CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, “OHAL’i uzatan, ülkenin rejimini değiştirmekte ısrar eden iktidar, Türkiye’nin sürüklenmekte olduğu ekonomik krizin en temel sorumlusudur. Ekonomide krizin eşiğinde olduğumuz durumun tek sebebi vardır o da siyasetteki ve hukuktaki krizdir” dedi.
Türkiye'nin dış finansman ihtiyacına dikkat çeken Böke “Finansman ihtiyacı arttıkça Türk Lirası’nın değer kaybı hızlanacaktır. Böyle giderse 3,80’leri, 4’leri görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Türkiye ekonomisi AKP’nin inşa ettiği çarpık düzen sonucunda dış kaynaklara bağımlı. Bağımlı olduğunuz o kaynaklar da AKP’nin kötü siyaseti sonucu kuruyor. Türkiye’deki para tedirgin ve gitmek için fırsat kolluyor” diye konuştu.
Böke, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin ekonomik olarak olağanüstü bir durumla karşı karşıya olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin çok uzun zamandır kötü yönetildiğini, bugün ise “ekonomik bir olağanüstü hal” yaşandığını kaydeden Böke, “Bu ne 1994 krizine, ne 2001 krizine ne de 2009 krizine benzemiyor. Bu farklı. Bu bir finansal sektör krizi değil, bu bir reel sektör krizi. Deprem dalgası yaygın. İlk defa Türkiye bir krize vatandaşları borçlu olarak, işsizliği çok yüksek ve yapışkan olarak, şirketleri ve bankaları yaygın bir borçluluk içerisinde yakalanıyor” dedi.
Tüm siyaset kurumunun bugün tarihsel bir sorumluluğu olduğunu ifade eden Böke, “İktidarın en temel sorumluluğu sebep olduğu bu durumu değiştirmektir. Bizim de sorumluluğumuz çatlayan bu testi kırılmadan gerekli uyarıları yapmak ve çözüm önerilerini sunmaktır. Türkiye’de hemen bugün, eğer siyasetin istikameti acilen değiştirilmezse, bu çılgınlık haline son verilmezse bu terazi bu sıkleti artık çekemeyecek. Bugüne kadar ‘ekonomi kötü gidiyor ama gemi yüzüyor’ diyenlerimiz olabilir ama artık bu gemi yüzemeyecek” diye konuştu. Ekonomide yaşanan bu olağanüstü durumun hükümetin söylediği gibi geçici olmadığını belirten Böke, “Ekonomimiz ne yazık ki hükümetin söylediğinin aksine hiç de sağlam değil. Kendi sarayından başka hiçbir şey görmeyenler artık akıllarını başlarına almalılar. ‘Aman tadımız kaçmasın’ diyerek sessiz kalanlar bugün bir şey yapılmazsa tatlarının çok daha fazla kaçacağını bilmeliler” dedi.
Böke, buzdağının görünen yüzünde herkesin günlük hayatında yaşadığı ve gördüğü verilerin olduğunu belirtirken, geçtiğimiz hafta açıklanan ve yüzde 11,3’e ulaşan işsizlik verilerinin yeni bir rekora işaret ettiğini kaydetti.
Böke, “Türkiye’de 6 milyon 7 bin kişi çalışmaya hazır ama ya umutsuz, iş dahi aramıyor ya da aradığı halde iş dahi bulamıyor. Türkiye bununla son 6 yıllık işsizlik rekorunu kırıyor. Sadece yarım milyon kişi bu yıl işsiz kalmış” dedi.
Türk Lirası’nın da 2016 yılının başından itibaren yüzde 15 değer kaybettiğini ve bu değer kaybının yüzde 90’ının ise Ekim ayının başından itibaren yaşandığını belirten Böke, “Değer kaybının hızlandığı tarihe baktığınızda karşınıza 3 Ekim çıkıyor, Bakanlar Kurulu’nun OHAL’in uzatılacağını açıkladığı gün. O günden bugüne Türk Lirası yüzde 13’ün üzerinde değer kaybetti. OHAL’in uzatılması siyasi risk yaratıyor, öngörülebilirliği öldürüyor, ekonomimizi boğuyor. TL’deki en büyük değer kaybı OHAL’in uzatıldığı, başkanlık tartışmasının alevlendirildiği, AB ile, batı ile iplerin gerildiği gün yaşanıyor. En büyük değer kayıpları siyasi riskler bu iktidar tarafından bilinçli bir şekilde artırıldığında yaşanıyor. Türkiye’nin en büyük ekonomik riski AKP iktidarıdır” diye konuştu.
