CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u ve Dezenformasyon Bültenini eleştirdi. Berberoğlu, “Hükümeti destekleyen medya hiç yalan, yanlış, hatalı bir iş yapmamış mı? Zaten hükümet medyasının tek bir kaynağı var o da küçük başkan, sabah kalkıyor o gazetelere hangi manşet atılacağını saptıyor, akşam yayına giden sözde habercilere ne anlatacağını, nasıl saçmalayacağını fısıldıyor. Tabii ki o haberlerle ilgili hiçbir sorunu yok. Ama eğer bu formatın dışına çıkarsanız mukadderdir ki sizin haberleriniz hep yalan olacak. Çünkü kendi bildiğinden başkasının zaten yayınlanmasına karşı kişilik olarak. Küçük başkan bu yöntemlerle muhalif medya siner, sinmekle kalmaz kapısında beslenenlere döner zannediyorsa maalesef çok yanılıyor, avucunu yalar” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi görüşülüyor. İletişim Başkanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ise şunları söyledi:
“İletişim Başkanlığı diye anılmakla birlikte iletişimden başka her konuya musallat olan, muhatap olduğu medyayla kanlı bıçaklı baskı kurmaya çalışan, soğuk savaş aktörlerinin bile parmak ısıracağı kadar kara propaganda üreten bir kurumun üzerine söz aldım. Yıllardır bu kişiye özel yaratılan İletişim Başkanlığı’nın icraatlarını genel anlamda, hukuk çerçevesinde, eski mesleğimle alakalı tecrübeler ışığında anlatmaya çalıştım. Misal; muhalif medyaya kesilen haksız, yersiz, hukuksuz cezalar. Misal: Aralarında benim de bulunduğum keyfi basın kartı mağduriyetleri. Bunları defalarca anlatmama rağmen gördüğüm kadarıyla sessiz kalarak bu suçlara adete onay verdiniz, ortak oldunuz. Bu sefer veda bütçesinde İletişim Başkanı, küçük başkanın icraatlarını anlatmayı deneyeceğim.
Küçük başkanın önce görev tarifiyle başlayalım. İletişim Başkanlığı bu ülkedeki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tanıtımını amaçlar. Burada hiçbir problem yok. Yani Cumhurbaşkanının ve kabinesinin icraatlarını, fikirlerini hiçbir ayrım gözetmeden Türkiye’nin 85 milyonuna anlatmakla mükelleftir. Peki böyle mi yapıyor? Matbuatın yarısı yasaklı. Özellikle benim okuduğum gazetelerin, televizyonların cumhurbaşkanını bırakın izlemeyi, soru sorma hakkı yok. Bu nasıl iletişim? Aynı İletişim Başkanı Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yönetimiyle mutabık olmayan eleştiren insanların, yazan çizenlerin görüşlerini de Cumhurbaşkanına iletmesi lazım. Bunu da yapmıyor, kendi çalıyor kendi oynuyor, propaganda yapıyor.
Gelelim mesleki ehliyetine… Yani ne diyeyim; ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.’ Küçük başkanın tıpkı ağabeyi gibi konuşması çok süslü, belagati kuvvetli ama icraata gelince bir felaket. 9 haftadır çıkan Dezenformasyon Bülteni, çok üstüne vazifeymiş gibi ‘bu memlekette ne kadar çok yalan, yanlış haber var, aslında Dezenformasyon Yasası ne kadar gerekliymiş’ bunu ispatlamak için 9 haftadır böyle bir bülten çıkartıyor. Bültene baktığınız zaman şöyle bir mantık hatası var; bu ülkede hükümeti destekleyen gazetelerin sayısı ve bu gazetelerin sayfaların muhalif medyanın kat kat üstünde. Dolayısıyla çok daha fazla haber veriyorlar. Bu bültene bakıyorum, bu medyadan bir tane yalan, yanlış haber var mı bulamıyorum.
Hükümeti destekleyen medya hiç yalan, yanlış, hatalı bir iş yapmamış mı? Zaten hükümet medyasının tek bir kaynağı var, o da küçük başkan. Sabah kalkıyor o gazetelere hangi manşet atılacağını saptıyor, akşam yayına giden sözde habercilere ne anlatacağını, nasıl saçmalayacağını fısıldıyor. Tabii ki o haberlerle ilgili hiçbir sorunu yok. Ama eğer bu formatın dışına çıkarsanız mukadderdir ki sizin haberleriniz hep yalan olacak. Çünkü kendi bildiğinden başkasının zaten yayınlanmasına karşı kişilik olarak. Küçük başkan bu yöntemlerle muhalif medya siner, sinmekle kalmaz kapısında beslenenlere döner zannediyorsa maalesef çok yanılıyor, avucunu yalar.
Twitter hesabında ‘Türkiye Devlet Görevlisi’ yazan bir memurun siyasete ayar vermesi yanlıştır. Genel başkanımız hakkında, muhalefet milletvekilleri hakkında kullandığı ifadeler kırıcıdır. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin vesayet hakkındaki haklı bir dolu eleştirisine de aykırıdır. Anadolu’da şöyle derler: ‘Kağnı gölgesinde yürüyenler gölgelerini kağnıyla karıştırırlar.’ Küçük başkana tek bir tavsiyem var; kağnı yoldan çıktı devriliyor, gölge de ortadan kalkıyor, hesap zamanı yaklaşıyor.” (ANKA)