Canan Kaftancıoğlu yeniden başkan; 677 delegeli kongrede 444 oy aldı

Canan Kaftancıoğlu yeniden başkan; 677 delegeli kongrede 444 oy aldı

T24 Haber Merkezi 

"İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar" sloganıyla Haliç Kongre Merkezinde yapılan 37'nci CHP İl Kongresi’ne ‘çarşaf liste’ yerine ‘blok liste’ tartışması damgasını vursa da ‘blok liste’ bir ‘uzlaşma listesi’ oldu.Blok listenin sadece Canan Kaftancıoğlu tarafından oluşturulmadığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Kaftancıoğlu’nun karşısına çıkacağı konuşulan ama aday olmayacağı açıklanan eski il başkanı Cemal Canpolat ve İlçe yönetimlerinin il yönetimine önerdiği isimlerle oluşturulan bir liste olduğu öğrenildi. Canan Kaftancıoğlu’nun tek aday olduğu ve 677 delegesi bulunan kongrede 571 delege oy kullandı ve bu oyların 510’u geçerli sayıldı. Yeniden CHP İstanbul İl Başkanlığı’na seçilen Canan Kaftancıoğlu geçerli oyların 444’ünü aldı.

Kongreye Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Muharrem Erkek, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP milletvekili Ali Şeker katıldı

Kongre'de neler yaşandı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu ile birlikte salona girdi. 

Divan Başkanı eski genel başkan Altan Öymen

Divan Başkanı eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen oldu. Öymen yaptığı konuşmada, "CHP Türkiye’nin en büyük partisidir. Cumhuriyeti kuran, demokrasiyi getiren partidir. CHP, Türkiye’nin ekonomisi ve dış politikasını idare eden partidir.  Demokrasiyi yeniden kurma zamanıdır. Bu şekilde idare edilen başka demokratik bir ülke yoktur. İBB seçiminin kazanılması büyük bir adımdır, demokrasinin yürüyüşünün başlangıcıdır. Bu inanışla hepinizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu: Önümüzdeki süreç iktidar!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni bir çığır açtık, kararlı olarak yolumuza devam ediyoruz. Bu ülkeye huzur ve kardeşliği getireceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın. Yeni bir siyaset anlayışını getiriyoruz. Dünyaya bakışımız, insana bakışımız farklıdır; sevgi, barış, kardeşlik üzerinedir. Bu yoldan yürüyeceğiz. Hiçbir zaman endişeye kapılmadık. İnanıyorsak söylediğimiz her sözün arkasında kapı gibi duracağız." diye konuştu. 

Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle devam etti: 

"İşgal altındaki bir ülkede, yüzyıl önce, bir grup insan yola çıktı. Biz burada aynı heyecanı yaşamak ve yaşatmak zorundayız. Yüzyıl önceki koşullar çok daha zordu, bugünkü koşulların da zor olduğunu biliyorum ama önemli olan zorluğu aşmaktır. 

Demokrasinin ağır yaralar aldığını görüyoruz. Bizlere düşen bir görev var. Bireysel beklentilerin tamamen ötesine çıkmak zorundayız. Her birimize düşen fedakârlık vardır. Özveriyle yola çıktık. Başarıyı özveriyle yakalayacağız. Hiç kimse unutmasın yüzyıl önce yolumuz nasıl Mustafa Kemal'in arkadaşlarıysa bundan sonra da öyledir. Yüzyıl sonra bize yakışan cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak. Önümüzdeki süreç iktidar!

"Türkiye'nin 5 temel sorunu"

Sorunları iyi saptayamayan geleceği iyi inşa edemez. Sorunları iyi saptayacağız. Türkiye’nin 5 temel sorunu var.  Önce sorunları arkasından çözümleri dile getireceğiz.

1- Demokrasi. Bugün en temel sorun demokrasi.

2- Eğitim. Bir kuşağı yok ettiğimizin kaç kişi farkında acaba? Her bakana göre eğitim sisteminin değiştiğinin kaç kişi farkında. Eğitimin çıta atlattığını kaç kişi biliyor. Hiçbir anne ve baba okula gönderdiği çocuğunun eğitiminden memnun değilse bunu dillendirmeliyiz.

