CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Çalışmadan, yorulmadan para kazanan asalaklara sesleniyorum; başaramayacaksınız” diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Onların hamisi sensin, ağababası sensin. Onlara ‘Çalışmadan, yorulmadan para kazanacaksınız. Korkmayın, ben Hazine’den alacağım, garip gurebadan topladığımı size aktaracağım’ diyorsun. Dalga geçer gibi bu asalaklara laf ediyor. Bu asalakları sen ürettin, sen. 20 Aralık gecesi, Ziraat Bankası Genel Müdürü’nün iddia ettiği 1 milyarı (dolar) 17-19 liradan kim sattı, sabah 13 liradan kim aldı? Bunları söyleyin. Daha önce döviz çıkarken bir gecede milyarların sahibi olanlar kim” diye sordu.
Altay, Erdoğan’ın “Dün açıkladığımız program amacına ulaşmıştır” sözlerine de “Pazartesi açıkladığın program, bir gecede 1,5 milyar TL’nin birilerinin cebine girmesidir. Erdoğan’a soruyorum; başarıya ulaştıysa ekmeğin, akaryakıtın, unun, yağın, tuzun, gazın, yumurtanın, biberin, domatesin fiyatları ucuzladı mı? Yok” karşılığını verdi.
Engin Altay, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Altay’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Ekonomi deyince benim aklıma kural ve kaide gelir. Türk ekonomisinde yaşananları şuna benzettim. Bir araba süratle seyrediyor, önünde duvar var, direksiyonu kırmak suretiyle arabayı uçuruma sürüklediğine benzetiyorum. Üç hafta önce burada şöyle söylediğimi hatırlıyorum. Koca Akif yaşasaydı, ‘Bir inat uğruna ya Rab, koca devlet batıyor’ der demiştim. 84 milyon büyük ve ağır bir bedel ödemeye zorlanıyor. Türkiye’de bırakın son yaşadıklarımızı, sadece 2021 yılında döviz ile borçlanan devletin kur farkından zararı 1 trilyonu aştı. Türkiye’nin bütçesi 1 trilyon 750 milyar. İlk günahtan kaynaklı milletin sırtına 1 trilyonluk bir yük yüklendi. Bunun bir bedeli var. İkinci bir günahla devlet, milletin karşısına çıktı. Her şeyin garantisi Amerikan doları oldu. Beyefendi de çok yerli, çok milli. Bunların aklına yerlilik deyince Amerika’daki yerlilik geliyor. Erdoğan’ın yerlilik anlayışı, Amerika’da ikamet eden yerliler.
"Dolarla fiyatları, ekonomiyi bağlamak vahim bir tablo. Yoksuldan alıp zengine verme. Resmi olarak devlet, yoksuldan alıp zengine verme projesini ve projeksiyonunu hayata geçirdi. Hazine ve Maliye Bakanımız ‘Ekonomi gözlerdeki ışıltı’ demiş. Şimdi ayın 20’sinde bir sürü insanın gözünde ışıltılar parladı. Bir avuç azınlığın gözünde ışıltı gördük. Ziraat Bankası’na göre 1 milyar, başka bir bankaya göre 1 milyar 750 milyon dolar döviz bozuldu. 1 milyar doları 18 dolardan bozduran insan, sabah 13 liradan doları geri aldı. Bir gecede 384 milyon dolar artı bakiyeye geçti. Bunların gözlerinde ışık var. Bunu 1 milyar dolar olarak düşünürseniz, 384 milyon dolar, birileri havadan para kazandı. Peki bu zarar, bu fatura kime? Bu da 84 milyona. Birinci günah dövizle borçlanmaydı; hatta sadece o da değil, döviz garantili geçiş-yatış-kalkış-iniş garantisi verilmesiydi. Şimdi vadeli mevduata döviz garantisi geldi. Bu, ikincisinden çok daha büyük bir günah. Bu günahın bedelini bizim çocuklar hesaplayamıyor. Dövize kur korumalı garanti veriyorsun. ‘Sen bu parayı dövize çevirirsen hem faiz hem farkı alacaksın.’ Her şey dolar endeksli. Memur maaşlarını da dolara bağla bir zahmet. Türk parası bu ülkenin namusudur, şerefidir. Bir ülke bu kadar kendi parasını ayaklar altına alır mı ya? Artık itiraz edene Cumhurbaşkanı çok kaba laflar etmeye başladı."
Türkiye, bunu 70’li yıllarda yaşadı. Özal, sonra paylaştı. ‘Dövize çevrilebilir mevduat’ deniyordu. ‘Benim bankada döviz cinsinden para var, vadeli TL’ye çeviriyorum, farkı Hazine’den alıyorum.’ Hazine, biriktirdiğin para. Ne hakkın var, bir avuç azınlığa aktarmaya? Eskiden zenginler fakir fukaraya sadaka dağıtırdı. Şimdi gariban sadaka dağıtacak. Garibandan zorunlu sadaka alınarak zenginin zenginliği artacak. ‘Fakir fukaradan alırım, bir avuç zenginin zenginliğini devam etmesine imkan veririm.’ Böyle kur dengelenmez. Bunu bilmek için iktisat fakültesini bitirmeye gerek yok. ‘Nas’ deyip duruyor ya Erdoğan, dinin hiçbir emrinde zengini zenginleştirmek için fakiri daha fakir yapma diye bir kural yok. Beyefendi, Hazine’nin kasasını bir avuç zengine dağıtacak. Bu Allah’tan korkmamak, kuldan utanmamaktadır.
