CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşında imam nikahıyla evlendirmesinin ardından; “13 yaşında, 12 yaşında doğum yapan çocukları görmüşüz. O parti, bu parti benim umurumda değil. Benim gördüğüm sapık bir zihniyet. Maalesef ki gizli arazilerde kurdukları binalarda faaliyetler yürütüyorlar. Devleti bunlardan temizlemek zorundayız. Suça karışmış, bu tür pisliğe karışmış midemizi bulandıran bu cemaat ve benzeri vakıflara gereken yapılmalı" dedi.
Samsun’da CHP İl Başkanlığı’nda gündemi değerlendiren CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, şunları söyledi:
“Bugün Samsun’da olduğum için çok mutluyum. İlkadım’ın şehir, milli mücadelenin ilk başladığı yer, o yüzden Samsun bizim için çok kıymetli, Samsunlular bizim için çok kıymetli, biliyorsunuz ki seçime çok kısa bir süre kaldı. Büyük sıkıntıları var bu ülkenin, Türkiye’nin her yerini geziyoruz. Türkiye’de temel iki sorunun olduğunu görüyorum. Ekonomi ve sığınmacı problemi. Ne kadar görüyorsunuz bilmiyorum ama Mersin’de hep şunu söylüyordum, bir apartman yöneticisi seçsek bazı ilçelerde Suriyeli kazanır, bazı okullarda çocuklar sınıf başkanı seçseler derken ikisi de oldu. Bir okulda sınıf başkanı Suriyeli bir çocuk oldu. Birçok apartmanda yönetici Suriyeli oldu. Bugün Hatay’da bugün Mersin’de, bugün İstanbul’da bazı hastanelerde, dünyaya gelen her çocuktan bir ya da iki tanesi Suriyeli. Böyle olursa 15 yıl gibi bir süre içerisinde maalesef ki ülkemizde 20 milyona yakın Suriyeli olacak. Sürekli doğan, sürekli büyüyen dönmeyen bir sığınmacı kriziyle karşı karşıyayız. İlk sözümüz bunu çözmek zorundayız, çözeceğiz, peyderpey pey Suriyelileri ülkesine yollayacağız. Bugün bu seçimin en önemli konularından birisi sığınmacı.
İkincisi ekonomi. Arabayı park ettik il binamıza kadar yürüdük, en az 10 tane ağıt işittim Samsun’da. Ne zaman gidecekler diyor Samsunlu vatandaşlar sokakta gitsinler artık nefes alalım diyor insanlar. Gerçekten de öyle bakın, insanlar et alamıyor, kasaplar tavuğun etini sıyırıyor eskiden o kemikleri çöpe atardı, şimdi 20 liraya satıyor, tavuk kemiği için sıra var kasaplarda. Bayat ekmek kuyruğu var. İnsanların beyaz eşyası bozulduğu zaman, eyvah diyor, çünkü buzdolabı alamıyor bugün, bir buzdolabı ortalama, 30 bin lira. Balkonda etini, zeytinini, peynirini saklamak zorunda kalıyor ve bu durumdan utanmayan bir iktidar var. Ekonomi, artık işçi, emekli, asgari ücretli, köylü nefes almak istiyor. Samsun’da yolda çeviren, emekli amcamın dediği gibi, 'geçinemiyorum' diyor. Bugün 10 binlerce kira tespit davası ve tahliye davası var. Soruyorum sayın başkan, bir yıl, bir buçuk yıl önce bin 500 lira olan kira yedi bin beş yüz lira diyor. Saray'da oturan Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum 7 bin beş yüz lira kira hiç üzülmüyor musun bundan? 28 milyon insan icrada, hiç üzülmüyor musun bunlardan? Demek ki ekonomi insanlara nefes aldıracağımız ikinci uğraşımız çabalarımız ekonomiyi düzeltmek. Ezilen kesime ilk bir yıl içerisinde nefes olabilmek."
