CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, MHP’nin anayasa çalışmasına ilişkin, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem her şeyin ilacıdır. Anayasa’yı askıya alanlarla anayasa konuşmak abesle iştigaldir” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısından satır başları şöyle:
Türkiye’de artık ağlanacak halimize güler hala geldik, Covid 19 ile mücadele adı altındaki beceriksizliklerin pik yaptığı dönem yaşıyoruz. Cumhur İttifakı, sosyal ve ekonomik krizi örtmek mümkünse unutturmak için her gün bir gündem yaratma gayretlerinden de vazgeçmiyor. Son olarak küçük ortak, 100 maddelik anayasa metniyle kendince tartışma yaratmak istedi. Türkiye’nin öncelikli sorunu anayasa değildir; mutfaktaki, işyerlerindeki yangındır. Siz önce yürürlükteki Anayasa’ya biraz saygı gösterin. Türkiye’nin suni gündemle geçirecek bir dakikası yoktur. Kaldı ki Devlet Bahçeli, bu sistemin ucubeliğini beyan etmiştir ama içeriğini tartışmak istemiyoruz.
Bizim derdimiz anayasa değil, milletin ıstırabıdır. Bizim derdimiz Tayyip Erdoğan çatlasa da patlasa da 128 milyar doların akıbetini bulmaktır, bizim derdimiz kayıp bakandır, onların devlette yarattığı tahribattır, bakanlarla boy boy fotoğraf çektirip yüzbinlerce insanı dolandırana kimin olanak sağladığını bulmaktır. Türkiye artık yönetilmiyor, savruluyor. Türkiye’de artık anayasa hak getire, kanunlarla da yönetilmiyor. Genelge adı altında fermanlarla idare ediliyor. Parti devleti, fiili olarak faşizme dönüşmüştür. AK Parti ve Erdoğan’ı eleştirmek, müşteki olmak, ‘yanlış yapıyor’ demek, milletin kör kuruşunun hesabını sormak suçtur. Şahsım hükümetine laf etmek suçtur ve biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz.
Tarih tarih söyledim. 26 Nisan’a kadar aşı bolluğu öngören Sağlık Bakanı, ‘sıkıntıya girdik’ diyor. Sağlık Bakanı ‘sıkıntıya girdik’ derken Erdoğan, ‘sıkıntı yaşayacağımızı kabul etmiyorum’ diyor. Milletimize soruyorum: Erdoğan mı yalan söylüyor, Sağlık Bakanı mı söylüyor? Bu milleti küçümsemek, milletin aklıyla alay etmektir.
Sağlık Bakanı lebalep kongrelere, tarikat şeylerinin cenazelerine ve Erdoğan’ın bilim dışı müdahalelerine yenik düşmüştür. Ben üzülüyorum, bunun faturasını da Erdoğan, Sağlık Bakanı’na kesecek. Ben Sağlık Bakanı’nın yerinde olsam, Erdoğan’ın vesayetinden kurtulmak için ne gerekiyorsa yaparım. Bütün fatura Sağlık Bakanı’na çıkar, sen de kesebilirsen faturayı Bilim Kurulu’na kesersin. Neyin ne olduğunu milletin bilmeye hakkı var. Oldu bitti, an itibariyle Türkiye’de iki doz aşıyı yaptıran sayısı sadece 9 milyon. Bunun Türkiye için karamsar, vahim, endişe verici tablo olduğu ortadadır. Biz bunu sormayacak mıyız, söylemeyecek miyiz? Yapılan iş millete saygısızlıktır. Kim hangi yetkiyi ve makamı kullanıyorsa bilmelidir ki o makamın asıl sayısı millettir. Bu milleti daha fazla küçümsemeyin. Bunun bir şartı var, ilk şartı da Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’na yapılan müdahale bir an önce bitmelidir. Baskı sürdüğü müddetçe Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’nun elleri, kolları, gözleri, kulakları bağlı kalacaktır.
Kapanma kararları, genelgeler ki padişah fermanları diyoruz. Türkiye’de 50 milyon insanı, katıksız hapis cezasıyla cezalandırarak eve kapatmaktan başka bir işe yaramamıştır. Dünyada insanlar kendi kaderleriyle baş başa bırakılmamıştır. Türkiye, ekonomik destek konusunda üçüncü dünya ülkelerinden daha geri noktadadır. Bizim altımızda en az yardım eden iki devlet vardır. Olan yine esnafa, çalışamayan çalışana, çiftçiye oldu. Genelge, ferman karmaşası yaşıyoruz. Genelge çıkıyor biz anlayana kadar yenisi çıkıyor. Son market, son Pazar genelgesi. Ne oldu? İş işten geçtikten sonra on binlerce çiftçi, yüzbinlerce ton sebze meyveyi çöpe döktükten sonra cumartesi ve pazarları açacağız. Türkiye’nin gerçeklerinden bihaber oldukları bu pazar genelgesidir. Üretici aç, tüketici aç. Bunun sorumlusu kim? Bir tane sorumlusu var. Recep Tayyip Erdoğan. Yani tek adam. Bu işin bir hesabı olmayacak mı? Başarısızlık ötesi, becerisizlik ötesi, hezimet ötesi bir fiyaskoyla karşı karşıyayız. Hayal kırıklığını 84 milyona yaşatırken, son kapanma 50 milyon insana katıksız hapis cezasıdır.
Fuat Oktay bir açıklama yaptı, ‘600 milyar lira dağıttık’ dedi. Uçmuş! 600 milyar TL’yi kime dağıttın? Şimdi eğer Fuat Oktay’ın dediği dağıtıldıysa, bunu garson, vale, inşaat işçileri, yurt işletmecileri, taksiciler, çiftçiler, emekliler almadı. Bir para dağıtıldıysa kesin beşli çetededir. 83 milyon bu eziyeti, bu zulmü hak etmiyor.
