CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Valiliğe savcılığa kişisel verileri koruma kuruluna İmamoğlu’nun başvuruları var, işinizi yapın. Devlet suskun ya Erdoğan ile Bahçeli konuşuyor. Bir insanın özel hayatının gizliliği devlet eliyle ihlal edilmiş ve servis edilmiş devlet susuyor. Ekremfobik olmuş bunlar. Bir Cehape, bir Kılıçdaroğlu paranoyaları var bir de Ekrem paranoyaları var. Ekremfobik bunların alayı” diye konuştu.
Altay, “30 Ocak’ta bir çocuk istismarı yaşandı Trabzon’da, bir günah işlendi. Çocuğun babası cezaevinde, babasını kurtarma umuduyla. Gel gör ki 10 yaşındaki çocuk pişman oldu, özür diledi. Çocuk bunu yaparken, orada gevrek gevrek gülenler ve sayın Bahçeli; bu size ders olsun, bu çocuk da size dert olsun” dedi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Altay'ın açıklamaları şöyle:
COVİD yokmuş gibi davranıyoruz. Vefat sayıları da fazla. Bir rehavet görüyoruz. Tutumlarla tavırlarla ‘normale dönüyoruz’ havası var. Bunu doğru bulmuyoruz. Geçen sene bugün kısıtlamalar vardı, tedbir vardı. Tüm sağlık çalışanları ve bizler bekliyoruz ki sağlık çalışanlarının haklarını ödeyelim, helalleşelim. Doktorlarımız ülkeden kaçıyor. Dünyanın bütün ülkeleri yetişmiş insanları olağanüstü çaba harcarken biz tıp insanlarımızı kaçırmak için olağanüstü çaba harcıyoruz. Doktorları seviyoruz ama moral bırakmadık, motivasyon bırakmadık. Tıkanacaklar. Madden tıkacaklar, manen tıkanacaklar. CHP’li üyeler, Sağlık, Aile ve Sosyal Komisyonu’na yazı yazdılar. Madem Ak Parti getirmiyor, bizim teklifimizi görüşelim talebinde de bulunduk. Bu şekilde COVİD-19 ile mücadele edemeyiz. Kısmen de olsa yetersiz de olsa iyileştirme sürecini neden durdurdunuz? Bu soruların cevabını bekliyoruz.
Bugün skandallar var, rekorlar var, ayıplar var. Lokal bir olaydan bahsetmek isterim. 84 milyonu yaptıkları sanatla bazen düşündüren bazen güldüren bazen ağlatan sanatçılarımız var. Bakırköy’de Kültür Sanat Konağı var. Güzide sanatçılarımız tarafından Bakırköy Sanatçıları Derneği kurulmuş. Sanatçılar burada yetişmiş. Şimdi bunları kepçeyle buradan tahliye ediyoruz. Oraya yapma, yapacaksan başka yer yap ya da sanatçılara yer bul. 30 yıl kirasını ödemeyen müflis kiracıyı kovar gibi. Kel Mahmut’u üzersiniz, mezarında huzursuz edersiniz. Bu adam burada yetişmiş. Tarık Akan’ı, Belgin Doruk’u. Sanata saygısı olmayanın topluma saygısı olabilir mi?
Zamlar… Kar yağdı, don oldu, yollar kapandı, balık yendi… 723 liraya arabanın deposu doluyor. İki kat daha fazla. Benzin bir yılda 101, mazot bir yılda yüzde 121 zamlanmış. 300 kilovatsaat elektrik tüketen bir aile, asgari ücretten ödediği para yüzde 8 buçuk idi. Şimdi yeni askeri ücretten yüzde 12.2 ödeyecek. Nasıl ödeyecek? Alım gücü yok. Bunlar dediler ki 150 kilovatsaatin üzerine yüksek tarife, altına düşük tarife. ‘Bunu yapmayın’ dedik. Ortalama tüketim 230. ‘Hayır.’ Beyefendi her şeyi biliyor kardeşim. Ne oldu dün, 210 kilovatsaate çekti. CHP’nin dediğini yapıyorsun ama geç kalıyorsun. Şimdi 210 yaptı. Millet ‘yandım anam’ diye bağırıyor. Ben bin 400 liralık gaz aldım, 20 gün gidecek. Esnaf ve sanayici için bir düzenleme talep ediyoruz. Esnaf dükkanını açamıyor. Bir esnaf dükkanın ortasına mangal koymuş, ısınmak için, Türkiye bu halde. Üç günlük OSB’ye Türkiye’ye maliyeti 5 milyar dolar. ‘Yarın elektrik, doğal gaz ve petrol zamlarını getireceğiz.’ Erdoğan yarın geniş geniş konuşmadan sen gel kulak ver. Talep ediyoruz. Bu ivedidir, kaçınılmazdır.
