CHP'li Ceylan, 'Bütünleşik Kıyı Planı'nı Meclis gündemine taşıdı: Alanının yüzde 66'sı tarım alanı, bu bir yağma planı!

CHP'li Ceylan, 'Bütünleşik Kıyı Planı'nı Meclis gündemine taşıdı: Alanının yüzde 66'sı tarım alanı, bu bir yağma planı!

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yürürlüğe giren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nın bir yağma planı olduğunu ileri sürerek, “Kanal İstanbul’dan sonra şimdi de Çanakkale - Balıkesir sahil bandına göz dikmiş durumdalar. Hazırlanan bütünleşik plan, yerel yönetimleri by-pass ederek yağmanın önünü açan bir plandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı toprakların, birilerinin batırdığı ekonomiyi kurtarmak için Katar’a ya da Londra’daki tefecilere peşkeş çekmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi. Ceylan, planlama alanının yüzde 66,14’ünün tarım alanı, bu alanın yüzde 23,4’ünün ise zeytinlik olduğunu ifade ederken, "Bu planlama toprağa ihanettir. Bu planlama Çanakkale halkına ihanettir, çiftçiye ihanettir. Bu planlama Çanakkale’de toprağın altında binlerce kefensiz yatana ihanettir" diye konuştu.

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Balıkesir ve Çanakkale sahil bandı ile Gökçeada ve Bozcaada’nın da aralarında bulunduğu Marmara Adalarını kapsayan “Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planını” Meclis gündemine getirdi.

Ceylan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması için Meclis Başkanlığı’na verdiği önergeyle ilgili yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 18 Eylül’de onaylanan bütünleşik kıyı alanları planının bir yağma planı olduğunu ifade etti. Yürütmenin derhal durdurulması gerektiğini söyleyen Özgür Ceylan, “Ülkenin son 18 yılına hâkim olan yönetim perspektifinin yaşanan ekonomik krizleri, kent topraklarını ve doğal kaynakları pazarlayarak aşmaya çalışan bir model ortaya koyduğunu” ifade etti. Özgür Ceylan, merkezi idarenin gereğinde parsel bazında yapı ruhsatı düzenleme detayına kadar inen, plan onaylarındaki ‘istisna’ yetkisinin ‘genel’ yetkiye dönüştürüldüğünü belirterek, Yerel idarelerin güçlendirilmesi yerine, hiçbir koşul ve kısıt olmaksızın istisna yetkiler ile planlama merkezileştirildiğini söyledi.

"Yeni bir rant kuşağı oluşturulmaktadır"

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planının, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 18 Eylül’de onaylandığını ifaden eden CHP Milletvekili Özgür Ceylan, “Söz konusu plana göre, Güney Marmara olarak adlandırılan, Balıkesir-Çanakkale kıyı şeridi, Gelibolu Tarihi Yarımadası ve Bozcaada ile Gökçeada’yı içine alan yeni bir rant kuşağı oluşturulmaktadır” dedi.

"Plan hazırlama süreci katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürütüldü mü?"

Özgür Ceylan, Çanakkale’nin ve Balıkesir’in Bakanlığının hazırladığı plan raporunda da belirtildiği şekliyle “Balıkesir-Çanakkale Kıyı Planlama Bölgesi doğal ve kültürel çevre olarak iyi korunan bölgelerden biri olma özelliğine” sahip olduğunu kaydederken, Kazdağları Milli Parkı, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Troya Tarihi Milli Parkı ile zengin biyo çeşitliliğinin plan kapsamında olduğunu belirtti. Özgür Ceylan önergesinde planın hazırlanış süreci hakkında bilgi isterken, “Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı nasıl bir süreç izlenerek hazırlanmıştır? İki il kapsamında birçok yerleşim alanını ilgilendiren bu plan hazırlanırken karar alma süreci nasıl gerçekleştirilmiştir? İlgili belediyelerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınmış mıdır? Şayet alındı ise ilgili belediyelerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri nelerdir? Plan hazırlama süreci katılımcı ve şeffaf bir şekilde yürütülmüş müdür?” diye sordu.