3- Dış politika. Barış üzerine inşa edilen dış politika bireysel kine dönüştü. Barışı değil savaşı önceleyen bir dış politika. Bunun sonuçlarını 82 milyon yaşıyoruz. Suriye'den bir milyon kişi daha gelecek. Asıl sorunu o zaman yaşayacağız. Böyle bir dış politika hiçbir zaman olmadı. Dış politikanın çok daha rahat anlatabileceğiz.

4- Toplumsal barış. Hiç kimsenin ötekileştirilsin istemiyoruz. Yaşam tarzına hepimizin saygı duyması lazım.

5- Ekonomi. Fazla bir şey anlatmak istemiyorum. Daha iki gün önce Hatay'da Valilik binasının önünde kendisini 'Çocuklarım aç' diyerek yakan vatandaşı gördük. Çaresizliği kendisini yakarak soruna dikkat çekmek isteyen birine hiç kimse kayıtsız kalamaz. İktidar kanadında ucuz siyaset manevrası olarak görenlere üzülüyorum. Nasıl oldu da vicdanlarımız bu kadar köreldi. Nasıl insanlığımızı unuttuk? Bu acıyı çözecek olan bizleriz. Hangi görüşten olursa olsun onun sorunlarını çözeceğiz. Sadece Hatay'da kendisini yakmadı vatandaş, Meclis'in önünde de kendisini yaktı vatandaş. Onlarca kişi var sesini duyurmaya çalışan. Asıl soru şu; bütün bu sorunları nasıl çözeceğiz. Sorunlar iç içe geçip etki yaratır."

Bu sorunları 4 ayaklı stratejiyle bu sorunları aşacağız. 

1- Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Kanada'da, AB'de, Güney Kore'de, Japonya'da ne varsa getireceğiz. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Her türlü düşüncenin özgürce tartışmak zorundayız. Büyümek, gelişmek istiyorsanız demokrasinizi geliştireceksiniz. Demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Darbe hukukundan arınmış bir sistemden bahsediyorum.

2- Üreten Türkiye. Türkiye fabrikada, tarlada, üniversitelerde, her alanda üretim yapmalıyız.  Üretimi her alanda yapmak zorundayız. Üreticinin önündeki bütün engelleri kaldırmak zorundayız. Ürettiği zaman alınterinin değerini bilecektir, saygınlık kazanacaktır. Biz dışarıdan mercimek ithal ediyorsak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne gerekçeyle ithal ediyoruz? Bu iradeyi inşallah beraber inşa edeceğiz.

Liyakat sisteminin egemen kılınması gerekiyor. Devlet ayrıdır, siyasi kurum ayrıdır. Siyasi partilerle devletin yapılanması arasında çok farklıdır. Bakan olmanız için iyi hâl kâğıdı ve ilkokul diploması. Devleti ayakta tutan liyakattır. Yoksa devlet içten içe çökmeye başlar. Biz neden adalet, hak, hukuk diyoruz, temel neden bu. Türkiye'nin temel sorunlarını belirleyen ve çözüm üreten tek parti CHP. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini biliyoruz. Önümüzdeki süreç sadece bizim için değil Türkiye için önemlidir. Kimse yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Geleceğe yönelik doğru dürüst bir hesap milletin önüne konulmuş değil. Bütün bunları yeniden değerlendirmek zorundayız. Bize oy versin vermesin, herkese ulaşmak zorundayız. Millet İttifakı aslında demokrasi ittifakıdır. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Demokrasiden yana olanların ortak davranması gerekiyor. Demokrasi hepimiz için lazım. Dış politikada cumhuriyetin kuruluşunda öngörülen bakış egemen olmalı. Hiçbir egemen güç ateşi elleriyle tutmak istemez, maşa tutarlar. 'Suriye'ye gir' derler. Aklı olan, dünyayı iyi okuyan, geleceği iyi okuyan birisi zaten egemen güçlerin taşeronluğunu yapmaz. Hepimize düşen görevler var. Eleştirmekten korkan insanlar var. Bir fedakârlık gerekiyorsa o ilk CHP'lilere düşer. Adalet Yürüyüşü'nü her kesimden karşılığını aldık. Hedef cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak. En çok tartışılan olan İBB seçimleri oldu. Bütün dünyaya 'Dikta yönetimine rağmen bu ülkenin insanları diktatörü sandıkta yendi' mesajını verdik.