Türk Lirası’nın değer kaybının, cepte dolar olsa da olmasa da herkesi fakirleştirdiğini vurgulayan Böke, “Türkiye’nin kısa vadede ödemesi gereken 167,8 milyar dolarlık bir borcu var. Bu borç hepimizin. Şirketler, bankalar borçlu, vatandaşlar da bu borca ortaklar. Bu borç TL değer kaybettikçe bugün çok daha pahalı. 2016’nın başında ödememiz gereken toplam borcun değeri 493 milyar liraydı. TL’nin değer kaybıyla ödememiz gereken borcun değeri 570 milyar lira. Türkiye bu sene 77 milyar daha borçlu. Türkiye bu yıl 77 milyar Türk Lirası daha fakir. Neden, TL değer kaybettiği, AKP siyasi risk oluşturduğu, tek ihtirasları başkanlık olduğu için” dedi.
Türk Lirası’nın sadece bu sene 40 kuruşun üzerinde değer kaybettiğini, şirketlerin 96,9 milyar dolar lira zarar yazdığını belirten Böke, “Şirketlerin dolar açığı, Türk lirasının her bir kuruş değer kaybında işsizlik olarak doğrudan bize dokunuyor. Türk Lirası’nın değer kaybı hepimizin hayatına zam olarak geri dönüyor” dedi.
Böke, Türkiye ekonomisinin büyüyemediğini de ifade ederken, “Belki 27 çeyrek sonra ilk defa Türkiye’nin bırakın büyümeyi, bırakın durgunluğu artık küçülüyor olduğu ihtimali üzerinde herkes konuşmaya başladı. İşsizlik dediğimiz zaten bunun sonucu. Buzdağının görünen kısmı olağanüstü bir gidişata işaret ediyor” diye konuştu.
Buzdağının görünmeyen kısmında ise, Türkiye’ye para gelmediğini, gelen paranın da çıkmak için fırsat kolladığını belirten Böke, “Musluklar kurudu. Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı yıllık 200 milyar doların üzerinde. Finansman ihtiyacı arttıkça Türk Lirası’nın değer kaybı hızlanacaktır. Böyle giderse 3,80’leri, 4’leri görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Türkiye ekonomisi AKP’nin inşa ettiği çarpık düzen sonucunda dış kaynaklara bağımlı. Bağımlı olduğunuz o kaynaklar da AKP’nin kötü siyaseti sonucu kuruyor. Türkiye’deki para tedirgin ve gitmek için fırsat kolluyor” dedi.
Böke, devletin borçlanmak üzere piyasaya gittiğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi kağıtlarına müşteri bulamadığını kaydederek, “Geçen hafta yapılan hazine ihalesinde, hazinenin kapısını çalan olmadı. Sonunda hazine borcunu kamu bankalarına sattı, üstelik yüksek bir faizle” dedi.
Reel sektörün iş yapamadığını, kimsenin birbirine güvenemediğini ifade eden Böke, ekonominin de durduğunu kaydetti. Böke, “Ya tedarikçim FETÖ’cü diye yaftalanırsam, ya bayime yarın el konulursa’ endişesi bütün iş dünyasını sarmış vaziyette, bakkalından Türkiye’deki en büyük şirketine kadar. Sorun hepimizin sorunu. Bu deprem dalgası büyük. Can ve mal güvenliği OHAL kapsamında tamamen ortadan kaldırıldı, hukuku yok ettiler. Kimse birbirine, kimse kurumlara güvenmiyor. Böyle olunca da kimse birbiriyle iş yapmıyor. Böyle bir ekonomi işleyemez, Türkiye için bir yarın inşa edemez. Güvensizlik ekonominin can damarını kesiyor. Devlet tamamen durdurulmuş” diye konuştu.
İşin “dış komployla açıklanamayacak”, “havuz medyasına yazdırmakla geçiştirilemeyecek” kadar ciddi olduğunu belirten Böke, “OHAL’i uzatan, ülkenin rejimini değiştirmekte ısrar eden iktidar Türkiye’nin sürüklenmekte olduğu ekonomik krizin en temel sorumlusudur. Bugün vatandaşımızı fakirleştiriyor olan AKP iktidarının ta kendisidir. OHAL de, Batı’yla bozulan ilişkiler de, toplumdaki kutuplaştırma da Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının bakanlık ihtirasının bir sonucudur. Eğer dertleri kendileri değil Türkiye olsaydı, bu ısrarlarından bugün hemen vazgeçerlerdi. İşte o zaman biz TL’nin değer kaybetmediği, vatandaşın güven duyduğu, ekonominin yeniden işler hale geldiği bir düzene geçeriz. Önce o siyasi ihtirasın bir kenara bırakılması gerekiyor. Ekonomide krizin eşiğinde olduğumuz durumun tek sebebi vardır o da siyasetteki ve hukuktaki krizdir. Çözüm siyasetten ve hukuku yeniden inşa etmekten geçiyor” dedi.