Planın hazırlanışı sırasında Çanakkale ve Balıkesir’in birer tarım ve turizm kenti olduğu gerçeğinin göz önüne alınıp alınmadığı hakkında bilgi isteyen Özgür Ceylan, “Çanakkale ve Balıkesir illerinde yerel yönetimleri ‘by-pass’ eden bu planla makro düzeyde ortaya konan ulusal hedefler nelerdir? Bu planla hangi kamu yararına ulaşmak amaçlanmıştır?” diye sordu. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, 710 km kıyı uzunluğuna sahip Çanakkale ve 646 km kıyı uzunluğuna sahip Balıkesir kıyılarının toplam uzunluğunun bin 356 kilometre olduğunu belirtirken, “Güney Marmara’nın tamamını etkileyecek söz konusu bütünleşik kıyı alanı planı ve ön görülen yatırımlar için bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmış mıdır?” diye sordu.

"Bakanlık uzmanları 'gerek yok' dedi"

Özgür Ceylan, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü’nün “Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planı” için hazırladığı raporun Deniz Ulaşımı, Taşımacılığı Ve Lojistik Uzman Değerlendirmesinde limanlar için “Gerek yok!” görüşüne yer verildiği halde kararnamenin yayınlandığını açıklayarak, “Yağma planının talimatı yukardan gelmiş olacak ki, kendi raporlarına rağmen kararname yayınlanmış. Belli ki ortada bir kamu yararı falan yok. Birilerine peşkeş var” diye konuştu. Özgür Ceylan raporda, kruvaziyer limanı için, “kruvaziyer liman yatırımına ihtiyaç bulunmamaktadır”, konteyner limanı için “Kapasitenin 450 bin TEU, fiili elleçlemenin 18 bin TEU olduğu bölgede konteyner limanı yatırımına ihtiyaç uzun vadede bulunmamaktadır” görüşüne yer verildiğini söyledi. Özgür Ceylan, plan kapsamında görülen genel ve dökme yük limanı için ise “Çelebi Bandırma ve Çanakkale Kepez limanları mevcut kapasitelerinin çok altında çalışmaktadır. Bu nedenlerle yapılan talep tahminlerinde uzun dönemde bir liman kapasite ihtiyacı görünmemektedir” görüşlerine gerekçeleri ile birlikte yer verildiğini söyledi.

"Planlama alanının yüzde 66,14’ünün tarım alanı"

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, planlama alanının yüzde 66,14’ünün tarım alanı, bu alanın yüzde 23,4’ünün ise zeytinlik olduğunu ifade ederken, “Planlama alanını yüzde 25,53’ü orman, yüzde 16,19’u makilik ve fundalık, yüzde 17,78’i de çayır ve mera alanı. Bu planlama toprağa ihanettir. Bu planlama Çanakkale halkına ihanettir, çiftçiye ihanettir. Bu planlama Çanakkale’de toprağın altında binlerce kefensiz yatana ihanettir” diye konuştu.

"Bakanlık uzmanları 'milli güvenlik' uyarısı yaptı"

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, “yağma planı” olarak değerlendirdiği bütünleşik kıyı planı kararnamesi ile ilgili olarak uzmanların “milli güvenlik” uyarısı yaptığını hatırlatarak,  planlama alanı içinde Askeri Alanlar, Askeri Limanlar, Askeri Yasak Saha Alanları ile Askeri Güvenlik Bölgeleri ve Askeri Stratejik Bölgeler bulunduğunu söyledi. Özgür Ceylan uzmanların milli güvenliğin en önemli eşik olarak göz önüne alınarak planlamanın yapılması yönünde görüş bildirdiklerini ifade ederken, “Planlama alanının ülke güvenliği bakımından en başta değerlendirilecek alanlar olduğuna dikkat çekilmiş. Özellikle kıyı ve kıyının arkasında bulunan askeri alanlarda, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği görüşü dile getirilmiş. Adaların turizm ağırlıklı niteliklerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik öngörüler sunuluyor ama milli güvenlik uzmanları yat limanı, iskele vb. kıyı yapılarının öncelikle ulusal güvenlikle ilgili konular göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiş. Buna rağmen bu kararname yayınlamış ise üzerine bir düşünmek lazım yağma planından da öte bir durum var. Bu planlama kimin için ve ne için yapılıyor? Sorarlar adama” diye konuştu.