Buradan Kudüs Mitingi'ne de katılacağım. Filistinlilerin hakları ellerinden alınıyorsa mazlum milletlerin haklarını savunmak istiyoruz." 

İmamoğlu: Herkes iyi bilsin ki ne kimseden korkarız ne de mücadeleden vazgeçeriz

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, " Herkesi saygın kabul etmeyen yöneticilerin devri bitmiştir. Türkiye değişiyor. 2017 Haziran'ın da Türkiye'nin değişimi başlamıştır. Adalet arayışını dalgalar halinde dünyaya duyurduğu için genel başkanımıza teşekkür ediyorum. 31 Mart seçimleri kentte de adalet arayışının bir ifadesidir. İstanbul'da güçlü görünenler ne yaparsa yapsınlar adalet istediklerini söylediler. İnşallah bu ülkede böyle bir dönem yaşanmayacak. 23 Haziran'ın da adalet arayışı arayanların başarısıdır. Bu sürecin kodlarını hep beraber doğru okumalıyız. Bu süreçte bize verilen görevi hep birlikte iyi idrak etmeliyiz." ifadesini kullandı. 

İmamoğlu konuşmasında şunları kaydetti: 

"Bu süreçten kendi adıma çıkardığım bazı dersler var. Siyaset insanları doğaldan kucaklamadan yapılabilecek bir iş değil. Toplumsal kutuplaşmadan uzak durmalıyız. Kalpten kucaklamak hepimizin DNA'sında olmak zorunda. Milletimizin çıkarları için siyaset yapmalıyız. 16 milyon insana eşit hizmet etmekten vazgeçmeyeceğiz. Daha fazla emek ve enerji ortaya koyan bir parti olmalıyız. Siyasette çalışmak demek sokakta çalışmak demektir. Milleti anlamadan milletin derdine devam bulmak mümkün değildir. Genel merkezimizin haritası hepimizin yol haritasıdır. Bu ülkeyi demokrasi, laiklik gibi cumhuriyetin temel değerlerinde buluşturmak zorundayız. Bizler ilkeli ve ahlaklı siyasetle vatandaşlarımızın kalplerini kazanmak zorundayız. Bu milletin bu şehirde ya da ülkemizde her renkten, her kökenden insanımızın yeniden mutlu bir şekilde yaşayacağı Türkiye rüyasını hayal etmekten, mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. 83 milyonun birliği ve refahı için çalışıyoruz. Mesele hak, hukuk, adalet ve özgürlük olunca herkes iyi bilsin ki ne kimseden korkarız ne de mücadeleden vazgeçeriz. Bu ülkeyi bir süredir yönetenlerin kibre büründüğünü, her şeye karar vermeye çalıştığını hep birlikte görüyoruz. Mızrak çuvala sığmıyor artık. Çok büyük bir fark yaratacağız, gönüllere gireceğiz. Bizim için siyaset rakip partilere karşı yapılan bir şey olmadığını bilmeliyiz. Her şeyden ve herkesten çok vatandaşa odaklanmalıyız. Vatandaş kendisine saygı duyulsun, sorunlara çözüm ve anlamlı bir hedef görsün istiyor. Yine onların fikrine başvurarak yol yürümenin peşindeyiz.

