Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, "Enflasyon bir kambur değil, kambur Erdoğan'ın bizatihi kendisidir. Türkiye'de 1970'li yıllarda herkesin dilinden düşmeyen enflasyon canavarı hortlamıştır." dedi.
Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altay, "Ben bu işleri Süleyman Soylu yaptı, emirleri o verdi zannetmiştim, yanılmışım. AK Parti Grubu'nun dün TBMM'de bu genel görüşmeyi reddetmesinden anlaşılıyor ki Ekrem İmamoğlu'na yönelik yapılan bu bel altı tacizi emri Saray'dan verilmiş." ifadesini kullandı.
Samsun'daki Atatürk Anıtı'na yapılan saldırıya tepki gösteren Altay, "Samsun Meydanı'nda Atatürk Anıtı'nı yıkmaya teşebbüs eden meczup sapığın bu cesareti hangi uygulamalardan, söylemlerden aldığını milletimizin düşünmesi, sorgulaması gerek. Herkesin şunu bilmesi lazım: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Atatürk'e dil uzatmak, heykellerine saldırmak, Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını karalamak bu ülkede yapılabilecek en büyük nankörlüktür, şerefsizliktir, ihanettir" diye konuştu.
Enflasyon rakamlarına değinen Altay, "Enflasyonu taze TÜİK Başkanı maşallah Hazine ve Maliye Bakanı'nın öngörüsünü aşmayacak bir limitte ilan etti. Nureddin Nebati yıllık enflasyonun yüzde 50'yi geçmeyeceği hedefini ortaya koydu, taze başkan da 48,7 olarak açıkladı. Ocak ayı enflasyonumuz da 11,1. Neye göre? Talimatlı TÜİK'e göre. Makyajlı enflasyonumuz bile yıllık yüzde 48-49. Gerçek ne? Gerçek öyle değil. ENAG ocak ayı enflasyonunu 15,5 açıklıyor." ifadesini kullandı.
Altay, ÜFE'nin ise yüzde 93 olduğuna işaret ederek "Buradan 84 milyona söyleyeyim, bugün TÜİK'e göre ÜFE yüzde 93,5 ise bilin ki iki ay sonra TÜİK bile yıllık enflasyonu 90'ın altında gösteremez çünkü üretici fiyatları iki ay sonra tüketici fiyatlarına yansır" dedi.
Türkiye'deki bir aylık ocak ayı enflasyonun dünyanın 158 ülkesinin 12 aylık enflasyonundan daha yüksek olduğunu vurgulayan Altay, üretici fiyat endeksine dayalı yüzde 93'ün iki ay sonra çarşıya, pazara yansıyacağını söyledi.
Altay, enflasyon rakamlarına ilişkin tabloyu basın mensuplarına göstererek "Allah aşkına bu bir düşüş mü? Hani bunlar Ay'a sert iniş yapacaktı ya bunlar Ay'a gidemez de enflasyon jet hızıyla Ay'a gidiyor. Bu grafik belki çok ilgi çekmeyebilir ama bu belge İstanbul, Güngören, Bağcılar, Arnavutköy'de pazara çıkan vatandaşların elini yakıyor, cebini deliyor. Tablo bu. Şu tablo devletin envanterinde böyle dururken beyefendinin milletin karşısına çıkıp 'Enflasyon düşüşe geçti.' demesini de hayret ve ibretle izliyorum. Asgari ücretin 1000 lirası cebe girmeden gitti" diye konuştu.
Erdoğan'ın, "akıl dışı, ahlak dışı, bel altı yöntemlerle yürütülmeye çalışılan muhalefet tarzının kendilerini üzdüğü" şeklindeki sözlerini hatırlatan Altay, şöyle devam etti:
"Şimdi örnek çoğaltırız da ben iki akıl dışı, iki ahlak dışı, bir de bel altı örnek vereyim. Akıl dışılık şudur: Emperyalistlerin gazına gelip 'Bir hafta sonra Emevi camisinde namaz kılacağım.' deyip üç ay sonra Türkiye'ye 5 milyon Suriyeliyi doldurmaktır. Akıl dışılık arıyorsan Erdoğan bu uygulamana bir bakacaksın. Bir akıl dışılık daha söyleyeyim; bir kehanet üretti beyefendi, hiçbir ekonomik literatürde olmayan bir kehanet, 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur.' dedi. Kuru, enflasyonu, faizi patlattı ve millet bunların altında inim inim eziliyor. İşte bu akıl dışılığın çok somut bir örneği. Ahlak dışılığa örnek çok. Mesela KPSS'de alanında Türkiye birincisi olan gencimizi mülakatta elemek ahlak dışılıktır."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun MOBESE görüntülerinin yayınlanmasının bel altılık olduğunu dile getiren Altay, "Ben bu işleri Süleyman Soylu yaptı, emirleri o verdi zannetmiştim, yanılmışım. AK Parti Grubu'nun dün TBMM'de bu genel görüşmeyi reddetmesinden anlaşılıyor ki Ekrem İmamoğlu'na yönelik yapılan bu bel altı tacizi emri Saray'dan verilmiş. Erdoğan'a şunu hatırlatmak isterim: Siyasette ve toplumsal yaşamda akıl dışılık, ahlak dışılık ve bel altı yöntemler FETÖ ile birlikte Türkiye'de icat ettiğiniz işlerdir." ifadesini kullandı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Osman Kavala kararını anımsatan Altay, "Beyefendi, 'Bizim mahkemelerimizi tanımayanları ben hiç tanımam.' diyor. Peki Osman Kavala ile ilgili verilmiş bir mahkeme kararı an itibarıyla var mı? Var. Bir tane var, beraat kararı var. Kavala beraat ediyor, sonra başka bir uyduruk soruşturma evrakıyla Kavala tekrar tutuklanıyor ve dört yıldır içeride yatıyor adamcağız. Dört yılda bitmeyen dava olur mu? Kavala bir tutuklu değil, rehin" dedi.
Erdoğan'ın da 1999-2002 yılları arasında AİHM'e üç defa başvurduğunu anlatan Altay, "Birinde adil yargılama talebinde bulundun, birinde de milletvekili adayı yapılmadığın için koşa koşa AİHM'ye gittin. Nasıl olacak? Sana gelince hem cam kenarı hem hostes koltuğu, muhalefete gelince otobüsün bagajı öyle mi? Böyle bir şey olmaz" dedi.
Engin Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan'ın açtığı ve mahkum edildiği manevi tazminat davalarına karşı AİHM'ye başvurduğunu belirterek, "Ne oldu biliyor musunuz? AİHM, Genel Başkanı'mıza 13 bin avro tazminat ödenmesine hükmetti. Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'na 13 bin avroyu niye tıpış tıpış ödedin? Hani tanımıyordun, hani AİHM kararları seni bağlamıyordu?" diye konuştu. (AA)