Kılıçdaroğlu: Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu...

Kılıçdaroğlu: Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dört eski bakan hakkındaki Yüca Divan oylaması öncesinde partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı 'Şeffaflık Paketi'ni ''Bir her kuruşun hesabını vereceksin. Hem para pul götürüyorsunuz, kalkmışsınız şeffaflıktan bahsediyorsunuz. Hangi şeffaflıktan bahsediyorsun?'' sözleriyle eleştirdi.

Yolsuzluk iddialarına  değinen Kılıçdaroğlu Başbakan'a ''Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu'' diyerek seslendi. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Ayrılık zamanı değildir, birleşme zamanıdır. Türkiye’nin çıkarları için çocuklarımız için özgür ve bağımsız Türkiye için tek adres var, halkın partisi Cumhuriyet Halk Partisi. Geçmişte merkez sağda, solda yer alabilirler. Nerede yer alırlarsa alsınlar kucağımızı açıyoruz, Türkiye için açıyoruz. Bayrağımız vatanımız için açıyoruz. Gelin, altı ok sizleri bekliyor.

 

Hrant Dink cinayeti

 

Sekiz yıl önce Hrant Dink öldürüldü. Sekiz yıldır asıl faillerin ve arkasındaki örgütün ortaya çıkmasını bekliyoruz. Türkiye faili meçhuller ülkesi olmamalı. Bu ülkenin hiçbir yurttaşı faili meçhule kurban gitmemeli. Eğer bir kişi öldürülüyor katlediliyorsa failleri yakalamak arkasındaki örgütleri ortaya çıkarmak hükümetlerin temel görevidir. Sekiz yıldır olmadı bekliyoruz. Dönemin başbakanı dedi ki “bu cinayet aydınlatılacaktır. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde bu kaybolmayacaktır” dedi. Yine bekleyeceğiz, failler ortaya çıkıncaya kadar. Biz kendi ülkemizi ve yurttaşlarımızı seviyoruz. Kimliği inancı yaşam tarzı ne olursa olsun herkese kucağımızı açıyoruz.

Hepiniz çok iyi bilirsiniz, gazeteci Nedim Şener. Bir kuyumcu titizliğiyle bu olayı sorguladı. Kitaplarını yazdı, belgelerini ortaya koydu. Hapislere atıldı ama o yılmadı. Olayın aydınlanması için elinden gelen her çabayı gösterdi. Biz bu tür çabaları her zaman saygıyla karşılayacağız. Bedel ödense bile aydının toplumu aydınlatma görevi olduğunu hiç unutmamalıyız. Ona da buradan saygılarımızı gönderiyoruz.

Geçen hafta sayın başbakan şeffaflıkla ilgili basın toplantısı yaptı. Dedim ki çok güzel başbakan oturacak “devlette şeffaflığı getiriyoruz. Öncelikle kaçak sarayın maliyetini açıklayacağım” demesini bekliyorduk. Hiçbir şey yok. Devlette şeffaflığın iki temel özelliği vardır.

Bir her kuruşun hesabını vereceksin. Hangi şeffaflıktan bahsediyorsun? Hem para pul götürüyorsunuz, kalkmışsınız şeffaflıktan bahsediyorsunuz. Yani Sayıştay’a baskı yapıp kamu harcamalarını eleştirmeyin diye bir şeyin içine girmeyeceksin. Bunlar şeffaflıktan bahsediyorlar. Sonunda çıktı ne olduğu. Efendim ihbarı yapan memurlar korunacakmış.

 

‘Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu’

 

Gözünü sevdiğimin Ahmet Davutoğlusu, memur Teoman’ı nasıl hatırlamazsın? Ne diyordu Rıza Sarraf “para veriyorum almıyor, ne yapacağımı bende şaşırdım” diyor. Ne yaptınız? Memur Teoman’ı sürdünüz. Siz eğer memurları koruyacaksanız, kendinize bir bakın, şeffaflık nedir öğrenin.