Beyefendi, faizi güya politika faizi olarak indirdin. Beyefendi, politika faizi yüzde 14’tür. E reel faiz, yüzde 20’nin üzerinde. Merkez Bankası ne işe yarar? Bir fantezi, bir inat uğruna, Türkiye ateşe atıldı. Politika faizini 5 puan indirmenin ne işe yaradığı ile ilgili peş peşe üç cümle kursun, ben bütün iddialarımı geri çekeceğim. Sorum şu. Bu ne işe yaradı? Bundan sebep ne oldu? Çık, doğru dürüst üç cümle ile bize bunu açıkla. Erdoğan, Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı bir araya gelsin, ağa-maraba fıkrasındaki hikayeyi bir düşünsünler.
Nureddin Nebati, ‘Fiyat indirmeyenler nasıl bir Hazine Bakanlığı olduğunu anlayacak’ diyor. Sayın Bakan, 21.12.2012 tarihli Cumhurbaşkanı kararına ek karar salı günü çıkmış. Özetle; ‘Dolar düştüğü için akaryakıt fiyatlarındaki indirimler pompaya yansımayacak, ÖTV’ye yansıyacak.’ Bakan tehdit ediyor. Bizim uzmanların hesabına göre mazot 11.68 idi. Doları 12,5’tan hesaplarsak mazotun 9,5 liraya düşmesi lazım. Bunun indirilemeyeceğini beyan ediyorsun. Bu nasıl iş? ‘Fiyat indirmeyenlerle hesaplaşacağım’ diyorsun, doların düşüşünden dolayı akaryakıt fiyatlarının azalmayacağını ifade ediyorsun. Bu milleti aptal yerine koymaktır. Bari kimseyi tehdit etmeyin. Fiyat indirecekseniz siz indirin. Dolar yükselirken ‘Ne var bunda’ diyenler, şimdi dolar inerken göbek atıyor. İnerken de göbek atıyorsun, çıkarken de göbek atıyorsun. Buz gibi beceriksizlik, buz gibi inatçılık.
Beyefendi ‘Çalışmadan, yorulmadan para kazanan asalaklara sesleniyorum; başaramayacaksınız’ diyor. Çalışmadan, yorulmadan para kazanan, senin bankalarında yüksek miktardaki döviz ve TL’yi tutan ve kur farkından yorulmadan milletin sırtından asalak gibi yaşayanlar. Onların hamisi sensin, ağababası sensin. Onlara ‘Çalışmadan, yorulmadan para kazanacaksınız. Korkmayın, Ben Hazine’den alacağım, garip gurebadan topladığımı size aktaracağım’ diyorsun. Dalga geçer gibi bu asalaklara laf ediyor. Bu asalakları sen ürettin, sen. DDK’yı kur manipülatörleri için görevlendirmişti. Ben DDK’ya soruyorum. 20 Aralık gecesi, Ziraat Bankası Genel Müdürü’nün iddia ettiği 1 milyarı (dolar) 17-19 liradan kim sattı, sabah 13 liradan kim aldı? Bunları söyleyin. Daha önce döviz çıkarken bir gecede milyarların sahibi olanlar kim? Millet perişan, ekmek kuyruğunda millet ama tıpkı 128 milyar dolarda olduğu gibi bu manipülasyonlarla birileri olağanüstü zengin edildi. Pazartesi açıkladığı program başarıya ulaşmış. Erdoğan’a soruyorum. Pazartesi açıkladığın program, bir gecede 1,5 milyar TL’nin birilerinin cebine girmesidir. Erdoğan’a soruyorum; başarıya ulaştıysa ekmeğin, akaryakıtın, unun, yağın, tuzun, gazın, yumurtanın, biberin, domatesin fiyatları ucuzladı mı? Yok. Erdoğan, ‘bölücü, hain, cibilliyetsiz’ dedi; ağza alınmayacak başka şeyler de söyledi. Geçenlerde yeni bir benzetme daha yaptı. Bir hayvana benzetti. Bu benzetme insani olmadı Erdoğan. Ayıp, edep dışı. Erdoğan ile ilgili teşhisimi bir kez daha doğruladı. ‘Azmiyle çıktı, hırsıyla kaybediyor’ demiştim.
Merkez Bankası bu konuyla ilgili bir tebliğ yayınladı. Hazine Bakanı da böyle bir el ilanı yayınlamış. Ya devletsin sen. Bunu Resmi Gazete’ye koyacaksın; bir. Daha koymadın. Yasal dayanağını ortaya koyacaksın; iki. Bence TBMM’den bir kanun çıkarılması gerekir; üç. Burası muz cumhuriyeti değil. Devletin ne kadar ciddiyetten uzak yönetildiğinin başka bir örneği de budur.” (ANKA)