CHP’li Ali Şeker'den Sağlık Bakanı’na: Şehir hastanelerinin yarattığı kamu zararını neden engellemiyorsunuz?

CHP’li Ali Şeker'den Sağlık Bakanı’na: Şehir hastanelerinin yarattığı kamu zararını neden engellemiyorsunuz?

Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında uygulamaya konan şehir hastaneleri projelerine ilişkin Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya bir soru önergesi yönelten CHP İstanbul Milletvekili  Dr. Ali Şeker, şehir hastanelerinin ciddi bir kamu zararı oluşturduğuna dikkati çekti. CHP’li Şeker, son yayınlanan Sayıştay Raporu’nu hatırlatarak “Sağlık Bakanlığı Sayıştay raporunda yer alan bulgular ışığında harekete geçmeli ve oluşan kamu zararlarının devam etmesini engellemeli. Sorumlular hakkında gerekli idari ve adli süreci başlatmalı” diye konuştu.

"Sayılarının 20'yi geçeceği belirtiliyor"

Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında özellikle son yıllarda uygulamaya konan şehir hastanesi projelerinin Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemi ile yürütüldüğünü hatırlatan CHP’li Şeker, “Eylül 2019 itibariyle ülkemizde 8 şehir hastanesi açıldı. İnşaatı devam eden hastaneler ile birlikte bu sayının 2021 yılında 20’yi geçeceği belirtiliyor. Ancak gerek hizmete giren gerekse inşaatı devam eden şehir hastaneleri sözleşme süreçleri, sözleşme içerikleri, hastane yerleşkesi seçimi seçimleri ve vatandaşların hizmete erişimi gibi konular yönünden ciddi eleştirilere sebep oluyor” dedi.

TIKLAYIN - Sayıştay: Şehir hastaneleri aynı işlemi 1 liraya da yapıyor, 335 liraya da

Şehrin dışında, ulaşıma elverişli olmayan bölgelerde yapılan şehir hastanelerinin vatandaşların hizmete erişimini, dolayısıyla halk sağlığını olumsuz etkilediğini söyleyen CHP’li Şeker, “Bunlara ek olarak şehir hastanelerine sözleşme gereği yapılacak olan ödemeler Sağlık Bakanlığı bütçesinde, dolayısıyla Hazine üzerine büyük bir yük oluşturacak. Hizmete giren şehir hastanelerinin konum itibariyle şehir dışında yer alması vatandaşların hastaneye erişimlerinde büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Hizmete giren ve ilerleyen süreçte girecek olan şehir hastanelerinde ulaşım ve dolayısıyla sağlığa erişim sorununun sistematik hale gelmemesi için ne gibi tedbirler alınması düşünülmekte? Şehir merkezinde yaşayan vatandaşların maruz kaldığı Travma vakaları, acil vakalar, acil kalp hastalıkları gibi acilen müdahale edilmesi gereken, gecikildiğinde hasta hayatı açısından büyük risk oluşturan hastalıklara zamanında müdahale edilebilmesi için ne gibi tedbirler alınması düşünülmekte?” diye sordu.

"Sayıştay raporu, kamu bütçesinin yandaşlara rant üretme amaçlı kullanıldığının belgesidir"

Öte yandan Sayıştay tarafından açıklanan Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu’nda şehir hastanelerine ilişkin dile getirilen tespit ve bulguları hatırlatan CHP’li Şeker şunları söyledi:

“Sayıştay raporu kamu bütçesinin ne denli yanlış ve yandaşlara rant üretme amaçlı kullanıldığının belgesidir. Örneğin Kemoterapi ilaç hazırlama alt kalemi için, en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 35599 fark olduğu; Kemoterapi İlaç Uygulama alt kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 552 fark olduğu görülmektedir. TPN ilaç hazırlama hizmeti için, Eskişehir ve Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastaneleri tek kalem ve birim fiyat üzerinden ödeme gerçekleştirmektedir. Adana, Mersin, Yozgat ve Isparta Şehir Hastanelerinde ise, bu hizmet için; kapalı sistem neonatal set, TPN torbası, TPN transfer set ve selektör valve olmak üzere 4 alt kalem ve birim fiyat belirlenmiştir. Kayseri ve Manisa Şehir Hastanelerinde ise TPN ilaç hazırlama hizmeti alınmamaktadır. TPN ilaç hazırlama alt kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 10234 fark olduğu görülmektedir. Kapalı sistem neonatal set alt kalemi için, en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 644 fark olduğu; Selektor valve alt kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 1178 fark olduğu; TPN torbası alt kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 622 fark olduğu; TPN transfer set alt kalemi için en düşük birim fiyat ile en yüksek birim fiyat arasında yüzde 215 fark olduğu görülmektedir” dedi.

"Hizmet sunulmayan kimi işlemler için de hizmet garanti bedeli ödendi"

CHP’li Şeker, “Yapılan incelemede, şehir hastanelerindeki cerrahi setlerin hem nitelik hem nicelik yönünden yeterli olmaması nedeniyle kapanan hastanelerden çok sayıda cerrahi setin sağlık personelince şehir hastanelerine getirildiği ortaya çıkarıldı. Bununla birlikte altyapısı kurulmayan ve hizmet sunulmayan kimi işlemler için de hizmet garanti bedelinin ödendiği belirlendi” dedi.

CHP’li Şeker, “Hizmete giren sekiz şehir hastanesinin miktara bağlı hizmetlerine ilişkin ödemelerde standart bir alt kalem sınıflandırılması bulunmuyor. Ayrıca alt kalemler için belirlenen birim fiyatlar çok geniş bir skalada yer alıyor. Birim fiyatlar arasındaki bu fahiş farkın oluşturacağı bedel kamu tarafından yani vatandaşlarca karşılanıyor. Oysa Bakanlık kamu bütçesinin, vatandaşlarca ödenen vergilerin kullanılmasında ciddi bir titizlik sergilemekle görevlidir” diye konuştu.

CHP’li Şeker, önergesinde aşağıdaki sorulara yanıt istedi:

  1. Sağlık Bakanlığı’nca KÖİ yöntemi ile yapılan şehir hastanelerinin kapasiteleri ve sözleşme bedelleri, her bir hastane için, ayrı ayrı ne kadardır?
  2. 2019 yılının ilk 8 ayı itibariyle şehir hastanelerine Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan ödemelerin içeriği nedir? Bu ödemelerin her bir şehir hastanesi için ayrı ayrı tutarı ne kadardır?
  3. Sayıştay raporunda dikkat çekilen konulara ilişkin yeni kamu zararlarının oluşmaması adına ne gibi tedbirler alınmıştır?
  4. İstanbul şehir hastanelerinin inşaatlarının mevcut durumu nedir? Bu hastanelerin ne zaman hizmete girmesi planlanmaktadır?
  5. İstanbul şehir hastaneleri hizmete girdiği zaman hangi hastanelerin kapatılacağı ve taşınacağı belirlenmiş midir?
  6. İstanbul şehir hastaneleri hizmete girdiği zaman hangi hastanelerin hangi şehir hastanesine taşınacağı belirlenmiş midir?
  7. Sayıştay raporunda dile getirilen birim fiyat farkları arasındaki bu uçurumun sebebi nedir? Bu fiyat farklılıkları sebebiyle oluşan kamu zararı neden engellenmemektedir? Olası kamu zararlarının tespiti ve telafisi için bir soruşturma açılması düşünülmekte midir?