CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Libya'da hayatını kaybeden istihbarat görevlisinin cenazesi ile ilgili haberlerin ardından 'MİT Kanunu'na muhalefet' gerekçesiyle tutuklanan gazetecilerin tutuklanmasına atıfla "Fatih Tezcan polis, Hilal Kaplan emniyet müdürü, Ersoy Dede savcı, Cem Küçük sulh ceza hakimi" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Oda TV'deki tutuklamaları ayrıntıları ile anlatan Ağbaba, “Hatırlayalım, geçtiğimiz hafta Oda TV'ye bir operasyon yapıldı, Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan'a. Nasıl oldu? Ankara'yı parsel parsel parselleyen bir trol 28 Şubat akşamı Oda TV'yi hedef aldı, ardından 3 Mart akşamı bu trolün meşhur oğlu televizyon kanallarından hedef göstermeye devam etti, 4 Mart'ta gece yarısı Ersoy Dede operasyon çağrısı yaptı, sabah Barış Terkoğlu gözaltına alındı, akşam üzeri Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç tutuklandı" ifadelerini kullandı.
Ağbaba, tutuklamaların arkasında Pelikan denilen grubun olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Pelikancı Fatih Tezcan, Murat Ağırel'i ve Yeniçağ'ı hedef gösterdi, Pelikancı Hilal Kaplan, Yeniçağ'a yapılan saldırıya destek verdi. Pelikancı Ersoy Dede "Soner Yalçın nerede?" diye tweet attı. Pelikancı Selman Öğüt, bu topa girdi ve Yeniçağ'ı hedef gösterdi. Ardından Murat Ağırel tutuklandı. Daha sonra, Pelikancı Ersoy Dede, Yeni Yaşam gazetesini hedef gösterdi, Yeni Yaşam gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ve çalışanı tutuklandı.
"Şimdi soralım: Savcı kim, hâkim kim? Fatih Tezcan polis memuru, Hilal Kaplan emniyet müdürü, Ersoy Dede savcı, Cem Küçük sulh ceza hâkimi bu Pelikancılar AKP yönetimiyle birlikte bir şeye daha imza attılar. İlk kez tarihimizde silahsız bir darbe girişimi yaptılar ve yüzde 49'la seçilmiş Başbakanı koltuğundan indirdiler böyle bir yargı düzeniyle karşı karşıyayız. Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun, siz bu yargıya güvenir misiniz, siz bu yargının aldığı kararlara saygı duyar mısınız.”
Koronavirüs salgını nedeniyle 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına değinen Ağbaba, "Genelge sokağa çıkma yasağı değil, Koronayı yayma genelgesine dönüştü” dedi.
Sokağa çıkma yasağından Bilim Kurulu'nun haberi olmadığını öne süren Ağbaba, “Sokağa çıkma yasağı ile dünyaya rezil olduk. Kar topuyla uğraşıyorduk, çığ oldu. Sokağa çıkma yasağından Bilim Kurulunun haberi yok, büyükşehir belediye başkanlarının haberi yok, Fırıncılar Odası'na yarım saat önce haber veriliyor" dedi.
İçişleri Bakanlığı'nın CHP'li belediyelerin Koronavirüs salgını nedeniyle yaptığı yardımları engellediğini söyleyen Ağbaba, “Bu yönde genelge hazırlayan, bu genelgeyi gönderen İçişleri Bakanı normalde ne yapıyor? Hiçbir vicdanlı siyasetçinin yapmayacağı bir şey yapıyor. CHP'li belediyelerin yardımları, ekmekleri dağıtmasını önlemeye çalışıyor" dedi.
"Geçtiğimiz gün Muratpaşa'da, dün Eskişehir'de Odunpazarı'nda fakir fukaraya aş veren, ekmek veren aşevlerinin hesaplarını kapatıyor, bloke ediyor, böyle rezillik, kepazelik olmaz" diye devam Ağbaba, "Bu krizde Cumhuriyet Halk Parti'li tüm belediye başkanını kutluyorum, iyi ki onlar var, kriz nasıl yönetilir yardım nasıl dağıtılır, AKP’ye gösterdiler. Bu trol başka ne yapıyor? Tweet atanları tutukluyor, başka ne yapıyor? Sosyal medyadan paylaşım yapanları tutukluyor. Onları yapacağına adam gibi genelge yap dünyaya rezil etme bizi. Önceki gün akşam bütün sokaklar insan doluydu. Bunu yapanlara yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.
Yargının AKP döneminde Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemini yaşadığını kaydeden Ağbaba, Ağbaba, “AKP iktidara geldiği zaman hâkim, savcı sayısı 7 bin 500'dü. 3 bin 500 civarında hâkimin emekli olduğu düşünüldüğünde, şu anda 24 bin hâkim, savcı var. 5 bin hâkim ve savcı ihraç ettiniz. Yani rakamlara göre bütün cumhuriyet tarihinde alınan hâkim, savcıların 6-7 katını siz atadınız. Bütün araştırmalar yargıya güvenin yüzde 20 olduğunu gösteriyor" dedi
Cumhur İttifakı'na oy verenlerin yarısının yargıya güvenmediğini belirten Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü:
"On sekiz yılda cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar yargıya güven azaldı. Niye çünkü yargı tek bir kişinin ağzına bakıyor, tek bir kişi yargının kararını veriyor. Einstein diyor ki: "Nedenleri değiştirmeden sonuçların değişeceğini beklemek budalalıktır." Bizim söylediklerimizi anlamıyorsunuz, dinlemiyorsunuz. Yine, çok önemli bir düşünür, bir aydın, Victor Hugo diyor ki: "Bir ülkede yargılanmaların adil olmasının yanında adil görünmesini de sağlamanız lazım." Tüm yargıçlar, HSK, Anayasa Mahkemesi bir kişiye bağlı, tüm bunları sadece bir kişi atıyor. Allah aşkına, böyle bir yargıya güven olur mu? Bir siyasi partinin atadığı yargıya güven olur mu?"
“İl başkanlarınız, ilçe başkanlarınız, AKP üyeleri şu anda hâkim, savcı bir de yandaş gazetelerden öğrendiğimiz kadarıyla yargıda bir kavga var. Yargı resmen parsel parsel bölüşülmüş durumda. HAKYOL'cular, Menzilciler, İsmailağacılar, korunan gizli FETÖ'cüler, tövbe etmişler, Pelikancılar, avukatlar. Peki, bunlardan bağımsız yargı çıkar mı. Bu ülkenin Adalet Bakanı kim, hâkimi kim, savcısı kim? Cemaat liderleri yanında iş tutanlar talimat veriyor.”