CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Sayıştay’ın 2021 denetim raporlarına ilişkin "Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan, en eski devlet kurumu Sayıştay’ın iktidar tarafından ciddiye alınmaması sorumsuzluktan, rezaletten başka bir şey değildir" dedi.
CHP'li Ensar Aytekin, yayımlanan Sayıştay raporları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Ensar Aytekin’in açıklaması şöyle:
"Tek adam yönetiminin dayattığı sistem, devlet kurumlarını erezyona uğratmış, tüm kurumlarda ciddiyetsizlik egemen olmuştur. Bu ciddiyetsiz tavrı, Sayıştay raporlarında da görüyoruz. Yangın söndürmek için bile Cumhurbaşkanının olurunu bekleyen AKP’nin, bürokrasinin başına koyduğu iş bilmez kişiler, kurumların özgül ağırlığını da ciddi şekilde yaralamıştır.
Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına kamu kurumlarını denetleme görevini yerine getiren, 1862’ten beri de var olan en köklü kurumlardan birisi. Yani ciddiyeti tarihinden gelen, gücü millete dayanan kurum. Özellikle son 5 yılda, kamu kurumlarındaki raporları ile Ekim ayı itibarıyla ülke gündemine giren de bir kurum. AKP’liler, CHP’li belediyeleri denetlemek için kâh İçişleri bakanlığının kâh Sayıştay denetçilerini sıklıkla kullanır. Ama iş kendilerini denetlemeye geldiğinde ise kurumun ne söylediklerini umursamazlar. Bunun son örneği Sayıştay’ın 2021 denetim raporları. Elbette konuşulacak çok konu, her bir kurum için yapılacak çok fazla değerlendirme var. Ama raporlara genel olarak baktığımızda, Sayıştay’ın ciddiye alınmadığı, ‘nasılsa kurumu yönetenler bizim bürokratlar’ dediklerini net olarak görüyoruz
2020 incelemelerinde sadece genel bütçe kapsamındaki kuruluşlarda Sayıştay tarafından 194 hata tespit edilmiş. Sayıştay bunu düzeltin demiş, raporuna yazmış. Aradan bir yıl geçmiş, denetçi kuruma gitmiş, toplamda tespit edilen 194 hatanın 136’sı hiç düzeltilmeden aynen devam etmiş. 58’ini ise kısmen düzeltmiş. Özetle kurum, Sayıştay’ı ciddiye almamış. Bu çürümenin ispatıdır. Sayıştay TBMM adına denetim yapan üst kuruluştur. Milletin vekillerinin önergelerine cevap vermeyenler, millet adına denetim yapan kurumu da umursamıyor.
Raporların büyük çoğunluğunda basiretsizlik ve çürüme görülüyor. Öyle ki Sarayın istatistik ofisi TÜİK tablolarını Sayıştay’a sunmuyor. Dolayısıyla denetim raporu yok. Böyle bir saygısızlık normalde olamaz. Açıkladığı verilerle milletle dalga geçen TÜİK, millet adına denetim yapan kuruma da hesap vermiyor. Çünkü saraya güveniyor.
Tüm kurumlarda skandala varan işler var. Örneğin Merkez Bankası’nda personelin ailelerinin sağlık giderleri kuruma ödettiriliyor. Bu iki yıldır Sayıştay denetçisi tarafından bulgu olarak işleniyor. 'Bu suçtur, zarardır' diyor. Ama bağımlı Merkez Bankası’nın tüccar başkanının personelleri ‘siz bakmayın rapora aynen devam edin’ diyor. Böyle bir aymazlık tarihte görülmemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Sayıştay’a sunduğu tablolara bakıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda aldığı faizle gündeme gelmişti. İki senedir faaliyet tablosunda ne hikmetse diğer gelir diye bir kalem açılmış ve faiz geliri kalemi çıkarılmış. Pekâlâ, diğer gelir miktarı ne kadar diye bakıyoruz. 58 milyon 17 bin 792 lira. Şimdi bu miktar faiz geliri değilse, o zaman buyursunlar açıklasınlar bu gelir neymiş öğrenelim.
Devlet kurumlarının ciddiyeti olur. Bu ciddiyet, halkına duyduğu saygıdan beslenir. Ama kurumları yönetenler, bu şekilde israfların hesabını vermek zorundalar. Bu raporlar biliyoruz ki buzdağının görünen kısmı. Bunların hepsinin hesabını soracak, halkın parasına göz dikenlerin burnundan fitil fitil getireceğiz."