Gözümüz aydın. Bir rekor. Ocak ayında dış ticaret açığı 10.4 milyar dolar. Bir ayda 10.4 milyar dolar olduğu bir rakam tarihimizde yok. Enflasyona ‘köpük’ dedi, şimdi kambur oldu. O kamburun adı Recep Tayyip Erdoğan. Milletin sırtından in. Tarımsal destek için 26 milyardan 29 milyara çıkardık. Dün akşam gelen mazot zammıyla 3 milyar eridi bitti. Aynı akşam gelen zam bu üç milyarı aldı götürdü. TÜİK yarın enflasyon açıklayacak. Yeni başkan. Başkan farkını göreceğiz.
Erdoğan yeni bir huy edindi. Daha doğrusu intihal, yani alıntı yapıyor başkalarına. Bu sefer damattan alıntı yapmaya başladı. ‘Her yeni ay bir öncekinden iyi olacak.’ Bunu damat yapardı, hatta birkaç ayı peş peşe sayardı. Erdoğan ocak aralıktan çok kötü. Şubat ocaktan kötü olacak. Nasıl iyi olacak? Damat böyle diye diye gitti. Bu her ay öncekinden iyi olacak teranesini satanlar gidiyor. Dileriz damadın başına gelen, siyasi olarak tabii, Erdoğan’ın da başına gelecek.
Erdoğan bir şeyi anlamamış. Biz demedik ki, ‘sen ihaleye imza atıyorsun.’ (Erdoğan imzalı belgeyi göstererek) Bu nedir? İhalesiz iş yapın diye imza atıyorsun. Güzel bir proje var. Malkara-Çanakkale… Bu ihaleyle iş yapıyor mu? Tekirdağ’da konuşuyor galiba ‘bu otobanı da planlıyoruz, görüşmelerini yaptık.’ Beyefendi birileriyle oturmuş görüşmeleri yapmış. Bu imzada da ‘mutabakatın sağlanmasına müteakip görüşmeleri yapın.’ İmza Recep Tayyip Erdoğan. Kınalı Malkara. İhale yok, davet bile yok. Bu lakaytlık. Burada herkesin hırsızlık aramasından doğal bir şey olamaz. İhale"siz iş yapın diye imza atıyorsun. Atma bu imzaları. Yarın bunlar senin canını yakar. Seni üzer bu işler.
10 günde iki kriz yaşadık. Bir temel hak ve özgürlüklerine yönelik bir büyük kriz yaşadık, yaşıyoruz. Bir de çocuk istismarı krizi yaşadık, yaşıyoruz. Onun utancını yaşıyoruz, utandığımız için de çok dillendirmiyoruz. ABD’de bir Watergate skandalı olmuştu, sonunda ABD Başkanı Nixon’ın istifasına kadar gitmişti. Artık dünyada her şeyin üzerinde takip edemezsin, telefonumu dinleyemezsin, MOBESE ile beni gözleyemezsin. Bunları yaparsan bunun hesabını er geç verirsin, ahirete kalmaz bu hesap. Böyle bir şey olamaz. Bir suç işlendi ve bu işler İçişleri Bakanı eliyle yapıldı. Şimdi anlıyoruz ki İçişleri Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı İstanbul’a, İmamoğlu’nun MOBESE görüntülerini seyretmeye gitmişler. Başka bir şey yapmadılar çünkü. İmamoğlu’nun özel hayatının gizliliği ilkesi devlet eliyle çiğnenmiştir. Sen bunun özel hayatına kafanı eğip kameradan bakamazsın, Erdoğan, Soylu. Sana boşuna suç işleri bakanlığı denmiyor. Yadırgayan var mı? Yok. İtibar kaybında İçişleri Bakanı ve Bakanlığı tarihi rekor kırıyor. Bugün TBMM tarihi sınav verecek. Bu Anayasal dışı işi TBMM’ye getiriyoruz. Genel görüşme talep ediyoruz. Bugün herkesi TBMM’de MOBESE skandalıyla ilgili görüşmeleri izlemesini bekliyorum. Bu bir itibar suikasti dedi önceki Adalet Bakanı KVKK toplantısında. ‘FETÖvari bir yöntem’ dedi ve hukuku işaret ettiği için adam görevinden gece 1’de alındı. Hukuk önce gelir dediği için bir ülkede Adalet Bakanı görevden alınıyorsa bırak eti bırak tuzu, ülke kokmuştur… TEM’de bağlantı yolunda yolda kalanları, bu ayıbı kapatmak için İmamoğlu’nun nerede yemek yediğini takip etmek ahlaksızlıktır. Bunu yandaş medyaya suç olduğunu bile bile servis etmek de edepsizliğin dik alasıdır. Bunu şimdi izleyen personele zamanı geldiğinde sorulacak. ‘Bana falanca müdür emretti’ diyecek. O müdüre gidilecek, ‘bana dönemin İçişleri Bakanı emretti’ diyecek. Dönemin İçişleri Bakanı bunun hesabını er ya da geç verecek. Hem İmamoğlu’na, hem 16 milyon İstanbulluya hem de 84 milyona verecek.