Yaptıklarımızla, yönetim tarzımızla, partinin has bir evladı olarak CHP’yi mutlu edecek, belediyecilikte en güzel örnekleri ortaya koyacağımıza söz veriyorum. Çok büyük zorlu işler başardığımızı biliyorum. Birlikte başaracağımız çok önemli işlerimiz var. Başlarken yolumuzun uzun olduğunu söylemiştik. Gençliğimiz var hâlâ. Bu şehrin, bu ülkenin geleceği parlak. Kardeşçe ve özgürce yaşama azmini görüyoruz. Asla vazgeçmeyeceğiz. Hepimiz kendimize daha fala güvenmeliyiz. Daha fazla sırt sırta vermeliyiz. İstanbul'daki değişimi Türkiye'ye taşımak istiyorsak inanmalıyız. Tarihi 2019 yılını, Canan Kaftancıoğlu'na, bir önceki il yönetimimize, ilçe, kadın yönetimlerine teşekkür ediyorum. Hepinizden ben daha çok koşacağım. İyi biliyorum ki çok değerli bir İstanbul koşusu yapacağımızı biliyorum. "

Kaftancıoğlu: Umudun olduğu yerde her zaman tek adamlar yenilmiştir.

Yeniden aday olan Canan Kaftancıoğlu, “Umudun olduğu yerde her zaman tek adamlar yenilmiştir. İstanbul'u halka vererek yeniden 16 milyon insanın yaptınız. Biz İstanbul'da iki yıldır planladık, programladık, inandığımızı söyledik, söylediğimiz her şeyi yaptık, yapamadığımızda kıvırmadık. 16 milyon İstanbullu'ya, İstanbul'a yeniden nefes aldıran başkanımız İmamoğlu'na da teşekkür edelim. Herkesi ama herkesi teşekkür edelim. Sadece İstanbul'da değil tüm Türkiye'de aklıyla, fikriyle, tarif ettiğimiz yeni siyaset anlayışıyla tarife uyan Kılıçdaroğlu'dur. O nedenle İstanbul'da da tüm Türkiye'de de halkıyla birlikte yeni siyasetin lideri Kılıçdaroğlu'na buradan bir teşekkürü gönderelim." ifadesini kullandı. 

Kaftancıoğlu, "Hayali olmayan bir insanın yeni bir siyaset oluşturması mümkün mü? Korku duvarları zaman zaman yeni bir siyaset oluşturmayı engelleyebilirim. Çocuklarımızın ellerinden hayallerini ellerinden aldılar, çocuklarımızın borcumuz var. Korkudan daha büyük duygu umut. Mutlaka gidecekler, çünkü artık biz mevsimi başladı. Zulmün en katmerlisi bizde, fikir, sanat hapiste; yargıya güven sıfır. Eğitimin içi boşaltılmış. Kayyumlar sarayın iki dudağının arasında. Kanal İstanbul’u bırakın yoksullara ulaşmak için kanallar açın." diye konuştu. 

Kongrede liste tartışması 

Prof. Tolga Yarman ve CHP milletvekili Ali Şeker, çarşaf liste olması gerektiğini savundu. Ali Şeker, "Çarşaf liste olmazsa parti tabanı mahalelerde bölünür" dedi. Blok liste oy çokluğuyla divanda kabul edildi. 

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve  eski bakanlardan Hasan Fehmi Güneş, kongreye katılan isimlerin arasında. Protokolde, AKP ve MHP'li isimler yan yana; İyi Parti, HDP ve Saadet Partililer de ayrı yerde yan yana oturdu. 

İlyas Salman: Sahaya inip tekmelenmeyi göze almalıyız

Kongreye katılan sanatçı İlyas Salman, “Mevcut zemin iktidar için tarihte bu kadar uygun olmamıştı. Parti tarihinin en uygun zeminini yakaladık. Bir tek şey var demokrasi için futbol topu gibi taca çıkmak yerine sahaya inip tekmelenmeyi göze almalıyız. Bütün bunlara rağmen kazanmak bizim tek şansımız, kazanacağımıza da inanıyorum. Her şeyden önce demokrasi kazanacak. Buradan bütün demokrasi aşıklarına aşkı öğretecek değilim. Umudunuz bitmeden ömrünüz bitmesin." açıklamasını yaptı.