CHP milletvekilleri, “27’nci Dönem 2’nci Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı”nı gerçekleştirilecek. Kamp, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla 4-6 Ekim tarihlerinde Bolu Abant'taki Büyük Abant Otel'de gerçekleştirilecek.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, gerçekleştirilecek kampta hangi konuları ele alacaklarına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Özel, kampta etkin bir muhalefetin nasıl olacağının, yeni dönem stratejilerinin ve ekonomik gelişmelerin tartışılacağını aktardı.
OHAL döneminde referandumla yapılan Anayasa değişikliğine ilişkin eleştirilerde bulunan Özel, "Kendi yazdıkları Anayasa'yı kendi çiğneyen bir iktidarla karşı karşıyayız. çünkü her doğan için yapılması gereken Anayasa, Erdoğan için yapıldı" dedi.
İktidarın planladığı ‘nöbetçi bakan’ uygulamasına da tepki gösteren Özel, "Artık nöbetçi bakan uygulamasıyla zorla bakanı parlamentoya getirecek, milletvekillerini de zorla nöbet usulü onlarla görüştürecekler. Nöbeti biten bakana 'geçmiş olsun' diyecekler arkadaşlar! Nöbetiniz bitti hadi geçmiş olsun. O da oh diyecek, gidecek. Çünkü onun milletin vekiliyle işi yok ki. Sarayın dudağından çıkmış" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in açıklamaları şöyle:
"Milletvekillerimizin görüş ve önerileri alınacak. Kampta geçtiğimiz yıl parlamento tarihinin en çok tartışılan ve verimsiz yasama dönemi, ve gelecek dönemde bir Anayasa değişikliği yapılmaması durumunda dahi parlamentonun kaybettiği itibarının nasıl yeniden kazandırılabileceği; ana muhalefet partisi olarak üzerimize düşen sorumluluklar konusunda buradaki iç tüzüğün ve Anayasa'nın olanak verdiği imkânlar dahilinde etkin parlamenter muhalefetinin nasıl yapılacağını tartışacağımız; yeni dönem stratejilerini arkadaşlarımızla birlikte arayacağımız bir bölümümüz var.
Ayrıca bunun dışında geçtiğimiz 15 gün içinde 24 ilimize milletvekillerimizi dörderli ve beşerli gruplar halinde yapmış oldukları ziyaretlerle birlikte hazırladıkları raporlar, grup müdürlüğümüze teslim edildi. Bir icmal rapor ve yönetici özetiyle birlikte Kılıçdaroğlu'na sunuldu. Bu raporları hazırlayan arkadaşlarımız bu 24 ilde CHP'nin gücünü artırdığı ve önünde yapılan tüm ölçümlerle ciddi potansiyel bulunan 24 ille ilgili önerilerini ve görüşlerini takdim edecek. Bu il raporları içinden ayda iki ili Sayın genel başkanımızın ziyaret etmesi; bir yıl içinde bu 24 ilin tamamının ziyareti; o ilden sorumlu arkadaşlarımızın bu ziyaretlerden önceki bir haftayı da o illerde geçirmek suretiyle sayın genel başkanın orada kuracağı temasların verimliliğinin artırılmasını hedeflediğimizi de belirteyim
Cumartesi günü milletvekillerimizin yasama faaliyetleri Meclis performanslarına olumlu katkı sağlayacak, kendi kişisel gelişimleri açısından önemli gördüğümüz iki sunum alacak. Ve pazar günü de sayın Ünal Çeviköz'ün kapsamlı dış politika sunumu, ardından da Faik Öztrak'ın moderatörlüğünde sayın profesörler Selma Demiralp ve İbrahim Kahveci tarafından milletvekillerimizin hem izleyici hem de katılımcı olduklar, mevcut ekonomik durum ve gelecekte yaşanacak olası gelişmeler ile bunun Türkiye açısından ortaya koyduğu risklerle fırsatlar, CHP'nin bu süreçteki tutumu ile ilgili bini bir konferans yapacağız. Ardından da Sayın Genel Başkanımız kapanış konuşmasını gerçekleştirecek.
