CHP Genel Başkan adayı ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu’nun "inandırıcılık algısını" kaybettiğini söyleyerek, insanların kendisini daha samimi bulacağını düşündüğünü ifade etti. “’Beğenmeyen küçük kızına almasın’ diye bir laf vardır bizde. Nasılsam öyleyimdir” diyen İnce, “Duygularımı işin içine koyarım. Kendimi kaptırırım kalabalığa... Ağlatırım” şeklinde konuştu.
Hürriyet’ten Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan İnce, Kılıçdaroğlu ile Tayyip Erdoğan’ı karşılaştırarak, “İkisi de çalışkan. İkisi de asla üşenmiyor. Ama ikisi arasında bir fark var: Biri teşkilattan geliyor. Diğeri gelmiyor” dedi. CHP’nin dağınık mesaj verdiğini söyleyen İnce, “Bir gün CHP gibi görünüyor, ertesi gün HDP gibi... Bir gün İşçi Partisi gibi görünüyor, ertesi gün AKP gibi... Bu dağınıklık inandırıcılığı zedeliyor” dedi. İnce, partide bilim olmadığını savunarak “Bakın AKP’nin genel merkezine! Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun gençler çalışıyor. Bizde var mı böyle bir şey? Yok” dedi.
Hürriyet'te yayımlanan Muharrem İnce söyleşisinin ilgili bölümleri şöyle:
Tayyip Bey ile Kemal Bey’in bir benzeyen, bir benzemeyen yönü
Muharrem İnce’den Kılıçdaroğlu ile Erdoğan karşılaştırması...
- Kemal Kılıçdaroğlu ile Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak yönünü söyleyeyim: İkisi de çalışkan. Çok çalışıyorlar. İkisi de asla üşenmiyor.
-Ama ikisi arasında bir fark var: Biri teşkilattan geliyor. Diğeri gelmiyor.
*
-Erdoğan parti teşkilatlarının her aşamasında çalışmış, gençlik kolu başkanlığı yapmış, İstanbul il başkanlığı yapmış, yani örgütün tozunu yutmuş. Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesindeki örgüt binasının nasıl ödenip ödenmeyeceğini biliyor.
*
-Ama Kemal Bey bunları bilmiyor.
Doğrudan soruyorum: “Altı Ok”u değiştirmeyi düşünür müsünüz?
Muharrem İnce: Dünyanın hiçbir yerinde sembollere dokunmazlar, Türkiye hariç. Parlamentolar değişmez. Elektronik aksam falan değişir ama koltuğuna kıyamazlar. Ulusal marşlar değişmez. Hiçbir İngiliz, “bizim ulusal marş çok milliyetçi, bunu değiştirelim” demez. Ama Türkiye’de denir, derler. “Altı Ok” semboldür. Geliştirirsin. Niye değiştiresin ki?
Sizin ne farkınız var Kemal Bey’den?
Muharrem İnce: İnsanların beni daha samimi bulacaklarını düşünüyorum. Ben hiçbir yerde yapmacık kaçmam. Hiç kasmam kendimi. “Beğenmeyen küçük kızına almasın” diye bir laf vardır bizde. Nasılsam öyleyimdir. Nişantaşı kafelerinde de gezebilirim, Süleymaniye’de cuma namazına da gidebilirim. Hacı Bektaş’ta da aşure dağıtabilirim. Kitleler karşısında iyi konuşurum. Duygularımı işin içine koyarım. Kendimi kaptırırım kalabalığa... Ağlatırım.
*
Ağlatmak?
Muharrem İnce: Sözlerimde insanlara dokunurum. Bir kişi de olsa mutlaka ağlayan çıkar. Hiç kimseyi ağlatamıyorsam, o konuşmayı başarılı saymam.
Sizce bu iş Kemal Kılıçdaroğlu ile gitmiyor mu?
Muharrem İnce: Altı seçimde olmadı, yedincisinde de olma ihtimalini görmüyorum. Bu acımasız gelebilir. Ama bu ülkenin geleceği için bunu söylemek durumundayım. Kırılan kırılsın. Ülkenin geleceği tehlikede...
