Sığınmacılara ilişkin aldığı kararlar ve yaptığı açıklamalarla dikkati çeken CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, “Sığınmacılar şu anda Erdoğan'a çok borçlular. Ben de olsam borçlu olurdum, ekmek elden su gölden. Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlaşma bile mükerrer yardım yapıp yapmadığını görmüyor. Aynı aileye her ikisi birden, üstüne Belediye, üstüne Kızılay yardım yapıyor. Bazıları 4-5 yerden yardım alıyor” dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya dikkati çeken CHP’li Özcan, “Türkiye'nin artık sığınmacılarla paylaşacak ekmeği kalmadı. Kendi yoksuluna sahip çıkamayan bir ülke, artık neredeyse nüfusun yüzde 10'unu kapsayacak sığınmacıya bakacak hali kalmadı Türk halkının” diye konuştu.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtlayan Tanju Özcan, sosyal medyada olsun, sokakta olsun insanların yüzde 90'ının kendisine hak verdiğini bildiğini söyledi, sığınmacılara verilen vatandaşlık sayısının açıklanmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Eskiden parlamenter sistemde bunlar Resmi Gazete'de açıklanırdı. Rakamları ancak biz seçmen kütükleri asıldığında görürüz. Türk isimleri koydularsa bunu da anlayabilmek mümkün değil. Ben Türkiye'de yaşanan mülteci sorununun bir Amerikan projesi olduğunu en başından beri söylüyorum ve hükümetin de buna alet olduğunu ifade ediyorum. Amerika'nın eliyle kurulan PKK terör örgütü gibi, devleti içten ele geçirmek için kurulan FETÖ gibi taşeron bir örgüt kurulması, bu da yeni bir proje.”
Meselenin bir dış boyutu var, bir de iç boyutu olduğunu ifade eden Başkan Özcan, “Dış boyutunda Amerika'nın ileriye dönük ‘Türkiye'yi karıştırma’ niyetleri hep oldu onların. Bu paranoya değil bizim açımızdan, biz bu sorunların benzerini daha önce defalarca yaşadık. İçeriye dönük, AKP'nin bundan rahatsız olmaması hatta mutlu görünüp sahip çıkmasının sebebi de bunları vatandaş yapmak suretiyle seçmen haline getirip seçimlerde son bir umutla onları kullanmaya kalkması. Ama 1 milyon kişiyi vatandaş yaptıysa buna tepki olarak 3 milyon kişi AKP'ye oy vermekten vazgeçecek. Ayrıca, bu dağınık sığınmacılar önce kendi içlerinde çatışacaklar, sonra Türk halkıyla karşı karşıya gelecekler, benim endişem bu” ifadelerini kullandı.
“Sığınmacılar şu anda Erdoğan'a çok borçlular. Ben de olsam borçlu olurdum, ekmek elden su gölden. Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlaşma bile mükerrer yardım yapıp yapmadığını görmüyor. Aynı aileye her ikisi birden, üstüne Belediye, üstüne Kızılay yardım yapıyor. Bazıları 4-5 yerden yardım alıyor ama biz şu an bu kayıtları oluşturduk; Yoksulluk Haritası çıkaran ilk belediye olduk” diyen Özcan, “Kimin hangi kuruluştan yardım aldığını biliyoruz, mükerrer olanları ilgili kurumlara bildiriyoruz. Rakamlar da gösteriyor; 2019'da 3.3 milyon Türk vatandaşı aileye sosyal yardım veriliyordu, şu an sayı 2021'de 6.6 milyona çıktı, tam iki katı. Dörtle çarptığınızda 25 milyonun üstünde Türk vatandaşı sosyal yardım alıyor. Suriyelilere verilen sosyal yardımların etkisiyle ve ekonominin bozulmasıyla 85 milyonun 25 milyonu devlete müracaat ediyor, bu kadar vahim durum” diye konuştu.
Özcan, Arapça tabelaları neden yasakladığını şöyle açıkladı:
“Kendilerini bu şehre ait hissetmesinler, psikolojik olarak ‘Biz bu şehirde kalıcıyız’ duygusuyla kendilerini alıştırmasınlar diye bu tedbirleri almaya çalışıyorum. Su anlamında Türkiye'nin en ucuz 6 kentinden biri olduk, su gelirleri benim toplam gelirlerimin yüzde 4'ünü oluşturuyor. Göçmenlerden su parası beklentim filan yok. İş yeri ruhsatı vermeyeceğimi açıkladıktan sonra sığınmacılar bizden iş yeri müracaatında bulunmuyorlar. Bolu'da bir tane Arapça tabela da bulamazsınız.”
Lütfü Savaş’ın Hatay için söylediği, “Şu anda Reyhanlı'da bizden fazlalar, bu doğum oranıyla 12 yılda Suriyeli nüfusu bizi geçecek” ifadesiyle ilgili olarak da konuşan Özcan şöyle dedi:
“Lütfü Bey bugünkü şartlarda söylüyor, ben ‘sığınmacı nüfusu 1.5 milyon iken’ konuştuğumda ve oluşacak Suriye mafyasından söz ettiğimde önlem alınsaydı şu anda 8 milyon mu, 10 milyon mu tartışmazdık. Devletin ekonomisi bu kadar hızla bozulurken bir süre sonra sığınmacılara yardım edemez hale gelecek. Esnaftan haraç istemeler başlayacak, yolda insanları durdurup gasp etmeler başlayacak."
Özcan, “Türkiye'nin artık sığınmacılarla paylaşacak ekmeği kalmadı. Kendi yoksuluna sahip çıkamayan bir ülke, artık neredeyse nüfusun yüzde 10'unu kapsayacak sığınmacıya bakacak hali kalmadı Türk halkının” dedi.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.