Akkuyu NGS Projesi'nde yüklenici firma değişiminin ardından CHP Mersin milletvekili Ali Mahir Başarır, Uluslararası anlaşmalar burada çok önemli. İktidara geldiğimiz zaman zaten sözleşmenin bir tarafı olacağız. Bizim de bir enerji bakanımız olacak. Ve bu sözleşmeyi masaya yatıracağız: Uluslararası teamüle ve hukuka uygun yapılmış mı? İş mevzuatımıza uygun mu? Biz bu projeden kurtulmak istiyoruz" dedi.
Yeşil Gazete'nin haberine göre; Mersin‘de inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nde (NGS) projenin büyük ortağı Rus devlet enerji şirketi Rosatom‘un, müteahhit firma Titan2-IC İçtaş ile sözleşmesini feshetmesinin ardından çalkantılar sürüyor.
Avukat Ali Mahir Başarır, CHP’nin Akkuyu NGS ile ilgili planlarına ve iktidarı devralmaları durumunda enerjiye dair politikalarına ilişkin şunları söyledi:
"İktidara geldiğimiz zaman zaten sözleşmenin bir tarafı olacağız. Bizim de bir enerji bakanımız olacak. Ve bu sözleşmeyi masaya yatıracağız: Uluslararası teamüle ve hukuka uygun yapılmış mı? İş mevzuatımıza uygun mu? Biz bu projeden kurtulmak istiyoruz.
Zaten orası deprem bölgesi. Zemininde sürekli yapıldığından beri çatlaklar oluyor. Aslolan çevrenin korunmasıdır. Biz bu dertleri çekmek istemiyoruz. Evet, biz geldiğimizde zaten orayı ortadan kaldırıp tekrar eski haline, ağacına, denizine, yeşiline, doğasına kavuşturmak istiyoruz.
Uluslararası anlaşmalar burada çok önemli. Rusya da bizi anlayacaktır. Rusya kendi toprak bütünlüğü için neler yapabiliyor görüyoruz: İnsanlar ölüyor ve bütün dünya seyirci kalıyor. Topraklarımıza buna karşı çıktığımızda anlayacaktır diye düşünüyorum. Putin’in böyle bir söz hakkı yok, böyle bir sitem etme hakkı yok. Türkiye Cumhuriyeti topraklarının güvenliği ile ilgili 84 milyon karar verir, bizim için o karar önemlidir. Bu iktidar için bunlar önemli değil, 33 kişi şehit edilirken Putin’in kapısında bekleyebilir, ABD‘ye ağzını açmayabilir. Ama biz böyle bir iktidar olmayacağız, herkes haddini bilecek; Akdeniz‘de, Akkuyu’da Mersin’de söz hakkı bizim olacak."
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘millileştirme’ çağrısının hatırlatılması üzerine ise Başarır, "Millileştirmekten kasıt nedir bilmiyorum ama biz zaten bu projenin kendisine karşıyız. Millileştirme projelerimiz var: Mesela Osmangazi köprüsü, 1915 Köprüsü, yeni havaalanında garantileri ortadan kaldırıp tamamen 84 milyonun emrine açmak gibi planımız var. Ama biz topraklarımızda hiçbir tehdit istemiyoruz, santrale tamamen karşıyız" diye konuştu.
Ali Mahir Başarır, partisinin enerji politikasını ve yenilenebilir enerjiyle ilgili yönelimini ise şöyle anlattı:
"Enerji politikamızda nükleer yok. Bu proje başladığından beri biz orada köylülerle, STK’larla birlikte mücadele verdik. Başından beri nükleer santrallere, Sinop‘ta da Mersin’de de, karşı çıktık. Türkiye sadece güneş enerjisiyle ihtiyacını karşıladığı gibi elektrik fazlası bile kalıyor. Yeter ki buna yatırım yapılabilsin. Ama şu ana kadar hiç yapmamışız. Bu konuda belediyelerimiz zaten çalışmaya başladı. Örneğin Mersin bundan sonuç almaya başladı. Demek ki biz devlet olarak öncü olduğumuzda sonuç alabileceğiz.