*
Kemal Kılıçdaroğlu güzel konuşuyor, iyi mesajlar veriyor, uzlaşmacı bir kişilik sergiliyor. Eksik nerede?
Muharrem İnce: İnandırıcılık algısını kaybetmiş durumda.
*
Neden kaybetti?
Muharrem İnce: Dağınık mesajlar veriyor parti... Bir gün CHP gibi görünüyor, ertesi gün HDP gibi... Bir gün İşçi Partisi gibi görünüyor, ertesi gün AKP gibi... Bu dağınıklık inandırıcılığı zedeliyor. Ayrıca organizasyonlar çok kötü... Bilim yok partide. Bakın AKP’nin genel merkezine! Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun gençler çalışıyor. Bizde var mı böyle bir şey? Yok.
*
Sizi biraz AKP’ye özenmiş gördüm, hayırdır?
Muharrem İnce: Hayır, özenmiyorum. Doğru yaptıkları şeyler var.
*
Neleri doğru yapıyorlar?
Muharrem İnce: Kendisini solcu, ilerici, devrimci olarak tanımlayan biri, nasıl olur da sağcı bir partiden bilim alanında, teknoloji alanında daha geri olabilir? Bu benim ağrıma gidiyor. Anket diye bir şey var. Bir bilimdir anket. Ankete inanmayan ya da anketlerden yeterince yararlanmayan adam bence makbul bir adam değildir. Öbür adam, her hafta anket yaptırıyor.
CHP’nin olağan kurultayı ocak ayında toplanacak. Neden biraz daha sabretmiyorsunuz da olağanüstü kurultay istiyorsunuz?
Muharrem İnce: Genel merkez yöneticilerinin bir korkuları var. Mevcut kurultay delegelerini değiştirmek istiyorlar. Masa başında delege yazıyorlar. Bu telaşları, bu gayriahlaki davranışları beni tedirgin ediyor.
*
Delegeleri değiştirirler diye mi endişeleniyorsunuz?
Muharrem İnce: Değiştiriyorlar zaten... Ben aslında yeni seçilecek delegelere de güveniyorum, mevcutlara da güveniyorum. Ama mevcut delegelere Genel Merkez’in güvenmemesini anlamıyorum. Bu delegeler iki kez Sayın Kılıçdaroğlu’nu seçmiş delegelerdir. Yeni kurultaya da bu delegelerle gidilmesi, hesabın bu delegelere verilmesi gerekir.
*
Madem onların seçecekleri delegelere de güveniyorsunuz, o zaman telaşa gerek yok. Olağan kurultayı bekleyebilirsiniz?
Muharrem İnce: Fark etmez. Öyle de olur. Öyle de yarışabiliriz.
*
Ama yine de olağanüstü kurultayı zorlamaya çalışıyorsunuz?
Muharrem İnce: Evet, zorlayacağız. Çünkü ahlaki olan mevcut delegelerle kurultaya gitmektir.
*
Kaç imza toplarsanız olağanüstü kurultay toplanır?
Muharrem İnce: Delege sayısının yarıdan bir fazlası gerekiyor. Ama imzaların noter aracılığıyla toplanması gerekiyor. Yani delegeler notere gidecekler, 150 lira para verecekler, kuyruğa girecekler falan... Zor iş. Eğer yarıdan bir fazla imza toplarsak... Zaten bu yönetim düşmüş olur.
*
Yarıdan bir fazla imzayı toplayabilir misiniz?
Muharrem İnce: Toplayacağız. Geçen kurultayda ben 177 imza toplamış, 415 oy almıştım. Şu anda alacağım oy 900’lerde... Bunu hissediyorum.
*
Nasıl hissediyorsunuz?
Muharrem İnce: CHP’liler artık değişim istiyor. Üzülmek istemiyor. Bir umut görmüyorlar parti yönetiminden. Partinin umudu söndü, gözünün feri söndü. Seçime giriyor, yeniliyor. Seçime giriyor, yeniliyor. Yeni bir umut lazım, yeni bir kadro lazım.
Söyleşinin tamamı için tıklayın.