Çok önemli bir projemiz var. TBMM’de iç tüzüğü değiştireceğiz ve kesin hesap komisyonu kuracağız. Yani bütçe harcandıktan sonra paraların nerelere harcandığını gösteren kanun. Kesin hesap komisyonunun başkanı muhalefetten olacak, iktidardan değil. iktidar muhalefete hesap verecek. Halk partisi olarak iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi budur.

 

‘Tövbe onlar gibi yönetemeyiz… biz çalmayı bilmeyiz’

 

Biz çarpmayız çırpmayız. Ne deniyordu? Çalmayız çırpmayız. Dilimizde dönmüyor bu işlere ne yapalım. Aklımız ermez bu işlere. Bizi eleştiriyorlar, CHP olarak sizde onlar gibi yönetebilecek misiniz? Diyorum ki hayır tövbe onlar gibi yönetemeyiz. Biz çalmayı bilmeyiz, namusumuzla ahlakımızla yönetiriz biz.

Bir öneri daha getirmiş, il başkanı mal bildiriminde bulunacaksın diye. Yolsuzluğun boyutuna bakın. Düzgün çalışan adalet ve kalkınma partisi yöneticilerine bir şey demiyorum, onlar elbette mal bildiriminde bulunuruz diyebilirler. Ama biri çıkıp da yönetici bulamayız diyorsa bizimle beraber yürütecek yönetici bulamayız demek istiyor.

 

‘Toplumu kışkırtmayana devlet adamı denir’

 

Devlet adamı denen bir kavram var. Halkın çıkarlarını savunan adam. Kendisini değil devletin çıkarlarını önceleyen adam demek devlet adamı. Halkına doğruları söyleyen, toplumu kışkırtmayan birbirine düşman etmeyen bir kişiliktir devlet adamı. Tipik örneği Hollande’dır. Bir mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Müslümanlıkla terörü birbirinden net şekilde ayırdı. Merkel’dir. Müslümanlık asla ve asla terörle bağdaşamaz diye cümleler kurdu. Bunlar devlet adamıdır. Bir grubu kışkırtmak doğru değildir.

 

‘Sevgili peygamberimizin karikatürünü çizen insanlara destek vermek için oraya gittin’ demedik

 

Sayın Davutoğlu mizah dergisine yapılan saldırıdan sonra Paris’e gitti. Devlet adamlarıyla birlikte yürüdü. Biz hiçbir zaman şu eleştiriyi yapmadık. Arkadaş sen sevgili peygamberimizin karikatürünü çizen insanlara destek vermek için oraya gittin demedik, diyemezdik. Gittin geldin. Arkadan CHP’yi suçlamaya başladın. Meydanlara çıkıyor söylediği şu “CHP hazreti peygamberlere hakaret eden karikatürleri savundu”

 

‘Böylesine alçakça bir suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım’

 

Hayatımda böylesine alçakça bir suçlamayla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım. Nasıl yapıyorsunuz siz bunu? Yahu insanda vicdan olur, ahlak olur. Alçak diyeceğim de alçağın da bir sırası var, çukur… Devlet adamlığı bu mudur? Böyle bir şey olabilir mi? İnsanların yüreklerine kin ekmek kin tohumları ekmek bir başbakana yakışır mı? Yani başbakan diyoruz ama siz de biliyorsunuz sanal başbakan. Böylesine bir iftira nasıl atılır?

 

‘Sen kim oluyorsun da benim dinimi inancımı sorgulayacaksın?’

 

Bütün yurttaşlarım öğrensin. Muhafazakar kardeşlerim, dindar kardeşlerim. Hepiniz çok iyi bilin. CHP hiçbir zaman hiçbir kutsalın karşısında olmamıştır hepsine saygı göstermiştir. Bütün peygamberleri de dört kitabı da hak biliriz. Eskiden beri bizi suçluyorlar. Dinimizi inancımızı sorguluyorlar. Sen kim oluyorsun da benim dinimi inancımı sorgulayacaksın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Bunlar karanlık dünyaların adamlarıdır. Asıl İslamiyet’e asıl Müslümanlığa en büyük kötülüğü yapan bunlardır. Biz söylerken delille konuşuruz, belgeyle konuşuruz.