Üçüncü sorunu da 3 gündür konuşuyoruz. Aslında Ensar, aslında Aladağ’daki yangında, aslında birçok münferit olayda, yaşamıştık. Ama unuttuk, maalesef unutuyoruz. Maalesef günlük yaşıyoruz biz. İşte 6 yaşında bir kız çocuğunu 'gelin' olarak verildiğini Hiranur Vakfı tarafından kurucusu tarafından üzülerek öğrendik. Timur Soykan çıkardı bunu, Timur Soykan çıkardı dün Twitter’da bakıyorum sosyal medyada birçok gereksiz tipleme, 'Timur Soykan tutuklansın' diyor. Tabi Timur tutuklansın, Hiranur Vakfı'nın başkanı serbest kalsın, köşkte otursun Süleyman Soylu ’da ritim versin öyle mi? Ya utanın biraz utanın! Türkiye’nin sorunu artık, birçok ilde, onlarca çocuk evliliği olmuş. 13 yaşında, 12 yaşında doğum yapan çocukları görmüşüz. O parti, bu parti benim umurumda değil. Benim gördüğüm sapık bir zihniyet. Maalesef ki gizli arazilerde kurdukları binalarda, faaliyetler yürütüyorlar. Devleti bunlardan temizlemek zorundayız. Suça karışmış, bu tür pisliğe karışmış midemizi bulandıran bu cemaat ve benzeri vakıflara gereken yapılmalı. Hiç kimse bunları avukatlığını yapmasın. Hiç kimse, avukatlık yapacaklarsa, o kızın tarafında müdahil tarafta gelsin avukatlık yapsınlar.
Ayıp ya, bu işin suçlusu Timur Soykan oldu, bunu konuşanlar oldu. Onlar aklandı, iftira atıyormuşuz ve buradan bir de yargıya sesleniyorum. Bir tweet attığımız için, bizi yargılayan, bir konuşmamızdan dolayı, iki saat içerisinde gece pijamasını giyen savcılar, jet hızıyla karar veren hakimler, hala bir tutuklama kararınız yok neden? Neyi bekliyorsunuz? Daha fazla insanları yargıdan soğutmayın. Yargıya olan güven yüzde 20 ama bu olayda bir karar vermediğiniz için, adli tıpta dönen dolaplara, savcılıkta dönen hilelere ses çıkaramadığınız için yüzde 10’lara düştü. Sizin de belki haklı bir yönünüz var.
'O küçüğün rızası var' diyen bir Adalet Bakanınız var. Bekir Bozdağ’ı bir kez daha istifaya çağırıyorum. Sen bu ülkeye yakışmıyorsun. Sen bu ülkenin Adalet Bakanı olamazsın çünkü 6 yaşındaki çocuk ve o çocuklar gibi mağdur olan, yüzlerce çocuk gelinin Aladağ’daki olayların sorumlusu sensin Bekir Bozdağ. O yüzden bunların hepsini hep beraber çözeceğiz.
Laiklik, laik cumhuriyet çok önemli. Bir kez daha gördük, dinimizi geliştirecek, dinimizi öğretecek tek kurum var. Diyanet, diyaneti kim kurdu? 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkıp bu vatanı kurtaran, Cumhuriyet', kuran Mustafa Kemal Atatürk kurdu. Neden? Dini geliştirsin, dini dünyaya anlatsın diye. 6 yaşında kızını gelin veren bu tür sapkınların, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla resim çektirsin diye kurmadı Diyaneti. O yüzden geldiğimizde diyanet dinimizle ilgili, camilerle ilgili, eğer çocuklar dini öğrenmek istiyorsa, diyanete bağlı, diyanetin, devletin denetimindeki yerlerde dinini öğrenecek ve bunun önlemini alacağız. Bugün devletle iç içe geçmiş ve devletten beslenen devlete hâkim ve savcı veren, holding gibi yönetilen, kirli cemaatlere yer yok ve olmayacak. O yüzden seçim yakın, sorunlar mevcut, 81 il başkanımız, ilçe başkanlarımız 17 ilçemiz var yöneticilerimizle büyük bir mücadeleye gireceğiz. 5 yaşında ya da 11 yaşında ve çocuk yaşta bebekle oynaması gereken çocuklarımız eğer bebek doğurmak durumunda kalıyorsa, çok işimiz var demektir. Onlara karşı sorumluluğumuz var demektir. Bu ülkeyi aydınlığa refaha huzura ve sığınmacılardan kurtarmaya 85 milyonun ihtiyacı var demektir. Bunu da hep beraber beraberce yapacağız diyorum. Güzel günler yakın." (ANKA)