"Elleri arkaya koymak suç, saygısızlık! Ayıp olan şu: Fatih Mehmet Sultan Han tablosunu hak ettiği yere taşıyan İBB Başkanımıza ‘saygısızlık yaptın’ demek için mercimek büyüklüğünde beyin olsa yapmaz. Yargının içinde olduğu hale bakın. ‘Allah yakışan iftiradan korusun’ derler. Bu yakışmayacak bir iftiradır. Partimiz rahattır. Bu milleti güldürüyor, güldürürken düşündürüyor. Burada bir saygısızlık yok. Saygısızlık burada bak. Şehit tabutları omza alınır. Şehit tabutlarının üzerine dirsek konup, nutuk atılmaz."
Ne yapılmış başka. Ekrem Bey ne yapmış? Batmanlı kardeşimizin İstanbul seçimleri nedeniyle düğününü ertelediği için Ekrem Bey düğüne gider. Ziyarette Sayın İmamoğlu, Kayapınar Belediye Başkanı’mıza Atatürk tablosu hediye eder. Kayapınar Belediye Başkanı’na Atatürk tablosu hediye edilir mi? ‘Bu suç!’ Anlamlı ve güzel ziyaret. Toplumsal barışımıza katkı yapacak bir ziyaret. ‘Hayır bu da suç!’ Soruşturma açıyor. Açarsan aç, açmazsan namertsin. Bu ülkeyi kuranlara aziz şehitlerimize borcumuz var. Tıpkı Osmanlı kurucusu Osman Bey’in söylediği gibi, ‘yaşasın hürriyet, yaşasın adalet’ diye yolumuza devam edeceğiz. Yolun sonu göründü, AK Parti’nin ve özellikle Erdoğan’ın peş peşe yaptığı bu çılgınlıkların sebebi gidişini görmesidir. Erdoğan elini yargının gırtlağından çek. Savcılar senin emir elin değil, yargıyı rahat bırak.
Ziyarete soruşturma açılan ülkede, görevini kötüye kullanan, ürettiği dezenfektanı kendi bakanlığına satan, cumhurbaşkanı eşi üzerinden nüfus ticareti yapan Ruhsar Pekcan’a soruşturma yok. Ruhsar Pekcan ya Yüce Divan’a gidip yargılanacak ya büyükelçi yapılacak. Üçüncü bir yol yok.
Engin Altay, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.
İntiharların artması ile ilgili soru üzerine Engin Altay, “Bu ekonomik buhran beceriksizlikle izah edilemez. Kötü niyetle izah edilir. Devletin kör kuruşu, bütün birimini kendi yandaşlarına aktarma sonucu, insanlar yatağa aç giriyor. Ben ‘kuru ekmeğe açlığa mahkum ettiniz’ dediğimde, ‘kuru ekmek yiyorsa aç değildir’ diyen zihniyet ekonomiyi dibe batırmıştır. Çok sor şartlarda yaşıyor vatandaşlarımız, onlardan biraz sabır ve geleceğe umutla bakmalarını istiyoruz” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıkladığı anayasa çalışması ile ilgili soruya ise Altay, “Benim anladığım Bahçeli de bu sistemin ucube olduğunu doğrulamıştır. Rötuşlarla düzelebilecek değildir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem her şeyin ilacıdır. Anayasa’yı askıya alanlarla anayasa konuşmak abeste iştigaldir” yanıtı verdi.
AKP’nin CHP için yayınladığı “Yalan üretim merkezi” başlıklı video hakkında Altay, “Kendi adresinin içine koymak suretiyle, kimin ne kadar yalan söylediğini itiraf etmişlerdir. O video, Z kuşağının aklını küçümsemektir. Erdoğan’ın yalanlarla ilgili vakti zamanı geldiğinde söyleyeceğimiz o kadar çok şey var ki” dedi.
"SORUŞTURMA AÇMAZSAN NAMERTSİN"
Mısır ile normalleşme adımları hakkında Altay, “Sayın Genel Başkan’ımıza teşekkür ediyorum. 8 yıldır dilinde tüy bitti. Mısır’da niye bizim büyükelçimiz yok diye çok sayısız yapıcı uyarılarda bulunmuştu ve AK Parti bizi eleştiriyordu. Keşke Sayın Genel Başkan’ımızı dinleyip bunu 7 yıl önce yapsalardı daha saygın bir Türkiye olurdu” diye konuştu.
CHP’li Aykut Erdoğdu hakkında soruşturma başlatılması için de Altay, “Türkiye’de artık Recep Tayyip Erdoğan’ı rahatsız edecek her şey suçtur. Muhalefetin iktidara bir konuda kusur işlediğini düşünüyorsa, ‘hesabını vereceksiniz’ demek suç oluyorsa, benim dediğim doğrulanıyor. Faşizm… Bu tür açıklamalara soruşturma herhalde Hitler döneminde yapılmamıştır. Siyasetçinin hesap vereceği üç yer vardır, sandıkta hesap verir, hakkında iddia varsa mahkemede ve siyasetçi mahşerde hesap verir” dedi.
Altay, “CHP’nin anayasa çalışması olacak mı” sorusuna, “Her partinin bu sistemden rahatsız oldukları için yeni anayasa hazırlıkları var. Ben Cumhur İttifakı’nın bu sistemden aslında rahatsız olduğunu öğrenmiş oldum, bundan da memnunum. Eski sistemi getirecek halimiz yok. Güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz. Millet İttifakı’na mensup bütün partilerin çalışmaları günü geldiğinde ete kemiğe büründürülecektir” yanıtını verdi.