CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı programda Ayasofya Camii imamının, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik hakaretlerine tepki gösterdi. Ağbaba, "Bir meczup Türkiye’de yaşayan herkesin gözünün içine baka baka herkesin Atasına ‘kâfir, zalim’ diyor ve işlem yapılmıyor. Bu anlayış bu ülkede var olması bile herkesi üzmektedir. Burada lanetlenmesi gereken bu duaya ‘âmin’ diyenlerdir. Lanetlenmesi gereken bunlara bu cesareti verenlerdir. Biz bu cesareti verenleri lanetliyoruz. Ey Erdoğan, yüreğin yetiyorsa sen de bu cümleleri söyle. ‘İki ayyaş’ dediğin insanlar bu ülkenin kurucularıdır." açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, CHP Malatya İl Başkanlığı’nda yaptıkları açıklamalarla gündemi değerlendirdi.
Sözlerine 31 Mayıs 2017 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Şenoba kırsalın aralarında Malatyalı Yarbay Songül Yakut’un da bulunduğu helikopter kazasında şehit olan 13 askeri anarak başlayan Ağbaba, “Songül Yakut FETÖ kumpaslarına karşı direnmiş, teslim olmamış, boyun eğmemiş, inandığı ve savunmuş olduğu Atatürkçü düşünceye helal getirmemiş bir insandı. Geçtiğimiz gün ailesini ziyarete gittik. Her yere birtakım isimler veriliyor. Ailesinin talebi de Songül Yakut’un ismini anısının yaşatılması için bir yere verilmesini istiyorlar” dedi.
TIKLAYIN: CHP'li Veli Ağbaba: Ülkeyi adeta mafya yönetmektedir
CHP’li Ağbaba, Gezi Parkı Olayları’nın yıl dönümüne ilişkin, “Türkiye tarihinin en barışçıl, en şanlı, en özgürlükçü gezi isyanının yıldönümü. Gezi’de şehit olan Ali İsmail, Berkin, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan’ı da huzurlarınızda anıyorum” diyerek yaşamını yitirenleri andı.
Yaşanan kötü olaylarda iktidarın Gezi’yi işaret ettiğini belirten Ağbaba, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her kötülüğün sebebi olarak Gezi'yi göstermeye çalışıyor. Gezi’nin ilk başladığı gün tesadüfen oradaydım. Gezide şiddet yoktu ama polis şiddeti vardı. Polis copu, biber gazı vardı. İstanbul’u adeta bir gaz odasına çevirenlere şimdi biz yapmadık FETÖ yaptı diyorlar. Vali de ‘FETÖ’cüydü emniyet müdürü de FETÖ’cüydü, biz yapmadık FETÖ yaptı’ diyor. Halbuki hatırlayalım o zaman AKP Genel Başkanının sözünü: ‘Polise emri ben verdim’ demişti. Oradaki şiddetin gerekçesinin görünürlüğü iktidarın anlayışıdır. Gezi'yi kimse unutturamaz, kimse kirletemez. Gezi Türkiye’nin itibarını dünyada kurtaran bir olaydır. Herkes sinmişken Türkiye dünyaya bir mesaj verdi. ‘Hâlâ her şeye rağmen demokrasiyi savunan, özgürlükleri savunan insanlar var’ dedi. ‘Türkiye birden büyüktür’ dedi. Gezi, Türkiye’nin onurudur, gururudur."
TIKLAYIN: Erdoğan'ın katıldığı programda Atatürk'e atfen "zalim ve kafir" diyen imama tepki yağdı
Ayasofya Camii’nde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir programda imamın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki sözlerine karşılık Ağbaba, “Türkiye’de yaşayan herkesi üzen bir çirkinlikle karşı karşıya kaldık. Bir meczup, bir utanmaz, ne dediğini bilen bir meczup bu ülkenin kurucusu kurtarıcısı Atatürk’e hakaret etti. Zalim dedi kafir dedi. Şunu söyleyelim Atatürk’ün kurmuş olduğu bir Cumhuriyette yaşıyoruz. Eğer Atatürk o gün çakmak çakmak gözleriyle bakıp geldikleri gibi giderler demeseydi; bilin ki İstanbul Selanik, Bursa da Sofya olurdu” dedi.