Özgür Ceylan, planlama ile önerilen kıyı yapılarının, bölgedeki tarihi değerlerin, parkların, doğanın, değerli kıyı zenginliklerinin, rekreasyon alanlarının ve balıkçılık kaynaklarının kaybolmasına yol açacağı endişesi nedeniyle olumsuz tepkilerle karşılaşacağının ifade edildiğini belirtirken, “Bu bağlamda, çevresel etkilere bağlı olarak yaşam kalitesinde meydana gelebilecek değişiklikler değerlendirme kapsamında ele alınmalıdır şeklinde görüşler de sunulmuş” dedi.

CHP Milletvekili Özgür Ceylan, konuyla ilgili olarak, Çanakkale ve Balıkesir milletvekillerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve belediyeler ile ortak çalışma yürüttüklerini ifade ederken, bütünleşik kıyı planı ile ilgili şu soruları da sordu: 

  • Balıkesir-Çanakkale İlleri 1/50.000 ölçekli Bütünleşik Kıyı Alanları Planının ekolojik ve sosyo-ekonomik etkileri konusunda bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır?
  • Söz konusu bütünleşik kıyı alanı planıyla 1356 Km.’lik kıyı bandında ne kadarlık bir yapılaşma ve nüfus yoğunluk artışı öngörülmüştür?
  • Söz konusu plan kapsamında kıyı yapılarının yapılması olası alanlarda sulak alanlar, doğal sit alanları, Milli Parklar, Özel Çevre Koruma Alanları bulunmaktadır. Balıkesir- Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı hazırlanırken doğal koruma alanlarına ilişkin kriterler ve doğa koruma kurulu kararları göz önüne alınmış mıdır?
  • Plan raporunda da belirtildiği gibi “Bölge, doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin varlığı açısından ülke genelinde ayrı bir yere sahiptir. Bu doğrultuda planlama bölgesinde biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması ve çevresel risklerin minimize edilmesi büyük önem taşımaktadır.” Kıyılardaki zeytinlik alanların tahrip ve yok olmasının önene geçilmesi konusunda nasıl bir koruma yaklaşımı öngörülmektedir? Termik santraller ve yürütülen maden işletmeciliği faaliyetleri dolayısıyla doğası tahrip edilen bölgenin koruma kullanma dengesi söz konusu planla nasıl sağlanacaktır?
  • Plana göre Güney Marmara olarak adlandırılan, Balıkesir-Çanakkale kıyı şeridi, Gelibolu Tarihi Yarımadası ve Bozcaada ile Gökçeada’yı da içine alan bölgede, Mega yat limanlarından, dış ticarete yönelik RO-RO taşımacılığına, yolcu iskeleleri, tersaneler ve çekek yerlerinden, endüstriyel yük limanlarına, turizm tesislerinden, yat limanları ile balıkçı barınaklarına kadar birçok yatırım öngörülüyor. Plan raporunda “Plandan kaynaklanması beklenen yöre, bölge ve ülke için olumlu sosyal ve ekonomik etkiler kadar, özelikle yörede yaşayan halk için ortaya çıkabilecek olumsuz etkiler (varlık kaybı, tarım veya balıkçılık gibi faaliyetlerin uygulama sonrasında yürütülememesi vb.) de göz önüne alınmalıdır” ifadeleri yer alıyor. Fakat plana göre oluşturulacak yapılaşmanın, gereksinim duyacağı karasal ve deniz ulaşımı kapsamında söz konusu alana ve çevresine (doğal, kültürel, sosyo-ekonomik ve tarihi çevreye) etkisi değerlendirilmemiştir. Söz konusu plan dolayısıyla oluşabilecek toprak ve su kaynaklarındaki kirlenmenin boyutu nedir ve bunun önüne nasıl geçilmesi düşünülmüştür? Yörede uygulama sonrası yöre halkı açısından meydana gelebilecek kayıpları nasıl telafi etmeyi planlıyorsunuz?