Kapanış konuşmasının saati ve basına açık olup olmama duru da kampta sizlerle paylaşacağız. Siz değerli basın emekçileri kampımızı takip edeceksiniz. Üstümüze düşen ev sahipliğini yerine getirmeye çalışacağız. Kamp sürerken cumartesi ve pazar günü bir kaç tane aralarda içerideki gelişmelerle ilgili toplantılar gerçekleştireceğiz.
Referandumda OHAL sırasında değiştirilen öncesi, sonrası ve sırasında yaşanan bütün adeletsizlikler, baskılar, kamu kaynaklarının usulsüz kullanılmasına karşın çok küçük bir farkla kabul görmüş Anayasa, bugün yürürlüktedir ama meşru değildir. Herhalde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en çok tartışılan Anayasa bugün Türkiye'de yürürlükte olan Anayasa'dır. Çünkü Anayasa değişirken evet oyu verenlerin propagandada söylediklerinin tamamının altının boş olduğu ve muhalefetin rejime kasteden Anayasa değişikliğine 'Hayır' diyenler, ne eleştirdiysek o eleştirilerimizin bugün iktidar partisi milletvekillerinin şikâyetine dönüştüğü bir dönemi yaşıyoruz.
En başta ve en somutu eğer ki siz bakanı meclis içinden seçtirmezseniz, bir kişi seçilsin o bakanları dışarıdan atasın derseniz, bakanlar bu kürsüye sadece yemin etmek için uğrarsa, bu meclisten güven oyu almazlarsa, bu meclisin siyasi denetiminde sözlü soruyla sorgulanamazsa, yine bu meclisin siyasi hesap sormasında gen soruya tabii olmaz, gen soruda yeterli oyu alamazsa meclisin onları düşürme imkanı olmazsa bu bakanlar milletin bakanı olmaktan çıkar, sarayın bakanı olurlar, siz bile bu bakanlara ulaşamazsınız demiştik. AKP yazı bakanlara ulaşamayan milletvekillerinin şikâyetleriyle geçirdi. Şimdi bir oda oluşturuyorlar, yani diyorlar ki biz öyle bir iş yaptık ki artık nöbetçi bakan uygulamasıyla zorla bakanı parlamentoya getirecek, milletvekillerini de zorla nöbet usulü onlarla görüştüreceğiz. Nöbeti biten bakana 'geçmiş olsun' diyecekler arkadaşlar! Nöbetiniz bitti hadi geçmiş olsun. O da oh diyecek, gidecek. Çünkü onun milletin vekiliyle işi yok ki. Sarayın dudağından çıkmış. Bu sadece bir eleştiri noktası. Bunun dışında onlarcasının haklılığı ortaya çıktı.
Bütün yetkilerin tek bir adamda toplandığı rejim demokrasi olmaktan çıktı. Dünya siyaset tarihi bunu yüzyıllardır savunuyor zaten. Bütün yetkiler bir yerde olunca ne yargının bağımsızlığı ne aldığı kararlara vatandaşın güveni kaldı. Ne de bu parlamentonun artık 'Ben milletim için yasama yaptım' diyecek iç huzuru kaldı! Diyemiyor! Çünkü cumhurbaşkanı, bakanlar diyor ki; o yasayı hazırladık parlamentoya yollayacağız inşallah. Oysaki millete demişlerdi ki, yasama tekeli Meclis'te olacak. Artık bakanlar kanun teklif edemeyecek, o yüzden Meclis güçlü olacak. Oysa bugün bakanların hazırladığı kanun tekliflerini gizlice ve mahcup şekilde üstünde emeği olmayan, hatta bilgisi olmayan metinlere imza atan milletvekilleri, Anayasa'ya karşı suç işlemeye devam ediyorlar. Kendi yazdıkları Anayasa'yı kendi çiğneyen bir iktidarla karşı karşıyayız. çünkü her doğan için yapılması gereken Anayasa, Erdoğan için yapıldı."