 

‘Mütedeyyin kardeşlerim beni iyi dinledin’

 

Şimdi ben bütün yurttaşlarıma söylüyorum. Özellikle de muhafazakar kardeşlerime, dindar kardeşlerime, mütedeyyin kardeşlerime söylüyorum. Beni iyi dinledin.

Bir… 3 Mart 2014: bunların genel başkanı Muğla’da konuşuyor “bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır” diyor. Kimsin sen? Sözlükte rahmet nedir onu okuyayım “Allah’ın kullarına acıması, onlara sevgi merhametle muamele etmesi manasında” bu mudur Müslümanlık? Bunu bir CHP2li söyleseydi, yer gök inlemişti, ne din ne iman her türlü hakaret yapılmıştı. Bunların genel başkanı söylüyor bunu.

İki… İçişleri Bakanı Efkan Ala, hala içişleri bakanı 14 Temmuz 2014. “Peygamber gurura kapıldı biz gurura kapılmadık” diyor. Lütfen iyi dinleyiniz. Onların bakanı hala koltuğunda oturuyor. Hala Davutoğlu’nun kol kanat gerdiği birisi, yolsuzlukları kapatan birisi. Kendisini peygamberden üstün gören bir zihniyet. Şimdi Davutoğlu’na soruyorum. Sevgili peygamberimize hakaret eden kim? Sen ağzını açıp bir cümle kullandın mı acaba?

Üç… AKP  Düzce milletvekili İbrahim korkmaz 2 ocak 2015 “Hazreti İbrahim tabi ki benim Hazreti Muhammed ise en küçük kardeşim” diyor. Herkesin önünde söylüyor. Tepki gelince de ben şaka yaptım diyor. Ne zaman peygamberler gırgır konusu olmaya başladı? Davutoğlu buna bir şey diyor mu? Diyemez. Onların inancı farklı. Bize Müslümanlığı böyle öğretmediler. Bize saygıyı öğrettiler, sevgiyi, inanmayı, çalmamayı öğrettiler.

 

‘Oy verdiğiniz parti işte budur. senin inancını sömürüyor’

 

Aydın il başkanı AKP’li 14 Kasım 2009 merkez ilçede konuşma yapıyor. “Genel başkanımız ve başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamberdir”  diyor. Sevgili mütedeyyin, muhafazakar, dindar kardeşlerim. Daha düne kadar gidip oy verdiğiniz parti işte budur. Senin inancını sömürüyor. Ne demek ikinci peygamber? Davutoğlu bir şey dedi mi, demedi. Abisi bir şey dedi mi demedi. Çünkü bunların amacı ne? Din tüccarlığı yapıyor bunlar dindar değiller bunlar. Dini siyasete alet ediyorlar bunlar. İktidarda kalmak için yapmayacakları şey yoktur.

Altı… AKP düzce milletvekili 16 Ocak 2014 Başbakan Erdoğan için söylüyor “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. işte bunun için önünü kesmek istediler” bütün dindar kardeşlerime sesleniyorum. Ne zamandan beri bir siyasi lider Allah’ın bütün vasıflarını toplamaya başladı. Hala inanmayacak mısın? Hala konuşmayacak mısın?

Sözde bu ülkede bir de diyanet işleri başkanlığı var. Nasıl oluyor bunlar? Hiçbir CHP’li namuslu hiçbir yurttaş mütedeyyin hiçbir yurttaş böyle bir cümle kullanamaz. Ama bunlar siyasette kullanıyorlar.

Yedi… AKP Kırklareli il başkanı. Sevgili peygamberimize nüfus kağıdı çıkarıyor, çocuklarından birine Tayyip diye bir isim ekliyor. Davutoğlu bir şey dedi mi, tık yok. Abisi bir şey dedi mi? Tık yok.

