CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, asgari ücretten vergi alınmamasına ilişkin kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde “Teklifte ‘tüm ücretlerin asgari ücret kadar kısmına vergi istisnası uygulanmayacak’ diye bir ibare yok. Sadece asgari ücret alanlara vergi istisnası var. ‘Adalet, eşitlik’ diye diye tüm çalışanları ‘kölelikte eşitleyecekler” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, asgari ücretten vergi alınmamasına ilişkin kanun teklifi üzerinde konuştu. Ağbaba, şunları söyledi:
“Asgari ücret geçtiğimiz Perşembe açıklandı. Erdoğan ‘Asgari ücretten gelir ve damga vergisini kaldırıyoruz’ dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin 16 Aralık 2021 tarihinde yeni asgari ücretle ilgili yaptığı açıklamada ‘Tüm işçilerin ücret gelirlerinin, asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergileri kaldırıldı’ dedi.
Geçmiş dönemde Bakanlık yapan Jülide Sarıeroğlu, TBMM Bütçe kapanış konuşmasında ‘tüm gelirin asgari ücret kadar olan tutarından vergiyi kaldırıyoruz, bu bir devrimdir’ dedi. Şimdi kanun teklifine bir baktık ki, gelir ve damga vergisi istisnasını sadece asgari ücretlilerle sınırlamışlar. Bu kanun teklifine bakınca AKP’nin gerçek yüzüyle bir kez daha karşılaştık. Teklifte “tüm ücretlerin asgari ücret kadar kısmına vergi istisnası uygulanmayacak” diye bir ibare yok. Sadece asgari ücret alanlara vergi istisnası var. ‘Adalet, eşitlik’ diye diye tüm çalışanları ‘kölelikte eşitleyecekler.’ Asgari ücret tespit komisyonunda 4 bin 250 TL’ye Türk-İş imza attı. TİSK imza attı. Ortak mutabakata varıldı.
Türk-İş sekreteri de TİSK Başkanı da ‘bu komisyonda alınan kararlar, tüm çalışanları etkileyecek’ demişti. Meğer, siz bu sendikaları da aldatmışsınız. Saray’ın Bakan’dan, Bakan’ın vekillerden, vekillerin hiçbir şeyden haberi yok. Burada bu Kanun Teklifini veren milletvekillerini tenzih ediyorum ama eminim, bu Teklifi onlar değil, Saray hazırladı. Tek adam ucube sisteminde göstermelik de olsa, sanki milletvekilleri bu teklifi hazırlamış gibi onlara imzalattı.
Türkiye’nin en az yüzde 50’si asgari ücret alıyor. Asgari ücretli çalışan sayısının tüm çalışanlara oranının daha fazla olduğunu bilimsel çalışmalar da gösteriyor. Şimdi bu Teklif geçerse, ocak ayında tüm çalışanların en az yüzde 70’si asgari ücretli olacak. Bir iş yerindeki asgari ücretli çalışanlarla yönetici konumdaki çalışanlar arasındaki ücret farkı kapanacak. Asgari ücretli olmayanlar için vergi indirimi de olmadığından patronlar bütün çalışanlarını asgari ücretli gösterme eğilimine girecek. Bu düzenleme sonucunda, asgari ücret kısa süre sonra ülke çapında bütün sektörlerde “ortalama” ücret olacak. Ücretler hem TL olarak düşecek hem döviz kurları karşısında eriyecek. Örnek vermek gerekirse; işveren vergi yükünden kurtulmak için 2022 yılı ile bu düzenlemeyle yeni işe alacakları işçileri asgari ücretle çalışmaya zorlayacaklardır. Yine işverenler asgari ücretin üzerinde alan işçinin ücretini asgari ücrete düşürmeyi zorlayabilir, mevcut iş sözleşmelerinden vazgeçip yeni iş sözleşmesi yapmak için baskı kurabileceklerdir. Bu iki örnekle iş gücü piyasasında ‘’asgari ücret’’ ortalama bir ücretten ziyade genel, tek tip veya baskın bir ücret haline gelecektir. Yine bu teklifin yasalaşması durumunda vergi yükünden kurtulmak isteyen işveren, işçinin ücretini asgari ücretten gösterip geri kalan kısmını elden verme yoluna gidebilir. Bu durum bir tür kayıt dışılık, ya da kısmi kayıt dışılığa yol açacaktır. Bu durumda devlet kendi yaptığı düzenleme ile kendisini zarara uğratacaktır.
Bu düzenlemeyle aylık brüt ücreti 5004 ile 6000 TL’ye kadar olanların net ücreti asgari ücrette eşitlenmiş oluyor. Asgari ücretin üstünde ücretlerle asgari ücretin arasındaki fark kapanacaktır. Bu Teklifle, asgari ücrete yakın ücret alanların veya ilgili ayda asgari ücret dışında fazla mesai ve sosyal ödenek alanların da ciddi bir kayba uğrayacaktır. Bu durum fazla mesai, sosyal ödenekler ve ilgili ayda ödenecek ikramiyelerin önemli bir bölümü vergi kesintisine gidecek, mevcut ücretler bu haliyle aşağıya çekilecektir. Ayrıca Toplu Sözleşme ve Sendika hakkı işlevini yitirecektir. İş gücü piyasasında yer alan bir işçinin, mevcut ücretini daha üst seviyeye çekilmesindeki en önemli araç sendika üyeliği ve toplu sözleşme hakkıdır. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre sendikalı işçilerin sadece yüzde 7’sine yakın bir oranının toplu sözleşme hakkından yararlandığı görülmektedir. Özel sektörde ise bu oran yüzde 5’lere gerilediği görülmektedir.
Meclis’e sunulan vergi kanununun zaten çok düşük seviyelerde olan toplu sözleşme kapsamını daha da daraltacaktır. Özellikle işverenler fazla vergi yükünden kurtulmak için işçilere toplu sözleşme yoluyla ücret zammına yanaşmayacaktır. Ayrıca halihazırda devam eden toplu sözleşmeler ve bundan sonra bağıtlanacak olan toplu sözleşmelerde işçilerin almış oldukları ücret farklarının önemli bir bölümü kesintiye gidecektir. Bu durumda toplu sözleşmesinin kapsamı kadar işçiler açısından işlevi de etkisiz hale gelecektir. Asgari ücretteki artış oranı diğer ücretlere de yansıtılmalı, bütün ücret ve maaşlara asgari ücret artış oranı kadar (yüzde 50) zam yapılmalıdır. Emeklilerin vahim durumunun düzeltilmesi için emekli aylıklarının alt sınırı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir. Son olarak TBMM’ye sunulan ve asgari ücretli çalışmayı artıracak vergi yasası teklifi geri çekilmeli ve vergi istisnası (muafiyeti) bütün ücretlerin asgari ücret kadar kısmına uygulanmalıdır.” (ANKA)