Bunlarla ilgili enerji politikalarından sorumlu başkanımız Ahmet Akın ve konunun uzmanları yaklaşık dört yıldır çalışıyor. Bu projeleri de seçimlerde açıklayacağız. Biz temiz enerji istiyoruz, topraklarımızda tehlike istemiyoruz. Tehlike olmaz demeyin, dünyada her ihtimal gerçekleşiyor: Çernobil‘de hala ot bitmiyor. Türkiye toprakları güneş enerjisi açısından çok zengin, bu zenginliğini kullanmalı.
Başarır, projedeki sözleşme feshine ve son gelişmelere dair de şu değerlendirmeleri yaptı:
Şimdi burada bir şirket kuruyorsunuz ve bunun yüzde 51’i her koşulda, tarihler boyunca Rusların olmak zorunda. Akkuyu NGS’nin tek söz sahibi Ruslar olacak, her zaman. Türkiye’nin enerji sorununu çözecek bir proje gibi anlatılıyor, enerji alım garantisi veriliyor ama kilovat saati 12,35 sentten, piyasanın dört katı pahalıya alım garantisi veriyorsunuz.
Ruslara okul, kilise yaptırıyorsun, arazilerini konutlarını veriyorsun, onlar için her şeyi de yapıyorsun; ama bizim hiçbir şeyden haberimiz yok. Akkuyu projesinde milli diyebileceğimiz hiçbir unsur kalmadı. Tamamen Rusların yönetiminde, tamamen Rusların kontrolünde.
Rusya’nın her zaman yüzde 51’ine sahip olacağını söyleyen bu madde Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne bekasına duruşuna yapılan bir saldırı.Olmaz. Bunu kabul edemeyiz.
Ben Mersin milletvekiliyim. İşçi ölümü, kazalar olduğunda yerinde inceleme yapamıyorum, inşaatta neler olup bitiyor göremiyorum. Bu ülkenin milletvekilleri kendi topraklarındaki bir tesise giremiyor. Bunu bana açıklayabilirler mi? Her şey böyle gizli, kapalı… Sonra ne görüyoruz: Birden sözleşme iptale ediliyor. Kimle yapılıyor: Tamamen Ruslardan oluşan bir şirketle.
İçtaş’ın çok hataları vardı. İşçi kıyımı yapılıyordu. İşçiler ölüyordu. Her hafta bir iş kazası oluyordu. İşçiler dövülüyordu. Yemekhanede sıkıntılar çıkıyordu. Bunları biliyoruz. Ama bu sözleşme neden feshedildi? Çıkın bunun sebebini açıklayın. Biz bilmek zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar gizli; bu kadar kapalı kapılar ardından yönetilemez.
Bakanlığın fesih ile ilgili açıklaması, utanç verici bir açıklamadır.Türkiye Cumhuriyeti, kendi topraklarında yapılacak bir tesis için kendine yakın bir şirket ve Ruslar arasında aracı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti karar veren merci olmalıdır. Bakan olarak tüm söz hakkını Ruslara verirsen, bir Bakan değil, uzlaştırıcı olarak arada kalırsın. Ama büyük çoğunluk sende olsa onlar gelip kapını çalar. İşte sıkıntı da buradan kaynaklanıyor; ortada bazı kirli ve kafa bulandırıcı ilişkiler var. Takip etmeye çalışıyoruz ama inanılmaz bir gizlilik var.
AKP için para varsa, kendileri için bir menfaat varsa, herkesi kapının önüne koyarlar: İçtaş da bunlardan bir tanesi.