O nedenle ben muhafazakar kardeşlerime, dindar kardeşlerime sesleniyorum. Bunları iyi tanıyın. Hani Ahmed Arif diyor ya “engerekler ve çıyanlardır bunlar” diye. Aynen öyle.

Karikatür deyince, Rasmussen vardı Danimarka Başbakanı. Orada da sevgili peygamberimizin karikatürü yapılmıştı. Bunlar, gittiler tıpış tıpış gittiler oylarını kullandılar, Rasmussen’i NATO genel sekreteri yaptılar.

 

‘Yahu Kur'an ile nasıl alay edersin sen?’

 

Egemen Bağış 19 Mart 2014 “Bu bakara iyi makara” diyor. Beni bağışlayın. “bu bakara iyi makara. Google’a gir, Kuran’da nankörlük kardeşlik bilmem ne diye search yap hepsi çıkıyor. Oradan beğen bir tane salla gitsin” diyor. Evet, kuran ile alay ediyor, yahu kuran ile nasıl alay edersin sen? Nerede koltuğunun altında tutuyor. Kalkmışsın utanmadan CHP’yi suçluyorsun. İnsanda biraz utanma olur. Ama öyle bir noktaya getiriyorlar ki bizi bütün kirli çamaşırlarını sermek zorundayız. Düne kadar cami yalanlarını yapıyordu. Davutoğlu’na söylüyorum. Sen temiz bir ibadethane mi görmek istiyorsun? CHP’li belediyelerin oraya git, göreceksin orada.

Dokuz tane örnek verdim. Araştırsak çok daha örnek çıkar. Bunu yapan insanların yakından uzaktan Müslümanlıkla ilgisi yoktur. Bunları söyleyenlerin dinle ilgisi yoktur. Din tüccarı ayrı dindar ayrı. İkisini ayırıyorum. Sevgili Peygamberimizin bir sözü var “sizden öncekiler şu yüzden helak oldu. İçlerinden güçlü biri hırsızlık yapınca onu serbest bıraktılar, güçsüz biri yapınca cezalandırdılar. Yemin ederim kızım Fatma da çalsa mutlaka cezalandırırım” diyor.

İzin verirseniz Yunus Emre’den dörtlük okuyarak bu bölümü bitirelim. Bir hak aşığı Yunus Emre

 

“Emeksiz zengin olanın

Kitapsız bilgin olanın

Sermayesi din olanın

Rehberi şeytan olmuştur”

 

Bana gelen bir mektubu aynen okumak istiyorum.

“Selamlar iyi günler başkanım. Torpillerin haksızlıkların had safhaya vardığı ülkemizde gerçekten artık iş bulamıyorum. İnanın Şanlıurfa’da tüm eğitimimi tamamladım. İlköğretim son sınıfta yapılan SBS’de okul birinciliğiyle mezun oldum. Lisede başarı belgeleriyle mezun oldum. Üniversiteyi üstün başarı burslu okudum. Hatta İstanbul üniversitesiyle yapılan ortak derslerde birinciliğim sebebiyle Türk fizik derneğinden dört yıl başarı bursu aldım. Üniversiteyi bölüm birinciliğiyle tamamladım.

Evet başkanım benim dört yılda üstün başarı ve birinciliklerle tamamladığım bölümümde, benimle aynı sınıfta olan 5-6-7 senede bitiren arkadaşlarım kimisi valiliğe yerleşti, kimisi torpille sınavsız belediyelere yerleşti. Hepsi en iyi şartlarda çalışıyorlar. Maalesef onlarla görüşürken kendimden utanıyorum. Onlar benle alay ediyorlar. Benim hiçbir zaman torpilim olmadı. Benim yüce rabbim Allah var o bana yeter. Ben haksızlığa bulaşmadan bugüne kadar rabbimin izniyle çalıştım. Ama ülkeyi o kadar torpile haksızlığa sürüklemişler ki artık mücadele edecek gücüm kalmadı.