Ağbaba, Kurtuluş Savaşı’nın önemli isimlerinden Sütçü İmam’ın “Her kim ki Mustafa Kemal Paşa ve Kuvâ-yi Milliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar, bilin ki onların damarlarında kâfir kanı akar” sözlerine atıf yaparak, şöyle konuştu:
"Aynen katılıyoruz. Bizi asıl üzen o cemaate vaaz veren hoca değil, onu huşuyla dinleyen anlayıştır. Ülkenin Cumhurbaşkanı, koltuğunda oturduğu kurucu Cumhurbaşkanına hakaret ediliyor 'Âmin' diyor. Bu sürpriz değil bunu herkes bilsin. Şimdi AKP sözcüleri günah çıkarıyor. Ömer Çelik, Naci Bostancı günah çıkarıyor. Bu anlayış ‘Meclisin her yerinde Atatürk resmi görmeye gerek yok’ diyen anlayış. ‘600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası’ diyen anlayış. Dokuzu beş geçe ‘hazırola geçmeye gerek yok’ diyen anlayış. Bunlar ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyen deli Fesli Kadir’in anlayışında olan insanlar ve maalesef en büyük temsilcileri de Erdoğan. Bu adamın damadı YÖK başkanı, kendisinin Diyanet’te etkili olduğu söyleniyor. Bir meczup Türkiye’de yaşayan herkesin gözünün içine baka baka herkesin Atasına ‘kâfir, zalim’ diyor ve işlem yapılmıyor. Bu anlayış bu ülkede var olması bile herkesi üzmektedir. Burada lanetlenmesi gereken bu duaya ‘âmin’ diyenlerdir. Lanetlenmesi gereken bunlara bu cesareti verenlerdir. Biz bu cesareti verenleri lanetliyoruz. Ey Erdoğan, yüreğin yetiyorsa sen de bu cümleleri söyle. ‘İki ayyaş’ dediğin insanlar bu ülkenin kurucularıdır."
"Siyasetçi, mafya iş birliği ortaya saçılmaya devam ediyor. Açıklamalar yapılıyor, bir tek savcı da bu iddiaları araştırmıyor. Binali Yıldırım’ın oğlu maske ve test kiti için Venezuela’ya gitmiş. Bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Gümrüklerde böyle bir kayıt yok. Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım niye gittin? Bunun sorgulanması lazım. Yaşanan kepazeliğe bakın. Devletin resmi kaynaklarından test ve maskeler Venezuela’ya gitmediği ortaya çıkmış durumda. Bu millet aptal mı? Aklımızla mı dalga geçiyorlar? Diyor ki ‘benim oğlum Venezuela’ya test ve maske götürdü’ diyor. Hep beraber biliyoruz. Bu konuda adımlar atılmalıdır. Türkiye adeta mafyaya teslim olmuş durumda."
“Ekonomi iyice kötüye gidiyor. Yılbaşından bu yana asgari ücret 52 dolar eridi. Erdoğan’ın şahsım hükümeti ülkenin 128 milyar dolarını döviz kurlarını düşürmek için arka kapıdan sattı ama dolar kuru 28 Mayıs Cuma günü ülke tarihinin en yüksek seviyesine ulaşarak 8,61 TL oldu. 1 Ocak tarihi itibariyle dolar kuru 7,43’tü ve asgari ücret 380 dolara denk geliyordu. 28 Mayıs günü dolar kuru 8,61 TL’yi gördü ve asgari ücret 328 dolara kadar geriledi. Bir başka deyişle 2021 yılının ilk gününden 31 Mayıs gününe kadar asgari ücret tamı tamına 52 dolar eridi."
"Tarım kredi borçları mutlaka faizsiz ertelenmelidir, faizler silinmelidir. Bizim çiftçimize hibe verilmesi lazım. Maalesef sicili bozuk diye kredi kullanamıyorlar bu mağduriyetler giderilmelidir. Bunun için çaba göstereceğimizi söylemek istiyoruz. Türkiye’nin her yanı talan ediliyor bir yandan taş ocakları bir taraftan maden ocaklarıyla Türkiye talan ediliyor. Haçova’dan Arapgir’e kadar her taraf taş ocaklarıyla madenlerle doğa yok edilmeye çalışılıyor. Hekimhan’dan Arguvanına Akçadağ’dan Kuluncakına kadar maalesef doğamız yerle bir edilmiş ve bu doğa yerle bir edilirken su kaynakları yok edilirken bu insanların tamamı mağdur olmaktadır. Bu konuda duyarlı olduğumuzu ve her türlü yapılacak eylemde yer alacağımızı partimizle örgütümüzle bilmenizi istiyoruz.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Türkiye’de tüm şehirlerde gündemin aynı olduğunu ifade ederken, “Gerçek gündem pandeminin faturasını vatandaşa ödeten iktidardır, açlık sınırının 2830 TL, asgari ücretin 2825 TL olmasıdır, iş bulamadığı için intihar eden işsizlerimiz, ‘artık dayanacak gücümüz gelmedi’ diyen esnaflarımız, yurtdışına gitmek için yanıp tutuşan gençlerimiz, yüzde 15’i aşılanan öğretmenlerimizdir. Ama Bakanlara baktığımızda, sadece turizm sektörü ve turistleri düşünen bir anlayış var” dedi.
Koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında aylardır esnafın kepenk kaldıramadığına dikkat çeken Adıgüzel, “İktidar ise lebalep kongreleriyle övünüyor. İstanbul’un fethini kutlarken Gençlik ve Spor Bakanlığı Boğaz’da eğlenceli kutlama yaptı ama vatandaşa ve esnafa evde kal çağrıları yapılıyor. Almanya milli gelirin yüzde 11’ini pandemi yardımlarına harcadı ama Türkiye yüzde 1,9’unu pandemi yardımına ayırdı. CHP olarak defalarca çözümü anlattık. Hibelerin önemini, kira desteğini, vergilerin alınmaması gerektiğini anlattık. Türkiye’de kasa boş, 5’li çeteyi 19 yıldır doyuramayan iktidar, vatandaşın 128 milyar dolarını da eritti” diye konuştu.