Erdoğan bu ara kutuplaşmayı bıraktı kışkırtmayla uğraşıyor. İnsanların lokantaya gitmelerine yeni bir yaklaşım getirmiş. Bu ayıptır bu gayri ahlakidir. İsteyen içer isteyen içmez. Seni ilgilendirmez. Yaşam tarzına müdahale ediyorsun. Bu memleketi teröristler, dış güçler bölemez, ama inanç aidiyeti, etnik aidiyeti siyaseti böler Erdoğan, memleketi bölme kardeşim. Sana ne. Kaldı ki o lokantaya ta 2008’de sen de gitmişsin, ailenle afiyet olsun. Ne yediysen yedin. Ne içtiysen içtin. Senin gittiğin iyi bildiğin bir lokanta. İnsanlar aç durmuyor herkes çalışırken de bir şeyler yiyor. Bir şey bulamadınız kusurunuzu ayıbını örtmek için bula bula Belediye Başkanımızın yemek yemesini buldunuz ya bu ayıp da size yeter. Konu şuradan geliyor 31 Mart 2019’de İstanbullu Erdoğan’ın kulağını çekti. Erdoğan bunu ciddiye almayınca millet elini Erdoğan’ın kulağından çekti 23 Haziran 2019’da Erdoğan’a okkalı bir şamar attı. Anlaşılan o kişi hala bu şamarın acısı geçmemiş. Korkunun ecele faydası yok millet ilk seçimde sana Türkiye genelinde şamarı atacak…
Valiliğe savcılığa kişisel verileri koruma kuruluna İmamoğlu’nun başvuruları var, işinizi yapın. Devlet suskun ya Erdoğan ile Bahçeli konuşuyor. Bir insanın özel hayatının gizliliği devlet eliyle ihlal edilmiş ve servis edilmiş devlet susuyor. Ekremfobik olmuş bunlar. Bir Cehape, bir Kılıçdaroğlu paranoyaları var bir de Ekrem paranoyaları var. Ekremfobik bunların alayı. Bir de pişkin pişkin demez mi ‘İstanbul’a her şeyi ben yaptım, bizden sonra bir şey yapılmadı’.. . Kahraman’da balığı 2008’de Ekrem’den önce sen yedin bu doğru ama İstanbul’a ihanet eden de sensin, İstanbul’un kıymetini bilmeyen de sensin. Bunları ben Erdoğan’a söyledim ama bana ait bir söz değil bunlar. Erdoğan’ın 21 Ekim 2017’de söylediği sözler. Şimdi İstanbul’a ihanet edilmiyor. Ama şu da yapılmıyor. Belediye iştirakinde çalışan AK Parti Kadın Kolları Başkanına yurt dışında yüksek lisans yapsın diye 128 bin avro 123 bin lira ve ayrıca 9 bin dolar verilmiyor. Bu yapılmıyor ama Ekrem şunu yapıyor. Aynı anda 10 ayrı metro inşaatını sürdüren tek şehir İstanbul. Hiç kreşi olmayan İBB’nin bugün 62 kreşi var. Avrupa’nın en büyük katı atık tesisi bitti çalışıyor, 1,4 milyon hanenin elektriğini karşılıyor. 53 bin öğrenciye eğitim desteği veriyor. Sen Kadın Kolu Başkanı’nı yurt dışına gönderiyorsun, İmamoğlu’nun kafası da 53 bin öğrenciye nakit desteği veren kafa.
30 Ocak’ta bir çocuk istismarı yaşandı Trabzon’da, bir günah işlendi. Çocuğun babası cezaevinde, babasını kurtarma umuduyla. Gel gör ki 10 yaşındaki çocuk pişman oldu, özür diledi. Çocuk bunu yaparken, orada gevrek gevrek gülenler ve sayın Bahçeli; bu size ders olsun, bu çocuk da size dert olsun.