunlardan bir tanesi genç nüfus. Bakan nüfusun, bakılan nüfusa oranı hala artmaya devam ediyor. Buna dünyada demokratik fırsat penceresi deniyor. Bu fırsat penceresini iyi değerlendiren ülkeler hızlı büyümeye ulaşıyor" şeklinde konuştu.
Öztrak, Türkiye'nin coğrafi olarak düzgün bir yerde bulunduğunun altını çizerek, "Dört saatlik uçuş mesafesinde 58 ülkeye, 1,5 milyar nüfusa, 22 trilyon dolarlık pazara erişim imkânımız var. Trabzon'un Türkiye'nin en kritik limanlarından bir tanesi olması lazım. Trabzon Limanı'nın kapasitesi 10 milyon ton olması lazım. Kullanılan 3 milyon. Bu kapasiteden de yararlanılmıyor. Dolayısıyla coğrafi avantajımızı da kullanamıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada birtakım yeni eğilimler ortaya çıktığını vurgulayan Öztrak, "Türkiye'yi bu sıkıntılardan çıkaralım. Kapsayıcı nitelikli, sürdürülebilir büyüme dediğimiz olayın önemi bütün dünyada artıyor. Eskiden Washington mutabakatı vardı. G8 ülkelerinin yaptığı, İngiltere'de son toplanan G20 zirvesinde Cornwall mutabakatı diye bir mutabakat çıktı. Orada da büyüme kapsayıcı olmazsa, büyüme herkesi kucaklamazsa bu iş olmaz denildi. Merkez bankalarının görevi eşikliği falan sağlamak değil. Merkez bankalarının görevi fiyat istikrarını sağlamak ve ona bağlı olarak büyümeyi sağlamaktır ama artık merkez bankaları dünyada eşitliği sağlamayı kabul etmeye başladılar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bir üretim üssü olabileceğini aktaran Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’yi bu buhrandan çıkarmak için güvene ihtiyaç var. Küresel arenadaki yarışma gücümüzü artırmak için ciddi bir yapısal reform sürecine ihtiyacımız var ama bu mevcut kadrolarla bunu yapmak güç görünüyor. Onun için bir ülkenin yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni kadrolara ihtiyacı var. Türkiye’de tarafsız bir cumhurbaşkanı olması son derece önemli. Türkiye’nin en büyük açığı, herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanı olmaması. Siyasette işler çok çözülemez noktaya geldiğinde iki tarafı bir araya getirecek çözebilecek cumhurbaşkanı makamı maalesef kalmadı.''
Öztrak'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.