CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, RTÜK’ün televizyon kanallarına verdiği cezalara tepki göstererek, “Biz burada yargı paketini konuşurken iktidarın sopasına dönüşen RTÜK televizyonlara ceza yağdırıyor. Türküye bile ceza kesiyorsunuz! Her pakette hak ve özgürlükler geri gidiyor. Meclis’ten yasa çıkarmakla iş bitmiyor. Bunu uygulayacak yargının da zihninin, vicdanının körlük içinde olmaması, açık olması lazım. Yoksa hangi paketi çıkarırsanız çıkarın uygulamaya geçmez” dedi.
RTÜK’ün Fox TV, Halk TV, Tele 1, KRT ve TV100’e verdiği cezalar ile gazetecilere yönelik saldırılar Meclis’teki 4. Yargı Paketi görüşmelerinde tartışma konusu oldu.
Çakırözer, gazetecilere yönelik artan saldırılar ve saldırılar sonrasındaki cezasızlık politikasına da dikkat çekerken, “Gazetecilere saldırmanın hiçbir caydırıcı cezası yok bu ülkede. Sadece bu yılın ilk 6 ayında 50 gazeteci saldırıya uğradı, şiddet gördü, haber yapması engellendi. Gazeteciler Ahmet Takan, Yavuz Selim Demirağ, Orhan Uğuroğlu, Levent Gültekin, Afşin Hatipoğlu saldırılar sonrasında saldırganlara hiçbir caydırıcı ceza verilmedi. Bir gazeteci beyzbol sopasıyla darp ediliyor, saldırgan sadece 2 bin lira cezaya çarptırılıyor. Onu da yirmi ay taksitle ödeyecek. Bu cezasızlık politikası gazetecilere saldırıları arttırıyor” düşüncesini dile getirdi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), haftalık toplantısında Fox TV, Tele 1, Halk TV kanallarına para cezası verdi. TBMM’de 4.Yargı Paketi görüşmeleri sırasında söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, RTÜK’ün Fox Tv, Tele1, Halk Tv, KRT ve TV100’e cezalarına tepki göstererek, “Biz burada sözde reform paketini konuşuyoruz ama her pakette hak ve özgürlükler geri gidiyor. Bu sefer daha biz burada görüşürken ekranlar karartılıyor, ilan ambargoları uygulanıyor. Bugün iktidarın sopasına dönüşen RTÜK televizyonlara yine ceza yağdırdı. Böyle yargı paketi hayata geçmez, reform olmaz” değerlendirmesini yaptı.
RTÜK’ün FOX TV, Tele 1, Halk TV, KRT, TV 100'e kestiği cezaların gerekçelerini de eleştiren Çakırözer, “Kanal İstanbul eleştirisine ceza, TÜİK'in pembe istatistiklerini eleştirdin ceza! Muhalefet partisinin toplantısını yayınladın ceza! Müzisyenlere destek için türkü söyledin ona bile ceza! Hani nerede bu reformlar, nerede özgürlükler?” diye sordu. Çakırözer, RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın RTÜK’ün televizyon kanallarına yönelik cezalarına sıraladığı raporunu da gündeme getirerek, “Gerçekleri haberleştirmekten, iktidarı eleştirmekten çekinmeyen kanallara altı ayda 22 ceza kesilmiş, bugünküleri de ekleyin, 30 ceza. Ama iktidar yanlısı kanallara ne yaptırım var ne de ceza!” dedi.
TIKLAYIN | RTÜK üyesi Konuralp: RTÜK, 'Cemo’ türküsü nedeniyle HalkTV’ye para ve program durdurma cezası verdi
Çakırözer, konuşmasında gazetecilere yönelik artan saldırılara da dikkat çekti. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyu ile paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planı’nından örnekler veren Çakırözer, “İnsan Hakları Eylem Planı’nda ‘Gazetecilerin güvenliği sağlanacak, meslek faaliyetleri kolaylaştırılacak’ diyorsunuz ama bırakın güvenliklerini sağlamayı boğazlarına basarak nefes alamayacak hâle getiriyorsunuz. İşte dünyanın takip ettiği ödüllü foto muhabiri Bülent Kılıç'ın hâli. Peki, Emniyetin gazetecilerin çekim yapmasını engelleyen genelgesine ne diyeceğiz? Hani nerede kaldı gazeteci faaliyetini kolaylaştırmak? Daha vahimi ise bu yılın ilk altı ayında 50'den fazla gazeteci ya saldırıya uğradı ya da polis şiddetiyle karşı karşıya kaldı” ifadesini kullandı.
Çakırözer gazetecilere yönelik saldırı ve şiddette cezasızlık politikasını eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Gazetecilere saldırmanın hiçbir caydırıcı cezası yok bu ülkede. Korkusuz yazarı Ahmet Takan, Ankara'da beyzbol sopasıyla darp edildi, saldırgan sadece 2 bin lira cezaya çarptırıldı, onu da yirmi ay taksitle ödeyecek. Hâkim saldırganda iyi hâl gördü. Benzer biçimde Can Dündar'ı adliye önünde yaralayan saldırgana da yine iyi hâli nedeniyle taksitle 4.500 lira ceza verildi. Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ Ankara'da evinin önünde bir grubun sopalı saldırısına uğradı, ölümden döndü. Mahkemeye göre ‘Hayati tehlikesi yok.’ diye saldırganlar serbest bırakıldı. İki yıl geçti, ilk duruşması yapılmış değil. Orhan Uğuroğlu, evinin önünde Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısıyla eş zamanlı saldırıya uğradı, saldırganlar adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Halk TV yorumcusu Levent Gültekin Bakırköy meydanında darp edildi. Saldırganlar yine elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor. KRT programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu’ya saldıranlar hakkında 7 aydır ne yakalama ne iddianame hiçbir şey yok! Samsun’da İbrahim Akkuş’u doğalgaz borularıyla darp edenler ifadeden sonra serbest bırakıldı. Bunların hepsi gazetecilere örgütlü saldırılar. Üzücü olan mahkemelerin saldırganların sudan gerekçelerini kabul ederek örgütlü saldırıları adi suç çerçevesinde değerlendiriyor olması. İşte bu nedenle bu saldırganlar elini kolunu sallayarak arımızda dolaşabiliyor.”
“İş buradan yasa çıkarmakla bitmiyor. Bunu uygulayacak yargının da zihninin, vicdanının körlük içinde olmamış, açık olması lazım. Bunun için de yargının tek adam rejiminin baskısından kurtulmuş, bağımsız ve tarafsız bir yargı olması lazım! Önümüze getirdiğini tüm paketlerin en büyük eksiği de budur”