CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, “Adalet Bakanlığı'nın 2021 verilerine göre Türkiye cezaevlerinde yaklaşık 345 çocuk, 780 de bebek anneleriyle birlikte cezaevinde tutuluyor. Bu konuda hassasiyetimizi dile getirdik ve bir yasal düzenleme önerdik. İktidar oralı olmadı” açıklamasını yaptı.
Aydoğan Türkiye’de çocuk olmanın zorluklarına değinerek, "çocukların daha sağlıklı ortamlarda yaşamasına ilişkin TBMM’ye sundukları önergelerin ve kanun tekliflerinin havada kaldığını ve bu bağlamda somut adımlar atılmadığını" açıkladı.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuklar için TBMM'deki önerileri üzerinden iktidarın konuya bakışını değerlendiren Aydoğan, çocuk yoksulluğu, suça sürüklenen çocuklar, cezaevlerindeki çocuklar, çocuk işçiliği ve istismarı konuları üzerine özel olarak eğildiklerini belirtti.
Aydoğan açıklamasında, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı günü bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, çocuklara armağan etmiş. Meclis’in varlığı en çok da çocuklar için anlamlı olmalı. Meclis’in çocukların sağlıklı bir ortamda yaşamasını sağlamak konusunda sorumluluk almasının zamanı çoktan geçmiş durumda. Örneğin, Adalet Bakanlığı'nın 2021 verilerine göre Türkiye cezaevlerinde yaklaşık 345 çocuk, 780 de bebek anneleriyle birlikte cezaevinde tutuluyor. Bu konuda hassasiyetimizi dile getirdik ve bir yasal düzenleme önerdik. İktidar oralı olmadı."
Çocuk istismarı vakalarında artış olduğunu ifade eden Aydoğan'ın açıklaması şöyle:
“Özellikle pandemi döneminde ülkemizde çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarında artış olduğu gözlemleniyor. Adalet Bakanlığı'nın 2019 yılı verilerine göre "cinsel dokunulmazlığa karşı suç" kapsamında, 49 bin 57 dava açılmış. Bunların 22 bin 689'u çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarını oluşturuyor. Bu çok ciddi bir rakam ve ne yazık ki konu üzerinde herhangi bir tasarruf yapılmıyor. Bu üstü örtülecek bir mesele olamaz. Meclis’e “reform” adı altında getirilen paketlerin hiçbirinde çocuk istismarı, yoksulluğu ya da işçiliği ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmiyorlar ve buna reform diyorlar."
Çocuk işçiliğinin geldiği noktaya da değinen Aydoğan değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Ülkede 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bin olmuş. 2021 Mart ayı TÜİK verileri bunlar. Bu istatistiklerde 1.5 milyona ulaşmış olan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenciler yok. Bütün bu sayılar birleştirildiğinde Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi olduğunu söylemek mümkün. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG), 2021 verilerine göre çocukların yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi, yüzde 45,5’i ise hizmet sektöründe çalışmak zorunda kalıyor. Yüzbinlerce çocuk sokakta ya da ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyor. Bu konunun da Meclis çatısı altında araştırılmasını ve çözüm için çalışılmasını önerdik fakat ne yazık ki iktidar bu vicdan yaralayan soruna da kulakların tıkamış. The Economist'in 2019 yılında 60 ülkeyi kapsayan çocukların güvenliğine yönelik bir araştırmasında yüzde 56.7 ile listenin 18’inci sırasında yer almışız. Bunun en temelinde yasaların ve uluslararası sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmemesi yatıyor. Bu konu özelinde de ısrarla bir araştırma komisyonu kurulmalı dedik sonuç her zaman olduğu gibi aynı. İktidar, yarattığı kötülük sarmalında sürüklenen çocuklara arkasını dönmüş durumda. Meclis bu hassas konunun takipçisi olmalı ve derhal sorumluluk almalıdır.”