  • Bölgede yapılabilecek her türlü kıyı yapısından denizel ve karasal canlıların etkileneceği açıktır. Söz konusu plan uygulamalarının biyo çeşitliliğe etkisi nedir ve plan dolayısıyla kaç canlı türü bundan olumsuz etkilenecektir?
  • Bandırma Bölgesi, Karabiga Bölgesi, Çanakkale Merkez Bölgesi, Bozcaada Bölgesi, Edremit Körfez Bölgesi, Ayvalık Bölgesi ve Gelibolu Tarihi Yarımada Bölgesi olarak yedi bölgede planlanmış bu kıyı düzenlemesinde feribot, yat limanı, kruvaziyer limanı, çekek yerleri, tersane ve diğer iskele önerileri ile önümüzdeki süreçte yapılması muhtemel kıyı yağmasının detay alt ölçek planları mıdır?
  • Turizmin geliştirilmesine hizmet edecek gibi lanse edilen ve planda yat limanı, kruvaziyer limanı gibi tanımlamalarla belirtilen yapılaşma alanlarına hangi ihtiyaçlar temelinde ve hangi bilimsel çalışmalar ışığında karar verilmiştir? 2019 verilerine göre Bozcaada’nın nüfusu 2998 kişidir. Burada yapımı planlanan kruvaziyer limanı’na yanaşacak bir geminin içerisindeki insan yoğunluğu adanın nüfusundan fazla olacaktır. Bütün doğal güzellikleri maden şirketleri tarafından katledilmiş Çanakkale ve Balıkesir’deki çok uluslu maden devlerine ham maddelerini taşıyabilmeleri için liman yapma ihtiyacı mı hasıl olmuştur?
  • Söz konusu planla uluslar arası sermaye çevrelerine pazarlanabilecek yeni alanlar mı yaratılmak istenmektedir? Kanal İstanbul güzergahında kapatılan arsalardan sonra sıra Çanakkale ve Balıkesir’in kıyı şeridine mi gelmiştir? Planın onay aşamasından hemen sonra Katar’dan bu bölge içinde kelepir arsa temini talebi gelmiş midir?
  • Planlama alanı sınırı ve etkileşim alanı sınırı hangi kriterlere göre belirlenmiştir? Plan kapsamında öncelik bölgeleri hangi kriterlere göre oluşturulmuştur? Hâlihazırda yürürlükte olan üst ölçekli çevre düzeni planlarıyla uyum gözetilmiş midir?
  • Planda öngörülen ama yer seçimi belirsizlikleri ile sunulan yük limanları, yat limanları, kruvaziyer limanlar ve feribot yolcu iskeleleri hangi bilimsel ihtiyaç temelinde oluşturulmuştur ve gerekçeleri nelerdir? Bu gerekçelendirme kapsamında liman türleri, mekânsal yer seçimleri, ön görülen kapasiteleri çevresel ve ekonomik açıdan hangi kriterler kullanılarak saptanmıştır?
  • Bakanlığınızca sürdürülen kıyı planları kapsamında Türkiye genelinde kaç adet, hangi bölgelerde ve ne kadarlık bir kapasitede; yük limanları, yat limanları, kruvaziyer limanlar ve feribot yolcu iskeleleri öngörülmektedir? Türkiye genelinde bu uygulamaların bütüncül planlaması yapılmış mıdır? Bu yatırımlara Türkiye’nin ihtiyacı var mıdır?
  • Kıyı Gökçeada, Bozcaada, Marmara Adası, Avşa Adası ve Paşa Limanı Adası gibi adalar bütünüyle kıyı planı kapmasına alınmıştır. Bu karar ile adalarımız kapsamında plan ve karar süreçlerinden yerel yönetimlerin ve dinamiklerin devre dışı bırakılması mı amaçlanmaktadır? Adalarımızın geleceğinin belirsiz planlama kararlarına açık bir konuma sürüklemesinin sebebi nedir?