Saadet Partisi'nden ayrılıp 1 yıl bağımsız milletvekili olarak görev yaptıktan sonra CHP'ye katılan Prof. Dr. Cihangir İslam “Israrla söylüyorum, HDP Millet İttifakı'nda yer almalı” görüşünü savundu.
Independent Türkçe’den Can Bursalı’ya konuşan İslam, "Siyaset, 3 yıldır ittifaklar üzerinden devam ediyor. Sizce CHP'nin içinde bulunduğu Millet İttifakı'nda HDP de yer almalı mı?" sorusuna, "Israrla HDP'nin de Millet İttifakı'nın içinde olmasını başından beri savundum, hâlâ daha savunuyorum. Tabii birtakım problemler tek taraflı değil, siyasetin içinden baktığınız zaman daha farklı. Sivil toplum bize şunu öğretti; farklı kimliklerle, benzer siyasetler güdülebilir. Yani bugün siyasete baktığınızda bazı siyasetçiler -bugün bizi yönetenler de öyle düşünüyor- zannediyor ki ben tek bir kimlik yaratırsam, tek bir kimlik oluşturursam, ülke düze çıkar. Hayır böyle değil. Önemli olan şudur: Farklılıklarımıza rağmen sizinle biz aynı mekânı bir hukuk sistemi, bir adil sistem içerisinde paylaşabiliyor muyuz? Birbirimizin arkasını kollayabiliyor muyuz? Birlikte iş yapabilme becerimiz var mı? Yöneticimizi bu ülkeyi yöneteceğimizi, mevzuatımızı birlikte tayin edebiliyor muyuz?" yanıtını verdi.
İslam şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul seçimlerinde tesettürlü çarşaflı Saadet Partisi elemanları ile son derece modern giyim içerisindeki CHP üyelerinin birlikte seçim yaptığına birlikte, el ele çalışma yaptığına verilen molada lokmasını ekmeğini, suyunu paylaştığı bir ortama şahit olduk. Türkiye'nin şartları bu durumu bu noktaya getirdi, iyi ki de bu noktaya getirdi. Bu çok büyük bir kazanım.
Evet bazen şerden de hayır çıkar. Yani maruz kaldığımız ortak bir kötülük karşısında, hem iyinin ne olduğunu düşünmeye başlarız, hem de bu iyiyi nasıl pratize edeceğimizin yollarını ararız.
Ben bu halkın bunu becereceğini zaten umuyordum, biliyordum, hissediyordum. Ama şimdi artık gün geçtikçe yayılıyor. Şu anda ne oluyor, şu anda başkasını kendisi gibi düşünmeye ve olmaya zorlayanlar aslında son derece gayrı medeni ve hatta yabani duruyorlar ve toplumun önemli bir kesimi tarafından da bir anlamda yadırganıyorlar. Özellikle CHP'nin İyi Parti'nin Saadet Partisi'nin, Demokrat Parti'nin, ısrarla HDP'nin de bu işin içinde olmasını başından beri savundum, hala daha savunuyorum. Gelecek Partisi ve Deva Partisi de bu ittifakın içinde yer almalı. Büyümeye elverişli taraf, bu çoğulcu taraftır. Ve her geçen gün de büyüyor. Zaten şu anda bütün anketler gösteriyor ki, muhalefet büyüyor. Türkiye'de bugün AK Parti MHP, BBP, Vatan Partisi gibi düşünmeyenler çoğunlukta.
"Muhafazakârlar AK Parti döneminde en sert iktidarını tecrübe ediyor"
Muhafazakar kitlelere yönelik gözleminiz nedir? Yaşanan süreçte muhafazakarlar AK Parti'den kopuyor mu yoksa daha çok mu bağlanıyor?
Türkiye'de muhafazakâr kitleler demokrasinin hep arkasında olmuştur bugüne kadar ama belki en sert iktidarını AK Parti döneminde tecrübe ediyor muhafazakâr kitleler ki, bu muhafazakâr kitlelerin taşıyabileceği dozda bir siyaset değil. Muhafazakâr kesim özgürlüklerden ve demokrasilerden bırakın rahatsız olmayı, bunlara sahip çıkmış bunların bedelini de ödemiş bir kitledir.