Son 9 aydır işsizim, binlerce yere başvurdum. Kiradayım, dokuz aydır borçlandım. İki küçük kızım

Gündüz utandığım için sokaklarda çöp arabasıyla çöp toplayıp ekmek parası toplamaya çıkarmaya çalışırken, haftalarca hamallık yaparak çocuklarıma ekmek parası çıkarmaya çalıştım. İnanın ailemden utanıyorum. Bir işim bile yok. Ülkeme aileme faydam yok”

Siyasetin sorunu bu işte arkadaşlar. Üniversiteyi birincilikle bitireceksiniz, burs verilecek. Sizin dört yılda bitirdiğinizi başkaları sekiz yılda bitirecek. onlar gidip yerleşecekler sen açıkta kalacaksın. Geceleri kağıt toplayacaksın. Bizim varan 1-2-3 diye açıkladığımız belgeler var. KPSS sınavına girmeden yerleştirilen AKP yandaşları. Hiçbir sınava girmiyorlar. Her birisi yerleşiyor. Onlar yerleşince bunlara yer kalmıyor zaten. Bir de utanmadan sıkılmadan TV’lere çıkıp diyorlar ki Kuran’da ayet var akrabanı kollayacaksın diyor. Yahu o ayet akrabanı besleyeceksin manasında değil, onu bile istismar ediyorlar.

Daha bu varanların arkası kesilmesi, gelecek daha. Emekliler işçiler memurlar sanayiciler çiftçiler hepiniz bilin. Sizin çocuklarınız bekliyor atama için, onların çocukları sınavsız gidip yerleşiyorlar.

 

Yüce divan oylaması

 

Bugün oylama olacak. Genel kurula ineceğiz. Diyorlar ki komisyon. Diyor ki Hakkı Köylü “Efendim yeteri kadar delil yok”

Bir olay anlatacağım. Rahmetli Özal başbakan. Bir gün bir iş adamı gelir benden bir bakan rüşvet istiyor der. O da Adnan Kahveci’yi görevlendirir. Bunu bir konuş bakalım nedir bu diye. Ceketinin şu cebine bir teyp yerleştiriyor ve rüşveti kayda alıyor. Mahkeme kararı yok, hiçbir şey yok. Sadece bir ses bandı. Götürüp Özal’a veriyor. Özal bakanı aldı, Yüce Divan’a gönderdi. Kendisi de gitti soruşturma komisyonunda ifade verdi. bu olayın tanığıyım diye. Delil derseniz sadece bir ses kaydı var.

Bu olayda ses kaydı var mı var, mahkeme kararıyla, görüntüler var mı? Var. Para kasaları onlar da var. senin önüne yatarım diyen evet o da var. Oğlum kaç lira var, bir trilyon lira babacığım diyen ses kayıtları var. Ayakkabı kutuları var. Daha da önemlisi MİT’in, dönemin başbakanına verdiği üç sayfalık rapor var. Şimdi görüşülecek. Ak mı kara mı çıkacak ortaya. Bu parlamento ulusal kurtuluş savaşını yöneten parlamentodur. Bu parlamento kirliliği kabul etmez.

Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz. Dört sayın bakandan da istirham ediyorum. Lütfen kürsüye çıkın. Namuslu adamlarsanız asla korkmayın, biz yüce divana çıkmak istiyoruz deyin. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz kurtulacağınızı sanıyorsanız bunu unutun. Gün gelir yine hesap vereceksin. Yol yakınken şimdiden gidin. Aklanmak istiyorsanız gidin aklanın. Kaçarsanız bu toplum sizi mahkum edecektir.

Buradan AK Partililere sesleniyorum. 9 kişi hariç. Komisyonda yer alanlar hariç onlar vicdanlarını sattılar. Onlar kendilerini de sattılar. Çocuklarının yüzüne bakamazlar onlar. Dünyanın en ağır mirasını çocuklarına bıraktılar. Bugün oy kullanırken madem ki kapalı bir yere gireceksiniz, bir vicdanınıza sorun. Bir ahlakınıza sorun. Az önce okuduğum peygamberin sözünü kulaklarınıza getirin.