Topraklarımızda şirket kurulacak, tesis yapılacak, biz söz sahibi olamayacağız ve dört katı kadar fazla elektrik alacağız. Neden? Defalarca sorduk, cevap vermediler. Biz karşı çıktığımız için ‘CHP buna da karşı’ diyorlar. Bu iktidar kolaycılığı seçiyor ve kendi topraklarında bunu Ruslara taviz vererek yaptırıyor. Korkarım ki, zaten böyle bir para alışverişi varsa, zaten zerre kadar söz hakkımız yoktur."
Rusya‘nın Akkuyu NGS Projesi için Türkiye‘ye üç hafta içinde 15 milyar dolar göndereceğine ilişkin iddialarla aynı gün, santralin yatırım sahibi Rus devlet enerji şirketi Rosatom, Türkiye’de santralin inşaatını üstlenen firma Titan2-IC İçtaş ile anlaşmasını ‘usulsüz harcama, inşaatta gecikme ve iş güvenliğindeki eksikler’ gerekçeleriyle feshetti.
Yeni anlaşma, Rusya merkezli Montajno-Stroitelnoye Upravlaniye No 90, Konsern Titan-2 ve Sosnovoborelektromontaj anonim şirketleri tarafından Ekim 2019’da Mersin’de kurulmuş olan TSM Enerji ile yapıldı.
IC İçtaş, yaptığı açıklamada feshin hukuksuz olduğunu, esas amacın ‘projenin yönetimindeki Türk şirketlerinin varlığını azaltmak ve taşeron seviyesine indirgemek olduğunu’ söyledi ve konuyu Londra Tahkim Mahkemesi‘ne götüreceğini duyurdu.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Meclis‘te “Daha birkaç gün önce dördüncü ünitenin temel atma törenine Rosatom müdürü ve Enerji Bakanı Dönmez birlikte katıldı. Bir hafta içinde ne oldu da sözleşme feshedildi? Siyasi iktidar bunları araştıracak mı?” diye sordu.
İyi Parti lideri Meral Akşener de ‘Rusya ile kurulan asimetrik ilişki biçiminin artık sürdürülebilir olmaktan çıktığına’ vurgu yaptıarak hükümeti santrali millileştirmeküzere gerekli adımları atmaya davet etti:
“Akkuyu’da yapılan hukuksuz fesih işlemi, Türk şirketinin tasfiye edilerek ülkemizin nükleer enerji alanındaki gelişimini engellemek anlamına geliyor. Bu kabul edilemez.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, hükümetin enerji politikalarını ve Akkuyu’daki alım garantisine vurgu yaptı:
“Erdoğan hemen hemen her alanda teslim alınmış durumda. Devlet kasası tamtakır. Düne kadar hakaret ettiği yabancı liderler önünde bugün önünde eğiliyor.Bütün bunları iktidarda kalmak için yapıyor. Bu durumda tabii Erdoğan üzerinden Türkiye’de at koşturanlar Erdoğan’ın gitmesini istemezler.
Rusya ya da herhangi bir ülke bu durumdan cesaret alıp Türkiye’yi adeta bir sömürge ülkesi zannetmemelidir. Düşünün ki sizin ülkenizde nükleer santral yapılıyor, sahibi başkası, işleticisi başkası, üstelik bir süre sonra size de devretmeyecek, tamamen onun malı. Dünyada ilk ve tek.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, konuya ilişkin dört gün sonra yayımladığı açıklamada, Taraflar arasında ihtilafların yaşandığını, bu süreçte Bakanlığın ihtilafın çözümü için gerekli girişimlerde bulunduğunu söyledi:
“Önceliğimiz, projenin başından bu yana inşaat sahasında hizmet veren bütün yüklenicilerin ve çalışanların aleyhine bir mağduriyet oluşmaması ve projenin zamanında devreye alınmasıdır. Daha önce olduğu gibi, yine bu çerçevede girişimlerimiz sorunların çözümü için devam etmektedir. Taraflara da böyle bir projede daha sağduyulu ve yapıcı bir görev düştüğünü bir kez daha hatırlatmak isteriz.”